Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

9 AYLIK ALGI VE KARA PROPAGANDANIN ÇÖKÜŞÜ

Senan Kazımoğlu

Yaklaşık 7 yıldır Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü Konya'da ortak bir proje yürütüyor. Projenin içeriği kısaca Konya'da eğitim gören uluslararası öğrencilerin Konya'daki ortaokul öğrencilerine kendi ülkelerini görseller eşliğinde anlatmasıdır. Bu projenin Azerbaycan tanıtımlarını da bendeniz üstlenmektedir. Slayt eşliğinde yaptığımız sunumlarda özellikle iki mezar taşı resmine hep dikkat çekmişimdir. Bu mezar taşlarından birisi, 18 yaşındayken Bakü'den gizlice gelip (gizli diyorum çünkü o zamanlar Azerbaycan, Osmanlı'nın da düşmanı olan Rusya'nın işgali altındaydı) Çanakkale'de şehit olan Hasan oğlu İbrahim'e aitti. Diğeri ise Konyalı Hasan oğlu er Hamza'ya ait mezar taşıdır. O da İbrahim'den 3 yıl sonra Konya'dan Kafkas İslam Ordusu içinde Azerbaycan'a gelmiş ve Azerbaycan'da şehit düşmüştü. Ben bunu anlatırken öğrencilere Azerbaycan ve Türkiye kardeşliğinin derinliğini aktararak siyaset, kurum ve kişiler üstü olmasını anlatmaya çalışıyorum. Öğrencilere anlattığım bu bilgilerin gerçek olduğunu Türkiye ile Çekya arasında oynanan milli maç tekrar ortaya çıkardı.

Bir futbol maçının bununla ne alakası olduğunu merak edebilirsiniz. Ancak bu maç konusuna girmeden önce 9 ay geriye gitmemiz gerek. Malum Azerbaycan, Karabağ topraklarının tamamını almak için Eylül ayında bir günlük antiterör operasyonu düzenledi ve hedefine ulaştı. Bu haberler sosyal medyada duyulunca gönderilerin altına Azerbaycan-Türkiye kardeşliğini anlatan yorumlar yapıldı. Türkiye ve Azerbaycan'ın yüreği bir atıyordu. Ancak kısa süre sonra İsrail'in Gazze katliamı başladı. Olaylar başlar başlamaz ilk günden itibaren Türkiye'de Azerbaycan aleyhine yoğun iftira ve karalama kampanyaları yapıldı. Bunlar bazen montaj, bazen de algı yaparak güya Azerbaycan'ın İsrail'den yana olduğu algısı oluşturulmaya çalışıldı. Sosyal medyada yazılan ve çizilenlere bakınca bu hücumların tüm Azerbaycan Türklerini hedef aldığı görülüyordu. Aradan geçen 9 aylık süreçte olay tekrar tekrar ısıtılarak farklı şekillerde servis ediliyordu. Yani milletteki Azerbaycan algısı kırılmaya başlayınca tekrar bir haber yaparak meseleyi gündeme getiriyorlardı. Kendi adıma bu 9 ayda çok fazla yıprandığımı söyleyebilirim. Ne yaptık ettik derdimizi anlatamadık. En çok korktuğum şey ise yaşanan olayların Azerbaycan ve Türkiye arasında, Türk milleti arasında soğukluğa neden olmasıydı. Ama bir şeyi unutuyordum, yukarıda da söylediğim gibi bizim kardeşliğimiz manevi olarak öyle bir kök atmış ki, evelallah hiçbir rüzgar bu gönül dağından bir parça toz bile götüremez.

Peki bunun maç ile ne ilgisi var derseniz, öncelikle onu söyleyeyim; beni tanıyanlar bilir, ben futbol taraftarlığını sevmem, bunun kitleleri yönetmek için kullanıldığına inanırım. Fakat eğer bu sefer futbol maçı kardeşliğimize hizmet etti. Gelelim maça; Türkiye ile Çekya arasında oynanan maçı Türkiye 2-1 kazanarak bir üst tura çıkmaya hak kazandı. Maç sonrası Türkiye'deki haber sayfalarına Azerbaycan askerlerinin de maçı izlediği ve Türkiye'nin golüne nasıl sevinip Türkiye'ye tezahürat yaptıkları video düştü. Video hızla yayılarak sayfa sayfa paylaşılmaya başlandı. Bu paylaşımların yorumlarına bakınca Azerbaycan'a olan o sevgiyi yeniden gördüm. Yani 9 aydır yapılan onca algı ve kara propaganda bu sevginin önünde dayanamamış ve darmadağın olmuştur. İşte o an, 9 aylık o yorgunluğun üzerinden derin bir "oh" çektim. Şunu anladım ki, bizde bu ruh ve maneviyat olduğu müddetçe ne olursa olsun, kim olursa olsun Azerbaycan ve Türkiye kardeşliğine zarar veremeyecektir. Çünkü Azerbaycan ve Türkiye kardeşliği şehit kanlarıyla bütünleşen, kardeşlik mayasıyla yoğrulan birlikteliktir. Allah kıyamete kadar ayırmasın. Amin!