Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

BORÇALI KARAPAPAK TÜRK CUMHURİYETİ

Senan Kazımoğlu

Türk milletinin bilinen özelliklerinden olan ordu konusunu daha önce defalarca konuşmuştuk. Buna bağlı olarak, Türklerde bilinen diğer bir özellik de zor şartlar altında hızlıca teşkilatlanıp karşılarına çıkan sorunları halledebilmesidir. Yani disiplin ve teşkilatçılık özelliği. Bu özellikleri sayesinde defalarca “yok oldu, bitti” dedikleri anda yeniden küllerinden doğmuş ve mücadelelerine devam etmişlerdir. Yine bu özellikleri sayesinde yok olmanın eşiğindeyken devlet kurup tarih yolculuklarını sürdürmüşlerdir. Buna en güzel örneklerden biri de hiç şüphesiz Birinci Dünya Savaşı sonrasında Batı Kafkasya Türklerinin kurdukları küçük devletlerdir. Siz bakmayın benim küçük dediğime, bugün hâlâ o bölgelerde Türk varlığı mevcutsa, o zaman kurulan bu devletler sayesindedir. Bugün size bu devletlerden birisinden bahsedeceğim. Hani bir söz vardır: "Türkler tarih yapar ama tarih yazamaz" diye, maalesef burada da onu görüyoruz. Bölgedeki Türk varlığını yok olmaktan kurtaran bu devlet hakkında çok az bilgiye sahibiz. Bu bilgiler ışığında dilimin döndüğü kadar konuyu anlatmaya çalışacağım. Bahsi geçen devlet, Borçalı Karapapak Türk Cumhuriyeti’dir.

Yüzlerce yıl Türklerin vatanı olarak kabul edilen Borçalı, Gürcistan sınırları içerisinde, ülkenin güneydoğu taraflarını oluşturmaktadır. Kelime kökeni olarak da genel kanıya göre, eski Türkçedeki “börü” (kurt) ve çukur anlamına gelen “çala” sözlerinin birleşmesinden oluşarak “kurt çukuru” veya “kurt yuvası” manasındadır.

Bölge, asırlardır yoğun olarak Karapapak Türklerine ev sahipliği yapmaktadır. Onların buradaki varlığının, Malazgirt Zaferi’nden bile daha eski olduğu düşünülmektedir. Karapapak Türkleri başka bir yazının konusu olacağı için burada çok detaya inmek istemiyorum.

Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Çarlık Rusya'nın devrilmesi ve Rusların bölgeden ayrılmasıyla Güney Kafkasya'da bir boşluk oluşur. Bölgedeki bu boşluktan ilk yararlanmak isteyenler Ermeniler olur. Ruslardan kalan silahları toplayan Ermeni gruplar, bölgeyi ele geçirmek ve Türkleri yok etmek için saldırıya geçerler. Fakat tehlikeyi daha önceden sezmiş olan bir yiğit, Karapapak Türklerini teşkilatlandırarak düşmana yem etmez ve bölgeye saldıran Ermenileri pişman ederek geri püskürtür. Bu kahraman, Borçalı’nın Kepenekçi köyünden Emin Ağa Acalov ya da bilinen adıyla Kepenekçi Emin Ağa’dır. Emin Ağa, düşmanların Borçalı’dan vazgeçmeyeceklerini anlayarak, Borçalı Hayır Cemiyeti Başkanı Kurbanali Efendi Halilzade, Borçalı'nın Sünni (Yusuf Efendi Allahyarzade) ve Şii (Şeyh Muhammed Ali) din adamlarıyla birlikte, 20 Aralık 1917 yılında Borçalı Karapapak Türk Cumhuriyeti'ni kurar. Ancak resmi ilan için birkaç ay beklerler. Çünkü Emin Ağa’nın hedefi bir devlet kurmaktan çok, bölgeyi ve burada yaşayan Türkleri yok olmaktan kurtarmaktır. Sırf bu sebepten dolayı Borçalı’yı Osmanlı Devleti'ne ve daha sonra kurulacak olan Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlamaya çalışır. Ancak bölge üzerinde sadece düşman birliklerinin değil, savaşta sözde müttefikimiz olan Almanların ve daha sonra onun mandası olacak Gürcülerin farklı planları vardır. Tüm bunların yanında, Ermeniler de Borçalı’dan vazgeçmemektedir. Silahla alamadıkları Borçalı'yı hileyle almak isteyen Ermenilerin yardımına yine Ruslar yetişir. Ruslar, “Dağ Borçalısı” diye bilinen Borçalı’nın dağlık kısmını 30 Aralık 1917 yılında tarafsız bölge ilan eder. Bu tarihten bir yıl sonra, “tarafsız bölge” ilan edilen Dağ Borçalısı, Ermeniler tarafından işgal uğrar. Burası hâlâ Ermenistan’ın kuzey kısımlarını oluşturmaktadır.

