Toprağım üstüne gölgeler salan
Menim varlığımın cilası-bayrak.
Zaferden doğulmuş
Göktürk’ten kalan
Kurt başlı bayrağın balası bayrak.
Üç renkli bayrağın gölgesinde men
Karaca toprağı vatan görmüşem.
Zafer güllerini devri-kadimden
Bayrak ışığında biten görmüşem.
Bayrak menliğimdir, bayrak kimliyim,
Bayrak öz yurduma öz hâkimliyim.
Evet, Bahtiyar Vahapzade bayrağı bu şekilde ifade ediyor şiirinde. Bayrak, bir devlet için uğrunda can verilecek kadar değerli bir semboldür. Bazen bir milletin geçmişten geleceğe uzanan tarihini, bazen kuruluş ideallerini, bazen de izleyeceği yolu sembollerle anlatır. Hakkında konuşacağımız Azerbaycan bayrağı ise her üç fikri de kendinde barındıran eşsiz bir bayraktır. Bugün, 9 Kasım, Azerbaycan Devlet Bayrağı Günü. Peki, bu özel gün nasıl oluştu? Anlatalım.
Azerbaycan, konumu ve yer altı zenginlikleri sebebiyle tarih boyunca birçok devletin hâkimiyet kurmak için mücadele ettiği bir coğrafya olmuştur. Farklı dönemlerde farklı milletlere ev sahipliği yapmış bu topraklarda, nihayet Türkler galip gelmiş ve Selçuklularla birlikte bölgede uzun süren bir Türk egemenliği başlamıştır. Bu egemenlik, arada kesintilere uğrasa da hiçbiri 100 yılı aşmamıştır.
Önceki yazılarımı okuyanlar bilir: Bugünkü Azerbaycan devleti, kendini 1918-1920 yılları arasında var olmuş ve daha sonra Rus işgaline uğramış olan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin hukûkî vârisi kabul eder. Bu sebeple, günümüzde kullanılan devlet sembolleri de 1918’de kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin resmî sembolleridir. Yani, bu bayrağın kökenini 1918’de aramamız gerek.
28 Mayıs 1918’de bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk bayrağı, 21 Haziran 1918’de kabul edilmiştir. Eski Osmanlı Devleti'nin de kullandığı bu bayrak, kırmızı zemin üzerine hilâl ve sekiz köşeli bir yıldızdan oluşuyordu. Azerbaycan Cumhuriyeti bir süre bu bayrağı kullansa da uluslararası arenada karşılaşılan sorunlar ve karışıklıklar sebebiyle bayrağın değiştirilmesi bir zorunluluk hâline geldi.
Bu noktada Azerbaycan aydınları, fikir babaları Ali Bey Hüseyinzade (Turan) ve Ziya Gökalp’ın "Türkleşmek, Muasırlaşmak ve İslamlaşmak" ideallerini bayrakta simgeleştirerek her üç fikre de yer verdiler. Bu düşünce, o dönem Azerbaycan toplumu ve aydınları arasında da kabul gören bir idealdir. Aynı mefkûre bugün de geçerliliğini korumaktadır. Böylece, 9 Kasım 1918’de Azerbaycan bayrağı bugünkü şekliyle kabul edildi. Bu tarih, Azerbaycan’da her yıl “Bayrak Günü” olarak kutlanmaktadır.
Bayrağın renklerine gelecek olursak: Mavi, Türklüğü; kırmızı, çağdaşlığı; yeşil ise İslam’ı simgeler. Ay ve yıldızla ilgili resmî bir açıklama yapılmamıştır. Ancak sekiz köşeli yıldızın Oğuzların esas sembollerinden olduğu bilinmektedir.
1920 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti Ruslar tarafından işgal edilince üç renkli bayrak yasaklandı. Ancak halk, gerçek bayrağını asla unutmadı. Rus işgalinin en sert yıllarında dahi bazı cesur insanlar, hayatlarını tehlikeye atarak bu bayrağı dalgalandırmayı başardılar. 1980’lerin sonlarında Sovyet rejimine karşı ayaklanmalar başlayınca, bu istiklâl bayrağı yeniden meydanlarda görüldü. Halkın baskısıyla Sovyetler Birliği dağılmadan, 17 Kasım 1990’da Nahçivan’da ve 5 Şubat 1991’de Azerbaycan’ın tamamında üç renkli Azerbaycan bayrağı resmî bayrak olarak kabul edildi. O günden bugüne de Azerbaycan topraklarının üzerinde hür bir şekilde dalgalanmaktadır.
Yazıya Bahtiyar Vahapzade’nin bayrak şiiriyle başladık, bitirişi de yine aynı şiirin devamıyla yapalım:
Bu zafer bayrağım orda dikilsin.
Geçtiği yerlerde dağlar, yamaçlar
Onun huzuruna selama gelsin.
Tarihten kadimdir, zamandan koca (yaşlı)
Menim bayrağıma sancılan hilal.
Aleme nur saçtı tarih boyunca
Mabetler başına taç olan hilal.
Daim ucalasan! (yücelesin) savaş gününde
Asker silahıyla seni ten (dik) görüm.
Yalnız zafer çalmış (kazanmış) şehit önünde
Seni alkış üçün eğilen görüm.