Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

İRAN’IN AZERBAYCAN İÇİN HAZIRLADIĞI TERÖR ÖRGÜTÜ: “HÜSEYNİYYUN”

Senan Kazımoğlu

Azerbaycan stratejik önemi ve yeraltı kaynaklarından dolayı tarih boyunca her zaman komşu veya büyük devletlerin hedefinde olmuştur. Günümüzde de bu durum devam etmektedir. Azerbaycan üzerinde planları olan her ülke, ilk başta burada kendilerine yakın olan fikir hareketleri üzerinden hareket etmiş ve kendilerine Azerbaycan içinden taraftar toplamaya çalışmıştır. Bahsettiğim devletler içerisinde en dikkat çekenlerinden biri Azerbaycan’ın güney komşusu İran’dır. Uzun süre Azerbaycan Türklerinin yönettiği ülke, fiiliyatta Nadir Şah'tan sonra Fars kimliğine bürünse de 1925 yılındaki Pehlevi darbesiyle resmi olarak yine Türk hanedanları tarafından yönetiliyordu. Pehlevi ailesinin iktidara gelmesiyle İran devletinde zaten iyi olmayan Türklerin sosyal, kültürel ve ekonomik durumu daha da kötüleşmeye başladı. Bir zamanlar Türklerin yönettiği ve asli unsuru Türk olan bu ülkede şimdi Türkler asimilasyona uğruyor ve baskı altına alınıyordu. Bu zulüm 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden sonra da devam etti. İran Fars rejimi, kendine düşman olarak gördüğü Türklere karşı elinden geleni yapıyordu. Aynı dönemlerde Sovyetler çöküp yeni devletler ortaya çıkmaya başlayınca İran korkuya kapıldı. Çünkü bu devletler arasında hemen kuzeyinde bulunan ve büyük bir kısmı kendi topraklarında olan Azerbaycan Cumhuriyeti de vardı. İlk başta Azerbaycan’ı tanımak istemedi. Hatta Azerbaycan’ın bağımsızlığından sonra İran resmileri, “Biz Azerbaycan’ı sadece Sovyetlere bağlı bir devlet olarak tanırız” diye açıklamalarda bulunuyorlardı. Ancak Sovyetler yıkılınca İran’ın başka çaresi kalmayarak Azerbaycan’ı tanımak zorunda kaldı. İran, Azerbaycan’ın gelecekte kendisine tehlike oluşturacağını sezdiği için hemen Azerbaycan içinden yeni kişiler devşirmeye ve Azerbaycan’da kendi ideolojisini yaymaya başladı. Bu ideoloji İran Şiiliğiydi.

Azerbaycan, din olarak hemen hemen Raşidi halifeler döneminden beri müslümandır. Tarihsel değişim sürecinde Azerbaycan da değişim göstererek mezhep olarak Şiiliğe meylettirilmiştir. Günümüzde de Azerbaycan’ın yaklaşık %75’i (rakam tahminidir) Şii’dir. Fakat Azerbaycan Şiiliği, İran Şiiliğinden ayrı olarak radikal değil, ılımlı ve birleştirici Şiiliktir. İşte İran, bunu yok ederek Azerbaycan’da kendisine yakın bir grup oluşturmaya çalışıyor. Bunun için de kendi fikirlerini yaymak amacıyla Azerbaycanlı öğrencileri İran’ın farklı şehirlerinde okutarak tekrar Azerbaycan’a gönderiyorlar. Bunun yanında Azerbaycan’da basın yayın organları ve yayınevi başta olmak üzere birçok alanda güçlenerek kendi adamlarını ve kendi siyasi fikirlerini bu kanallar üzerinden yaymaya çalıştılar ve hala çalışıyorlar.

İran’ın Azerbaycan’daki ilk siyasi hamlesi, bağımsızlığın hemen başında Azerbaycan İslam Partisi kurmasıyla başladı. Fakat 4 yıl sonra bu parti, Azerbaycan’da İrancı İslam Devleti kurma teşebbüsü ve İran’dan finans desteği alarak İran’a hizmet suçundan kapatıldı. Sonraki yıllarda faaliyetini resmiyet olmadan devam ettirse de, 2011 yılında parti başkanı Movsum Samadov’un tutuklanmasıyla parti faaliyetleri büyük ölçüde kısıtlandı. Ama İran, Azerbaycan’daki faaliyetlerine farklı ölçülerde, ayrı ayrı kişiler ve örgütler (“Müslüman Birliği Harekâtı” gibi) üzerinden devam ettirdi. Bu örgütler arasında en çok dikkat çekenlerden biri de “Azerbaycan İslami Direniş Harekâtı” veya bilinen adıyla “Hüseyniyyun” (Hüseyinciler) grubudur. Grubun bilinen kuruluşu 2015-2016 yıllarından sonra örgüte liderlik edecek Töhid İbrahimbeyli’nin İran’ın Kum ve Meşhed şehirlerinde eğitim alan Azerbaycanlı öğrencilerden “Hüseyinciler Birliği” kurmasıyla başlar. Bir diğer bilgiye göre de örgüte “Hüseyinciler” adı bizzat Kasım Süleymani tarafından verilmişti.

İran istihbaratının desteğiyle kuruluşunu tamamlayan örgüt, kısa süre içerisinde eğitimden geçerek Suriye’de DAEŞ’e karşı savaşmaya gönderilir. Her ne kadar DAEŞ’e karşı savaşma bahanesiyle kurulsa da, daha sonra grubun lideri Töhid İbrahimbeyli, harekâtın amacının Azerbaycan’da İslami devrim gerçekleştirmek olduğunu beyan etmişti.

Azerbaycan istihbaratının yakından izlediği örgütün bazı terör faaliyetleri önlense de, maalesef gerçekleşen eylemleri de olmuştur. Bunun en çok ses getireni, örgütün 2018 yılında Gence valisi Elmar Veliyev’e karşı giriştiği suikast teşebbüsüdür. Suikast girişiminden vali ağır yaralı da olsa kurtulabilmişti.

Örgüt, yakın zamanda Azerbaycan’ı devirip yerine İrancı Şii “Kerime” devleti kurma iddiasıyla ortaya çıktı. Bunun için Azerbaycan içerisinde gizli şekilde örgütlenmeler gerçekleştirdiler. Fakat Azerbaycan istihbaratının zamanında müdahalesiyle teşkilat çökertildi.

Bu örgüt, şimdilik çok küçük bir milis grup olabilir ancak unutmamak gerekir ki, günümüzde İran’ın bazı devletler içerisinde faaliyet gösteren büyük grupları da ilk başta küçük milis gücü olarak başlamışlardı. Her halükarda dikkatli olmak gerek. Allah milletimize ve devletimize zeval vermesin. Bu fikirde olanlarıysa en kısa zamanda perişan etsin. Âmin.