Dünyada çok az millet vardır ki, toprakları işgal edildikten sonra kısa sürede toparlanıp yeniden vatanlarını geri alabilsin. Türkler, bu milletlerin başında geliyor. Türk milletinin vatan sevgisi tüm dünyaya malum olduğu gibi, her karış toprağı için can vereceğini de cümle âlem biliyor. Elinden zorla alınan topraklara da bir gün mutlaka döndüğüne herkes şahit. Bu hakikati unutanlara bundan bir yıl önce Azerbaycan yeniden hatırlattı. Ne mi oldu? 2023 yılının 19-20 Eylül günlerinde Azerbaycan, başlattığı bir günlük antiterör operasyonuyla Karabağ’ın tamamında devlet egemenliğini yeniden tesis etti. Peki, bu süreç nasıl gelişti?
Herkesin malumu olduğu üzere, 200 yıllık Rus-Ermeni planıyla Karabağ, 1990’ların başlarında Azerbaycan’dan kopartıldı. Sonraki 30 yıllık süreçte diplomatik girişimler, müzakere süreçleri ve verilen sözler hep sonuçsuz kaldı. Azerbaycan, artık topyekûn olarak bu girişimlerin işgali ebedi kılmak için yapılan hamleler olduğunu iyice anladı. Devlet, kendi göbeğini kendisinin keseceğini anlayınca çalışmaya koyuldu. Azerbaycan, gücünü toplayıp kendine geldikten sonra fırsat kollamaya başladı. Bu fırsat, 27 Eylül 2020 yılında oluştu. Şöyle ki, 27 Eylül sabaha karşı Ermenilerin Azerbaycan’ın sivil yerleşim bölgelerini ağır silahlarla hedef alması, kutlu yolun başlangıcı oldu. Derhal harekete geçen Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, Karabağ’ı kurtarma operasyonuna resmen başladı. 44 gün içinde Karabağ’ın %75’ini geri aldı. Fakat Ermenilerin kadim dostu Ruslar bu defa da yardımlarına yetişti ve Karabağ’ın tamamının alınmasına mâni oldular. Böylece Azerbaycan egemenliği dışında kalan %25’lik kısma yasa dışı bölücü Ermeni silahlı grupları ve Rus Barış Gücü yerleştirildi.
Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında 10 Kasım 2020 yılında yapılan anlaşma şartlarına göre, Rus Barış Gücü, bölgedeki yasa dışı Ermeni silahlı grupları çıktıktan sonra yerleşecekti. Ancak anlaşmadan sonra Ermeni silahlı grupları bölgeden çıkarılmadığı gibi, Rusların desteğiyle Karabağ’a yeni silahlı teröristler ve mühimmat getirildi. Böylece Ruslara güvenerek Karabağ’daki varlıklarını tescilleyeceklerini düşünüp Azerbaycan’a karşı yeni sabotajlara giriştiler. Azerbaycan’ın defalarca uyarmasına rağmen bu uyarılara kulak asmadılar. Bu süreçte Azerbaycan da boş durmuyor, yaptığı küçük ölçekli operasyonlarla Karabağ’ın tamamındaki stratejik yükseklikleri kontrol altına alıyordu. Artık Karabağ’ın alınması, bardağı taşıran son damlaya bağlıydı. O damla, 19 Eylül 2023 tarihinde Azerbaycan polis ve sivillerinin Karabağ’daki yasa dışı Ermeni terör gruplarının yerleştirdiği mayınlar nedeniyle şehit edilmesi oldu. Aynı gün operasyona başlayan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, şu açıklamayı yaptı:
“Üçlü beyannamenin hükümlerinin uygulanması, Karabağ ekonomik bölgesinde gerçekleştirilen büyük çaplı sabotajın önlenmesi, Ermeni silahlı kuvvetlerine ait birliklerin silahsızlandırılarak topraklarımızdan çıkarılması, askeri altyapılarının etkisiz hale getirilmesi, kurtarılmış topraklara geri dönen nüfus ile yeniden inşa ve yapılandırma işlerinde görev alan sivil işçiler ve askeri personelimizin güvenliğinin sağlanması ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin anayasal yapısının yeniden tesis edilmesi amacıyla yerel düzeyde terörle mücadele operasyonlarına başlanmıştır. Tedbirler kapsamında, Ermeni silahlı kuvvetlerinin ön cephe ve derin mevzileri ile uzun süreli ateş noktalarının yanı sıra, savaş araçları ve askeri tesisler yüksek hassasiyetli silahlar kullanılarak imha ediliyor. Siviller ve altyapı hedef alınmıyor, yalnızca meşru askeri hedefler yok ediliyor.”
Azerbaycan, daha önceden hazırladığı plan neticesinde ani hamleler yaparak Ruslara rağmen 23 saat 43 dakika içerisinde yasa dışı Ermeni rejimini teslim olmaya mecbur bıraktı. Yakın zamanda operasyonun detaylarını açıklayan Azerbaycan Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Albay Anar Eyvazov şu açıklamayı yaptı:
“Antiterör operasyonunu farklı kılan ve bence benzersiz yapan faktörlerden biri de, yoğun ateş saldırısı sırasında yasa dışı silahlı gruplara ait tüm askeri altyapı tesislerine, ateş ve savaş mevzilerine hem aynı anda hem de karşılıklı koordinasyon içinde güçlü bir ateş saldırısı yapılmasıydı. Bu, düşmanda şok etkisi yarattı.
Operasyon sırasında en modern ve yüksek hassasiyete sahip silahlarımızın ve elektronik harp araçlarımızın etkili kullanımını özellikle vurgulamak isterim. Öncelikle düşmanın hava savunma ve elektronik harp araçlarının, komuta merkezlerinin ve genel olarak yönetim sisteminin devre dışı bırakılması, direniş göstermeye çalışan güçlerin yönetimini felç etti ve bu, birliklerimizin hızla ilerlemesini ve operasyonel etkinliği sağladı.
Basit bir dille ifade etmek gerekirse, düşmana gözünü açma, başını kaldırma fırsatı vermedik. Birliklerimizin aynı anda, güçlü ve kesin ateş desteğiyle 13 farklı yönde ilerlemesi, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin kalıntıları ile ayrılıkçı rejimin liderliğini şaşkına çevirdi ve kararsız kalmalarına yol açtı. Komutayı kaybeden ve ek güç ile kuvvet getirme fırsatı bulamayan düşman kuvvetleri ya Azerbaycan Ordusu’nun birlikleri tarafından etkisiz hale getirildi ya da silahlarını ve teçhizatlarını bırakıp kaçmaya zorlandı.”
Operasyon sonrasında teslim olan yasa dışı rejim, Azerbaycan’ın Yevlah şehrinde görüşmeyi kabul ederek varlığını sonlandırdı. Böylece Cenevre, Bişkek, Lizbon, Paris, Key West, Madrid, Moskova, Brüksel, Prag ve Soçi gibi şehirlerde tartışılan Karabağ meselesi en sonunda Azerbaycan’ın Yevlah şehrinde çözüldü. Kısa zaman sonra bölgedeki Rus Barış Gücü’nün de Azerbaycan’ı terk etmesiyle beraber, Karabağ’daki 200 yıllık plan da son buldu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’nın 19 Eylül 2024 kararıyla, 20 Eylül “Devlet Egemenliği Günü” olarak kutlanacak. Allah bize bu zaferi bahşeden herkesten en başta da şehit ve gazilerimizden ebeden razı olsun. Âmin!