Almanlar ve onun mandası Gürcistan’ın Borçalı’ya baskıları artınca, 1918 yılının Nisan ayında Borçalı Karapapak Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşu resmen ilan edildi. Almanlar, mandaları Gürcüler ile birlikte bölgeyi işgal etmek için on binlerce askerden oluşan 3 ayrı ordu birliği göndermesine rağmen, her defasında orduları Karapapak Türkleri tarafından bozguna uğratılıp darmadağın edildi. Böylece Karapapak Türklerinin şanlı direnişi sayesinde bölgeyi işgal etmeyi başaramadılar.

Karapapak Türklerinin kendi imkânlarıyla devam eden direnişi, Mondros Mütarekesi'ne kadar sürdü. Osmanlı ordusunun bölgeden ayrılması sonucunda durumun kötüleştiğini anlayan Kepenekçi Emin Ağa, Osmanlı 9. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa ile görüşerek ondan gizlice yardım sözü aldı. Fakat Yakup Şevki Paşa’nın bir önerisi vardı. O tarihlerde bölgede aynı maksatla kurulan Türk devletleri olan Aras Türk Cumhuriyeti ve Ahıska Geçici Hükümeti’ni birleştirerek yeni bir Türk devleti kurulmasını teklif etti. Böylece yardımlar gizlice bir yerden koordine edilebilirdi. Bu niyetle, 5 Kasım 1918’de Kepenekçi Emin Ağa’nın başkanlığında kurulan Kars İslam Şurası, daha sonraki kongrede adını değiştirerek Cenub-ı Garbi Kafkas Cumhuriyeti’ne dönüştü. Kurulan bu cumhuriyetin liderliğine Cihangirzade İbrahim Bey getirilirken, onun yardımcısı yine Emin Ağa oldu. Bölgedeki Türklerin kontrolünde olan yerler de bu devlete bağlandı. Fakat 1919 yılının Nisan ayında, İngiliz destekli Ermeniler Kars’a saldırdılar. Bu saldırıda yakalanan Cihangirzade İbrahim Bey başta olmak üzere hükümet üyesi 35 kişi, İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. Böylece Cenub-ı Garbi Kafkas Cumhuriyeti de yıkılmış oldu. Şükürler olsun ki bu işgal uzun sürmemiş ve bölge Ankara Hükümeti tarafından kurtarılmıştı.

Yaşanan olaylardan, Azerbaycan Cumhuriyeti Başbakanı Fatali Han Hoyski'nin yardımıyla kurtulan Kepenekçi Emin Ağa, daha sonra Tiflis’te tutuklanarak hapse atıldı. Bir süre sonra ise hapisten kaçarak, vefat edeceği 1937 yılına kadar Azerbaycan’ın Kazak iline bağlı Karapapak köyüne yerleşti.

Kepenekçi Emin Ağa ve onun arkadaşlarının fedakarlıkları sayesinde bugün bu bölgelerde Türkler yok edilememiş ve hala hayatlarını sürdürmektedirler. Allah hepsinden razı olsun.Yazıyı yine Emin Ağa’nın bir sözüyle bitirmek istiyorum: 

“Herkesin borcudur ki, elinden geldiği kadar insanlığa, özellikle de kendi milletine yardım etsin.”