Türkiye’nin, sınırlarını güvence altına almak üzere Afrin’e başlatmış olduğu ‘’Zeytin Dalı’’ operasyonunun nihai hedefi nedir? Terör unsurları Afrin’den temizlendikten sonra bölgenin kontrolü nasıl ve ne şekilde sağlanacaktır?
Yapılan harekât Terör Koridoru adı verilen, Irak’ın kuzeyinden Suriye’nin kuzeyindeki oluşum yolu ile Doğu Akdeniz’e ulaşmaya çalışan yapılanmanın önünün kesilmesine yöneliktir. Nihai amaç, buradaki terör örgütü varlıklarının yok edilmesi, Suriye’nin bütünlüğünün de sağlanmasıdır. Afrin bölgesi temizlendikten sonra Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi Afrin’de de bir geçici yönetim bölgesi oluşturulacaktır. Asıl sorun Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki terör örgütü oluşumunun yok edilmesidir. Bu nihai hedefe ulaşılması için ABD ile ciddi sorunlar yaşanacağı görülmektedir.
ABD Dış İşleri Bakanı Rex Tellerson’un mevkidaşı Çavuşoğlu’na yapmış olduğu “güvenli bölge” önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz? ABD’li Bakan’ın ifade ettiği şekliyle “Suriye sınırının tamamını kapsayan ve 30 km derinliği bulunması önerilen bir güvenli hat” Türkiye’nin haklı çekincelerini ortadan kaldırır mı? Türkiye bu öneriye sizce ne cevap verecektir?
ABD, Suriye’nin doğusunda “de facto” olarak oluşturduğu YPG/PKK bölgesinin sözde sadece onları ihtiva etmediği gerekçesi ile meşru olduğunu iddia etmektedir. Oluşturulan 30 bin kişilik askeri yapı ise bu yapı ile kurulacak bir devlet ya da devlet taslağının ordusu olacaktır. Diğer bir adı ile bu yapılanma Trump’ın S.Arabistan ziyaretinde iddia ettiği gibi İkinci İsrail’dir. ABD’nin önerdiği güvenli bölge ise Türkiye’nin endişelerini gidermekten ziyade kendini koruyamayacak bu yapılanmanın korunması içindir. Diğer yandan ABD, Türk askeri ile karşı karşıya gelmekten de çekinmekte ve sözde ortak çıkarları sadece kendi çıkarlarına uyum olarak gördüğü için güvenli bölge ile Türkiye’yi bu bölgeden uzak tutmak istemektedir. Türkiye, öncelikle bölgenin silahsızlandırılmasını ve daha sonra bölgedeki YPG/PKK unsurlarının temizlenmesini istemelidir.
Zeytin Dalı operasyonu tek başına terör koridorunu bertaraf etmeye yetecek mi? Afrin ve Menbiç’in haricinde Türkiye’nin başka bölgelere de müdahale etmesi gerekebilir mi?
Zeytin Dalı, Türkiye’nin bölgede etkinliğini artıracak ve koridoru engelleyecek önemli bir harekâttır ama nihai hedef için yeterli değildir. Nihai hedef Suriye’deki YPG/PKK unsurlarının temizlenmesi ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır. Bu garanti altına alınmadan Suriye’den çıkılmamalıdır.
Uzun süredir PYD/YPG ve bunların güdümündeki terör örgütleriyle iş birliği içerisinde olan ABD, Türkiye’nin göstermiş olduğu bu net duruş ve bitme noktasına gelen ABD-Türkiye ilişkileri sebebiyle bölgedeki adımlarını yeniden gözden geçirir mi? ABD Dış İşleri Bakanının “güvenli bölge” önerisi bu anlamda değerlendirilebilir mi?
ABD, henüz Türkiye’nin isteklerini dikkate almaktan çok kendi çıkarlarına nasıl ikna edeceğinin ya da daha önce olduğu gibi uyutabileceğinin hesaplarını yapmaktadır. ABD’nin politikalarındaki değişiklik ancak Türkiye’nin kararlı adımlar atması ve ABD’nin Kürt kartını oynamaktan vaz geçirilmesi ile mümkündür. Türkiye’nin bunu yapacak gücü ve önemli kozları vardır.
Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Trump’ın isteği üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Görüşmede Erdoğan YPG’ye verilen silah yardımının kesilmesini isterken, Trump ise TSK ve ABD birliklerinin olası bir çatışma riskine karşı Türkiye’yi ihtiyatlı olmaya çağırdı. Görüşmede öne çıkan diğer başlıklar neydi? Sizce Trump neden böyle bir görüşme talebinde bulundu?
Bölgedeki gelişmeleri yakından izleyen ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Türkiye’nin bir sonraki adımının Fırat’ın batısı ve doğusunu hedef alabileceğinin ve bunu yapmaya gücünün olduğunun farkındadır. Türkiye sınırının hemen kuzeyindedir ve ABD’nin YPG/PKK içine dağılmış kendi güçlerini tahliyesi gereklidir. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna müdahalesi 2011 yılından beri ABD’nin bölgeye yaptığı yatırımların ve yanlış stratejinin sonunu getirecektir. Pentagon, Türkiye’yi bundan caydırmak için elindeki tüm şantaj kartlarını oynamaya, çatışma riskini öne sürmeye çalışmaktadır.
Bilindiği gibi Rusya Suriye’de önemli bir aktör durumunda. Bu manada Putin’in Suriye politikasını, Türkiye’nin Suriye topraklarında yürütmekte olduğu harekata karşı bakış açısını ve Rusya’nın YPG ile ile olan ilişkisini nasıl okumak gerekir? Suriye denkleminin Rusya ayağındaki tablo nedir?
Suriye’nin Batısında sağladığı konumu ile kendi çıkarlarını sağlama alan Rusya, Doğuda Kürt kartını ABD’nin elinden almak için onlara sempatik gözükmeye çalışmaktadır. Rusların, 1980’lerden beri PKK’yı desteklediğini ve YPG/PKK ile de iyi ilişkiler kurduğunu, Afrin’de Rus generallerin YPG/PKK elemanları ile resim çektirdiğini hatırlayalım. Suriye’de bir barış planının henüz olmaması nedeni ile taraflar kendi etki bölgelerini genişletmek, diğerininkini boşa çıkarmak istemektedirler. Rusya ve İran ile Suriye’de toprak bütünlüğünün nasıl sağlanacağı ve YPG/PKK konusunda ortak bir plan üzerinde anlaşmalıyız. Son olarak unutulmaması gereken nokta Irak’ın kuzeyinden Doğu Akdeniz’e uzanan bu koridor Misak-ı Milli bölgesidir ve bu bölgedeki sayıları Kürtlerden çok daha fazla olan Türkmenler ihmal edilmiştir. Bu koridorda Türkmen kuşağı oluşturulması Türkiye’nin güvenlik endişelerini giderecek ahdi bir vazifedir.