Yaşadığımız dünyanın ve küresel siyasetin çok garip oyunları var. İnsan hakları, insanın hak ve özgürlükleri, demokrasi ve ifade özgürlüğü gibi kavramları slogan eden vahşi batı, kendilerini bunların koruyucuları olarak dünyaya kabul ettirmeye çalışıyor. Fakat derinlere inince, kendilerinin bundan nasiplenmediği ve bunları vahşiliklerine kalkan olarak kullandıkları ortaya çıkıyor. Vahşi batı, bu sloganlar ile bizi barbar, kendilerini medeni gösterip saldırsa da, arka bahçelerinde neler yaşandığı konusunun açılmasına bile karşı çıkıyor. Bu saydıklarımıza misal olarak gösterebileceğimiz ülkelerden birisi de Avrupa’nın ortasında yer alan ve hâlâ denizaşırı sömürgeleri bulunan Fransa’dır.
Katliam ve gözyaşı üzerine kurulan modern Fransa'da, denizaşırı sömürgecilik bugün bile devam etmektedir. Şu an Fransa'nın dünyanın farklı birçok noktasında denizaşırı sömürgeleri bulunmasına rağmen hâlâ utanmadan bize insan hakları ve özgürlüklerinden bahsetmektedir. Aynı Fransa günümüzde tüm gücüyle Azerbaycan'a saldırmakta, doğu ve batı geçişinin orta yollarından olacak olan Zengezur Koridoru'ndan pay kapmak istemektedir. Bunun için de kullandıkları piyon Ermenilerdir. Fransız hükümeti bu adımıyla, ülkedeki Ermeni lobisinin de desteğini alarak bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor.
İkinci Karabağ Savaşı ve sonrasında Azerbaycan'a baskısını artıran Fransa, hatta Karabağ konusunda Ermenistan’dan bile daha düşmanca tavır takındı. Bulunduğu her ortamda Azerbaycan'ı engelleyerek de açıkça tarafını belli etti. Gücünü kullanarak Azerbaycan aleyhine Avrupa Parlamentosunda kararlar aldırmaya muvaffak oldu. Hatta Ermeni işgalinden dolayı 30 yıldır tek bir Türk’ün yaşamadığı Karabağ’ı Azerbaycan geri alınca "Azerbaycan Karabağ'da Ermenilere etnik temizlik yaptı" iftirasını dünyaya yaymaya çalıştı. Ama çok şükür tutmadı. Fransa, onlarca provokasyon ile yetinmeyerek Ermenileri Azerbaycan'a karşı silahlandırmaya çalıştı ve hâlâ da yapıyor. Daha birkaç gün önce Fransa tarafından Ermenistan'a ağır silahların sevkiyatı yapıldı. Tüm bunları yaparken de sığındığı kalkan, sözde Ermenilerin hak ve özgürlükleridir.
Azerbaycan'a Ermeniler üzerinde sözde insanlık dersi vermek isteyen Fransa, kendi insanlık ayıbından habersizce hareket ediyordu. Yalan ve iftiralar ile Azerbaycan'a saldıran Fransa'ya karşı Azerbaycan, onların kendi ayıplarını ortaya çıkararak ders vermeye başladı.
Azerbaycan siyaseti genel olarak dengeye dayanır. Yani Azerbaycan'a karşı hareket etmeyen hiçbir ülkeyle Azerbaycan'ın işi olmaz. Ancak Fransa çizgiyi çok aştı. Uyarılar fayda vermeyince Azerbaycan, Fransa'nın can damarı olan sömürgelerine yöneldi. Fransa sömürgeciliği ve zulmüne karşı geniş çaplı bir çalışma başlatan Azerbaycan, bunu, o dönem başkanlık yaptığı "Bağlantısızlar Hareketi" teşkilatına taşıdı. Sömürge bölgelerinin temsilcileriyle iletişime geçen Azerbaycan, onları teşkilatın toplantılarına davet etti. Bu temsilciler, "Bağlantısızlar Hareketi"nin 6 Temmuz 2023 yılında düzenlenen Bakanlar Toplantısı çerçevesinde yapılan "Sömürgeciliğin Tamamen Sonlandırılmasına" adlı uluslararası konferansa katıldılar. Konferanstan hemen sonra da Martinik, Guyana, Yeni Kaledonya, Fransız Polinezyası, Wallis ve Futuna ve Solomon Adaları temsilcileri, Fransız sömürgeciliğine karşı "Bakü İnisiyatif (Girişim) Grubu"nun kurulmasıyla ilgili karar aldıklarını duyurdular. Karardan hemen sonra da mutabakat zaptı imzalandı. Şu an grupta Yeni Kaledonya, Fransız Polinezyası, Fransız Guyanası, Guadeloupe, Saint-Martin, Bonaire, Martinik, Korsika, Komor Adaları (Komor Adaları şu an Fransız işgalinde olan Mayotte Adası'nın kendisine ait olduğunu söylüyor, bu yüzden grupta yer alıyor) ve Wallis ve Futuna aktif faaliyet göstermektedir. Grubun esas amacı yukarıda da söylendiği üzere sömürgeciliğin tamamen sonlandırılmasıdır. Grubun merkez ofisi Bakü'de yerleşmektedir.
Grup, BM de dâhil olmak üzere birçok kurum, kuruluş ve farklı ülkelerde sömürgecilik aleyhine konferanslar vermekte ve sömürgeci devletlere karşı beyanatlar ve kararlar almaktadır. Sömürge bölgelerinde halkların uyanışını tetikleyen grubun en büyük ve ses getiren toplantılarından birisi 24 Şubat 2024 tarihinde İstanbul'da yapılan "Dekolonizasyon: Rönesansın Uyanışı" adlı uluslararası konferans oldu. Grup bu girişimlerle kendi seslerini dünyaya duyurup halklarına umut olmayı başardı. Grubun faaliyetlerinden sonra, başta Fransa olmak üzere hâlâ sömürge mantığını sürdüren devletlere karşı halkların uyanışı tetiklendi. Yakın zamanlarda Fransız sömürgeleri olan Korsika ve Yeni Kaledonya'da halkların Fransa'ya karşı ayaklanması sonrasında Fransa'nın Türkiye ve Azerbaycan'ı suçlamasının sebebi budur.
Fransa'nın bu suçlamasına cevap olarak Azerbaycan Dışişleri'nin verdiği açıklamayla yazıyı bitiriyorum:
"Fransa İçişleri Bakanı, Azerbaycan'ı Yeni Kaledonya'daki bağımsızlık yanlısı protestoları desteklemekle suçlamak yerine, ülkesinin bu tür protestoları körükleyen başarısız denizaşırı politikalarına odaklanmalıdır."