Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

18 EKİM: AZERBAYCAN BAĞIMSIZLIĞININ YENİDEN TESİSİ

Senan Kazımoğlu

Azerbaycan, tarih boyunca bulunduğu stratejik konum nedeniyle her zaman dikkatleri üzerine çekmiştir. Bu topraklar üzerinde binlerce yıldır farklı medeniyetler hüküm sürmüş, sayısız devlet kurulmuş ve yıkılmıştır. Ancak Azerbaycan’da, istisnalar hariç, son bin yıldan fazladır Türk egemenliği sürmektedir. Düşünülenin aksine, bu topraklardaki Türk egemenliği Selçuklular'dan yaklaşık 200 yıl önce Sacoğulları (veya bilinen adıyla Saciler) tarafından tesis edilmiştir. Halifeye bağlı olan Türk ordularının komutanı Ebu's-Sac Divdad, kahramanlığı ve İslam Halifesi'ne olan sadakati nedeniyle Azerbaycan vilayetinin liderliğine getirilmiştir. Ebu's-Sac Divdad'ın 879 yılındaki vefatından sonra yerine geçen oğlu Muhammed ibn Ebu Sac, devletin temelini atmıştır. Bu devlet, aynı zamanda ilk Müslüman Türk devletlerinden birisidir.

Saciler Devleti kısa süre sonra yıkılsa da, hemen ardından gelen Selçuklular ile birlikte Azerbaycan’da Türk egemenliği yeniden tesis edilmiştir. Ancak Rusların Kafkasya’ya göz dikmesi ve 1828 yılındaki Türkmençay Anlaşması, bölgedeki Türk egemenliğine yeniden darbe vurmuştur. Bu anlaşmayla birlikte Azerbaycan, Aras Nehri sınır olmak üzere ikiye bölünmüştür. Güney kısmında Kaçarlar ile Türk hakimiyeti devam etse de, kuzey kısmı tamamen Rus işgaline girmiştir. 90 yıllık bir işgalin ardından, bir avuç vatan ve millet sevdalısının gayretleri sonucunda, 28 Mayıs 1918 tarihinde Azerbaycan, Müslüman Doğu'nun ve Türk dünyasının tanınan ilk cumhuriyetini ilan etmiştir. Ancak maalesef, Azerbaycan Türklerinin gayreti ve Kafkas İslam Ordusu'nun kanları pahasına ilan edilen Azerbaycan Cumhuriyeti, 23 ay sonra, 27 Nisan 1920’de tekrar Ruslar tarafından işgal edilerek bağımsızlığını kaybetmiştir. Böylece Azerbaycan, yeni bir bekleyiş sürecine girmiştir. Ancak bu bekleyiş uzun sürmeyecektir.

1980'li yılların sonlarına doğru Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını fırsat bilen Ermeni terör örgütleri, Karabağ'ı Azerbaycan'dan koparmak için terör eylemlerine başlamışlardır. Tüm bunlara karşı Sovyetlerin, adaleti sağlamak yerine Ermenileri alttan desteklemesi Azerbaycan halkını meydanlara dökmüştür. Meydan hareketlerini organize etmek ve Azerbaycan Türklerinin haklarını yeniden ihya etmek için Ebulfez Elçibey liderliğinde Azerbaycan Halk Cephesi kurulmuştur. Azerbaycan Halk Cephesi'nin faaliyetleri sonucunda korkuya kapılan Sovyet rejimi, 20 Ocak 1990 tarihinde Bakü’ye saldırmıştır. Fakat bu saldırı, Azerbaycan Türklerini korkutup yıldırmak yerine, bağımsızlık ve özgürlük ateşini daha da körüklemiştir. Artık Azerbaycan Türkleri, bağımsızlıktan başka bir yol olmadığını anlamışlardır. 

Bu sebeple halkın desteğini alarak meclise giren Azerbaycan Halk Cephesi, 30 Ağustos 1991 tarihinde Azerbaycan Meclisi'nin olağanüstü toplantısında “Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Devlet Bağımsızlığını Yeniden Tesis Etme Hakkında” beyannamenin kabul edilmesini sağlamıştır. Hemen ardından yine Elçibey liderliğindeki Azerbaycan Halk Cephesi, 18 Ekim 1991 tarihinde Azerbaycan Meclisi'nin toplantısında “Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Bağımsızlığı Hakkında” anayasa aktini 258 oyla meclisten geçirmiştir. Böylece 71 yıllık aradan sonra Azerbaycan’da yeniden Türk egemenliği tesis edilmiştir.

Burada dikkatinizi çekmek istediğim bir konu daha var: Hem 30 Ağustos'taki beyannamede geçen “Yeniden Tesis” ifadesi, hem de 18 Ekim 1991 yılında kabul edilen anayasa aktinin ilk maddelerinde, devletin 27-28 Nisan 1920’de Rusya tarafından işgal edilen Azerbaycan Cumhuriyeti’nin devamı ve varisi olduğu belirtilmektedir. Yani Azerbaycan, yeni bir devlet olarak değil, 1918 yılında kurulan devletin devamı olarak ortaya çıkmıştır. Şu anda Azerbaycan Cumhuriyetinin kullandığı resmi semboller (bayrak, arma, milli marş) 1918-1920 yılında mevcut olan Cumhuriyetten emanettir. Bu sebepten, 18 Ekim tarihi Azerbaycan’ın bağımsızlık günü değil, bağımsızlığını yeniden tesis ettiği gündür. 

BAĞIMSIZLIĞIN DAİM OLSUN CAN AZERBAYCAN!