Yazar hakkında bilgi henüz girilmedi.
ABD Yüksek Mahkemesinin 87 yaşındaki kadın yargıcı Ruth Bader Gingsburg hayatını kaybedince Trump yeni bir aday gösterdi. Amerikan basını son günlerde bu atamanın gidişatıyla meşgul. Adayın tayin sürecini canlı yayında seyrediyoruz.
ABD federal yargı sisteminin en tepesindeki kurum olan, “Anayasa Mahkemesi” de diyebileceğimiz Yüksek Mahkeme’de 9 hâkim görev yapıyor. Bu görev, atandıktan sonra ölünceye kadar devam eder. Şu anda Yüksek Mahkeme hâkimleri arasında neredeyse otuz yıldır görevde olanlar var. Hâkimlerden bir tanesi 82 yaşında. Vefat eden de düşünün 87 yaşındaydı! Ancak kendileri istifa ederse yahut emeklilik yaşı geldiğinde kendileri emekliye ayrılmayı tercih ederlerse ya da kongre önünde yargılanmalarını gerektiren bir suç işlerlerse koltukları boşalıyor (bu son durum 231 yıldır hiç olmamış). Ölünceye kadar görevde kalmaları kimi analistler tarafından doğru bulunmuyor. İleri yaşın getirdiği fizikî veya zihnî sorunlara işaret edip mecburî emeklilik yaşı konması gerektiğini söylüyorlar. Kimileri de “tarafsız, bağımsız kalmaları, üzerlerinde hükûmetin baskısını hissetmemeleri için bundan daha mükemmel bir yol olamaz” diyor. Yani başkan hangi partiden olursa olsun onlar görevlerinde berdevam olacaklar, yerlerinden emin olacaklar, o veya bu başkana hoş görünme gâilesi taşımayacaklar. Eski başkanlardan Taft demiş ki “Başkanlar gelir gider ama Yüksek Mahkeme sonsuza kadar sürer.” Meselâ, şu anda Yüksek Mahkeme’de Baba Bush’un tayin ettiği bir hâkim hâlâ koltuğunda. O vakitten beri kimler geldi, kimler geçti? Tabiî yine de bir takım “numaralar” yapılıyor. Meselâ, emekli olmaya karar veren hâkim, makamını bırakma tarihini, kendi görüşüne yakın bir başkanın dönemine ayarlayabiliyor. Böylece başkan, boşalan koltuğa yine kendi görüşüne yakın birini seçiyor. Ama ölüm bu hesabı dikkate almıyor! Birkaç hafta önce vefat eden Gingsburg’u Demokrat Clinton seçmişti; yerini dolduracak ismi seçmek Cumhuriyetçi Trump’a düştü.
Seçti ama başkanın seçmesi ile iş bitmiyor.
Trump yine bir kadın yargıç seçti. Başkanlık seçimine bu kadar az vakit kalmışken onun yargıç seçimi yapması da Demokratlar tarafından kınandı. Hani giderayak!… Kendi adaylarının kazanacağına kesin gözüyle baktıklarından, seçimi yeni başkanın yapmasının daha doğru olacağını düşünüyorlardı. Trump ayağına gelen böyle bir fırsatı kaçırır mı?
Trump adayını seçti seçmesine ama bu seçimi onaylayacak olan makam Senato. Yani görevin onanması için adayın Senatonun imtihanından geçmesi gerekli.
Aday Amy Coney Barett 22 kişilik Senato Adalet Komisyonunun önünde disiplin kuruluna çıkmış lise öğrencisi gibi üç gün boyunca, sabahtan akşama kadar oturdu. Oturumlar haber kanallarından canlı verildi. Seyredemeyenler için internette oturum zabıtları yayınlandı. Salonda kendi ailesi ve davetliler de vardı. Tıpkı bir mahkeme düzeni. Amerikan medyasının bu oturumlar için kullandığı kelime “grilling” sözlük anlamı ızgarada pişirme. Mecazî anlamı “sorguya çekmek, ahiret sualleri sormak”. Öyle böyle değil, senatörlerin her biri kendisine verilen 30 dakikalık süre içinde çok ciddi sorularla kadını terletti ve canlı yayında kamuoyunun da önüne açık seçik getirilmiş oldu. Yine de her şey düzen içinde, nezaket dairesinde cereyan etti. Üç günlük sorgulamanın ardından Adalet Komisyonu adayın yeterliliği konusunda müzakerelere başladı, birkaç gün de bu konuşmalar sürecek, ardından adaylığı onaylanırsa, bu defa da Barett Senato genel kurulunun karşısına çıkacak. Adaylığı orada da onaylanırsa, bu kadar sorgu sualin, “ızgarada pişirme”nin mükâfatı, Yüksek Mahkeme üyesi olarak ABD’nin en itibarlı koltuklarından birine oturacak.
Senato’nun benzeri oturumlarını yıllardır takip ediyoruz. Başkanın yaptığı üst bürokrasi atamaları Senatonun önüne gelir ve sorgulama yapılır, onaylanır veya onaylanmaz.
Kısacası, bir başkanla ve onun Beyaz Saray’daki kadrosuyla iş bitmiyor. Terazinin bir yanına ağırlığını koyan Senato var. Küçük büyük her eyaletten ikişer üyenin oluşturduğu Senato.
Avrupa’daki devlet kurumlarının işleyişini bilemem. Evet, hepsi demokrasidir ama sanırım devlette şeffaflık ve kuvvetler dengesi hiç birinde ABD’den daha iyi değildir.
Önümüzdeki haftalarda başkanlık seçimi sebebiyle kavgalar, gürültüler kopacaksa da!
Elbette şeffaflık ve denge kendi sınırları dâhilinde; sınır ötesinde ne şeffaflık, ne denge!