Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

AZERBAYCAN’DA SÖMÜRGE MİRASI: RUS OKULLARI

Senan Kazımoğlu

Sömürgeci devletler, bir ülkeye girmeden önce o ülkede kendi kültürünü ve dilini yayacak müesseseler oluştururlar. Böylece kaleyi içten fethetmeyi düşünürler. Aynı zamanda kendi egemenliği altındaki devletlerden çıkmak zorunda kaldıklarında, sömürünün devam etmesini sağlamak için kendi dil ve kültürlerini o ülkede yaşatacak faaliyetler içerisine girerler. Bu onlar için hayati öneme sahiptir.
Hatırlayın, Rusya eski Sovyet ülkelerinde Rus dili ve Rus kültürünü kırmızı çizgi sayar, bunun için savaş başlatır. Nitekim, Rusya'nın ters düştüğü bu ülkelerde ilk öne çıkardığı mesele Rus dili ve kültürüdür. Bunu, her ne kadar aynı milletten ve dilden olsalar da Ukrayna'da da yaptı.
Maalesef, eski bir Sovyet ülkesi olan Azerbaycan'da da bu konuya Rusya hassasiyetle yaklaşıyor. Rusça eğitim veren Azerbaycan okullarının kapatılması, bağımsızlıktan günümüze kadar Azerbaycan toplumunda fazlaca tartışılmasına rağmen hem siyasi ortam hem de halkın bir kesiminin hâlâ bu okullara rağbet göstermesi nedeniyle faaliyetlerine devam ettiler. Bağımsızlığın ilk döneminden İkinci Karabağ Savaşı'na kadar Azerbaycan, bu konuda Rusya'yı karşısına almayacak şekilde yavaş yavaş bu okulların sayısını düşürse de savaş sonrası oluşan siyasi hava içerisinde tavizler verilmeye başlandı. Özellikle Ukrayna Savaşı'nın başlangıç dönemlerinde ve sonrasında Rusya'nın bu konudaki hassasiyeti sebebiyle bu okullara dokunulmadı ve önü açılmaya başlandı.
2022 yılının şubat ayında, Putin ile görüşen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan'da 340'a yakın okulun eğitim dilinin Rusça olduğunu ve bu okullarda 140 binden fazla çocuğun eğitim aldığını bildirmişti.
Bu durumdan maalesef Azerbaycan'daki bazı ailelerin de sorumlu olduğu fikrindeyim. Zira Sovyetlerden beri sömürgecilerin bize bıraktığı zehirli bir algıyla, Rusça eğitim veren okullarda bilim seviyesinin yüksek olduğu ve iyi bir eğitimin ancak Rus okullarında alınabileceği propagandası mevcuttur. Her ne kadar günümüzde bu algı zayıflasa da hâlâ bazı aileler bu şekilde düşünmektedir. Hâl böyle olunca bu okullar hâlâ faaliyetlerini sürdürmektedir.
Fakat son günlerde bu konu Azerbaycan toplumunda yeniden gündeme gelmeye başladı. Özellikle Rusya tarafından Azerbaycan yolcu uçağının düşürülmesi ve sonrasında Rusya'nın bu konudaki umursamaz tavrı, Azerbaycan'da ciddi tepkilere yol açtı. Birkaç hafta önce ise Azerbaycan tarafından Bakü'de faaliyet gösteren ve halk arasında "Rus Evi" diye bilinen, Rusya Federasyonu Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlar ve Uluslararası İş birliği İçin Federal Ajansı'nın (Rossotrudniçestvo) Azerbaycan temsilciliği olan Rusya Kültür Merkezi kapatıldı.
Bahsi geçen merkezin, Rusya'nın Azerbaycan'daki casus ağının merkezi olduğu konusunda ciddi iddialar, toplumda ve basında dile getiriliyordu. Azerbaycan resmî makamları ise Rusya Kültür Merkezi'nin Azerbaycan kanunlarına ve mevzuatına uymadığını ve bununla ilgili defalarca uyarıldıklarını belirtti. Zira Azerbaycan, bu konuda Rusya'ya nota da verdi. Ancak mevzuat uygulanmayınca bu merkez kapatıldı.
Yanlış anlaşılmasın, biz yabancı dil öğrenilmesine karşı değiliz. Bizim karşı olduğumuz mesele, adı üzerinde yabancı olan bir dilin, kendi dilimizin önüne geçmesi ve eğitimin bu dilde verilmesidir. Zira bir düşünürün de dediği gibi, “Bir çocuk ilk eğitimini hangi dilde alırsa, o çocuk artık o kültürün ve o milletin bir üyesidir.
Dilimizi yaşayalım, yaşatalım, gelecek kuşaklara ulaştıralım. Bu, milletimiz karşısında en büyük borcumuzdur.