Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

AZERBAYCAN VE TÜRKİYE KARDEŞLİĞİNE SUİKAST

Senan Kazımoğlu

Birkaç gün önce sosyal medyada dolaşırken Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın Türkiye ofisine saldırı gerçekleştirildiğini duydum. Daha haberin devamını okumadan eylemin kimler tarafından gerçekleştiğini tahmin ettim. Kendini Filistin destekçisi gibi gösteren ne idiğü belirsiz bir gruptu bu. Ne idiğü belirsiz diyorum çünkü bu grup propaganda yaptıkları sosyal medya kanallarında kendilerini “Solcuların, Kürtlerin, Müslümanların, Feministlerin” birlikte siyaset yaptıkları bir oluşum hedeflediklerini söylüyorlar. Aynı şekilde kendi kuruluş bildirilerinde destek istenilen kısımlarda “Türkiye gençliği” ifadesi kullanılırken, kötülenen bölümlerde “Türk sermayesi” diye bahsediliyor.
Bu grubun eylemleri sloganları üslupları hep İran ve marjinal sol grupları hatırlatıyor. Medya desteklerine bakıldığında da Türkiye’de Türkçe yayın yapan hemen hemen tüm haber basın kuruluşları grubun faaliyetlerini kendi hesaplarına taşıyorlar. Hatta bu basın kuruluşlarının arasında PKK başta olmak üzere Türkiye’nin terör listesinde olan medya grupları ile direkt İran tarafından desteklenen hesaplar da var. İşte bu grup kimin yönlendirdiği belli olmayacak şekilde (aslında belli) oraya buraya saldırıyor. Saldırdıkları noktalar da öyle alelade bir yerler değil. Saldırı yapılan yerler Türkiye için stratejik öneme sahip bölgeler.
Yukarıda anlattıklarımızdan grup ile ilgili bir fikir oluşmuştur aklınızda diye düşünüyorum. Yazının konusu olacak kısma geçecek olursak, malum İsrail’in Gazze’de uyguladığı ve aylardır devam eden katliam var. İşte bunu bahane ederek güya SOCAR’ın İsrail’e petrol yardımı yaptığı iftirasıyla 31 mayısta da SOCAR’ın Türkiye ofisine saldırdılar. Daha önce de 4 kere saldırmışlardı zaten. Fakat bu defa çok ileri gittiler. Bu defaki eylemlerinde şirketin kapılarını ve camlarını indirerek duvarlarına yazılar yazdılar, güvenlik güçleriyle arbedeler yaşandı. Allah aşkına bu ülke neler gördü, 28 Şubat dönemini atlattı, samimi inananlara ve Türk milliyetçilerine yönelik nasıl davranışlar yapıldığını herkes biliyor, tüm bunlar yaşanırken samimi, vatanına, milletine, devletine bağlı Müslümanlar ne zaman cam çerçeve indirdi? Ne zaman binalara yazılar yazdı? Ne zaman güvenlik görevlileriyle arbede yaşadı? Sadece bunlar bile aslında grubun kimlerden oluştuğunu gösteriyor. Peki neden SOCAR?
İkinci Karabağ Savaşından sonra Türkiye ve Azerbaycan’ın daha da yakınlaşması bölge dışındaki birçok ülkeyi tedirgin etmeyi başladı. Çünkü iki ülkenin ortak hareket etmesi resmen bölgede Türk milletini söz sahibi yapıyor. Bu yakınlığın önüne geçmek isteyenler Karabağ zaferinden sonra farklı dönemlerde Türkiye’de Azerbaycan aleyhine faaliyetlerini artırarak devam ettiler. Özellikle İsrail’in Gazze’ye saldırması bu grupların bahanesi oldu. Bu saldırıyı bahane ederek Azerbaycan’ın güya İsrail’i desteklemesi yalanını orta attılar. Neticede özellikle samimi Müslümanlar arasında fitne tohumu saçmaya çalıştılar. Bunun son misali de SOCAR saldırısıdır. SOCAR boş yere hedef seçilmedi. SOCAR resmen Azerbaycan ve Türkiye iş birliğinin ekonomiye yansımış şeklidir. Zira Azerbaycan’ın yurt dışına yaptığı en büyük yatırım SOCAR Türkiye’dir. Aynı şekilde Türkiye’ye yapılan en büyük dış yatırım da SOCAR Türkiye’dir. Yine bu saldırının SOCAR ve Türkiye’nin BOTAŞ şirketi arasında Türkmenistan’dan gelecek Türkmen gazının Türkiye’ye ulaştırması ve transit anlaşmasının birkaç gün öncesine tevafuk etmesi de normal karşılanmamalıdır. Tüm bunların yanında farz edelim ki siz Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen birisiniz. Türkiye’ye en büyük yatırımı yapan ve hem millet hem de devlet olarak size yakın bir ülkenin şirketine yapılanları görseniz ne yaparsınız? Yani anlatmak istediğim bu hareket sadece kardeşliğimize değil Türkiye’nin uluslar arasında ekonomik itibarını da sarsacak bir harekettir.
Tüm bunlara rağmen hamdolsun milletimizin feraseti onlara pabuç bırakmıyor. Bu planları kuranlar baktılar ki böyle olmayacak artık Azerbaycan’daki oyuncularını da sahaya çıkarmaya başladı. Konuyla ilgili Azerbaycan’da şimdiye kadar hiç tanımadığım veya Azerbaycan Türklerinin yanında hiçbir itibarı olmayanlar güya kendileri millet ve devlet taassubuyla Türkiye hakkında olur olmaz açıklamalar yaptılar. Bu resmen tavşana kaç, tazıya tut demektir. Çok şükür bizim kardeşliğimiz öyle sağlam köklere bağlıdır ki birkaç çapulcunun yaptığıyla kardeşliğimize zarar gelemez.
Gelelim SOCAR’ın petrol satma meselesine. Bununla ilgili SOCAR Türkiye resmi sitesinde bir açıklama yayınladı. Açıklamanın petrol satışıyla ilgili olan kısmını sizinle paylaşarak yazıyı sonlandırıyorum:
“Ana şirketimiz olan Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda, tüm faaliyetlerimizi uluslararası iş anlaşmaları çerçevesinde yürütüyoruz. Bu bağlamda, SOCAR'ın halihazırda ham petrolü İsrail'e sattığı yönündeki ithamlar asılsız olup, kasıtlı olarak kamuoyunu yanıltmayı amaçlamaktadır. Dünya petrol satış piyasasının kendine özgü özellikleri bulunmaktadır ve üretilen ham petrol, ticaret şirketleri veya bu şirketler aracılığıyla satılmaktadır. Tedarik şirketlerinin, ham petrolü hangi ülkelere taşıdığını veya hangi amaçlarla kullandığını kontrol etme ve müdahale etme imkanı yoktur. Bu kapsamda SOCAR, diğer petrol şirketleri gibi, tedarik ettiği ürünlerin ticaretini ilgili ticaret şirketleri ile olan satış ilişkileri çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Bununla birlikte, piyasada faaliyet gösteren ticaret şirketleriyle devam eden olağan satış ilişkilerimiz çerçevesinde, ticaret şirketlerince SOCAR’dan temin edilen ham petrolün hangi ülkelere sevk edildiği ve hangi amaçla kullanıldığına dair tarafımızca bir kontrol ve müdahale mümkün olmamaktadır.”