Söyleşiler

Türkiye, Meselenin İnsani Yönüyle İlgilenmelidir Putin Hayranı Olduğu Sovyetler Birliği’nin Taktiğini Uyguluyor TÜRK MİLLETİ UYAN! DOĞU TÜRKİSTAN’DA SOYKIRIM VAR! İran Türklüğünün Esas Gayesi, Millî ve Siyâsî Kimliğimizin Yeniden İhyasıdır Olayların Sosyal, Siyasî ve Ekonomik Sebepleri Var ADI DEVLET OLSUN
TÜRKMENLER, MUKAVEMET VE DİRENİŞ RUHUNU GÖSTERMELİDİR

TÜRKMENLER, MUKAVEMET VE DİRENİŞ RUHUNU GÖSTERMELİDİR

Irak Türkmen Cephesi Kerkük Milletvekili Erşat Salihi ile Bağdat’ta gerçekleştirilen toplantıyla gündeme getirilen 140. madde meselesini, Irak’ta Türkmenlerin sürekli olarak yok sayılmasını ve atılması gereken adımları konuştuk.

Kerkük’te ve diğer bölgelerde güvenlik ve istikrar sağlanmış olmasına rağmen geçtiğimiz günlerde Bağdat’ta gerçekleştirilen toplantı, gündeme getirilen 140. madde ve komisyon kurulması neyi hedeflemektedir?

140. madde anayasal bir maddedir. Lakin şu an, Kerkük meselesi ve diğer tartışmalı bölgelere çözüm getiremediği için maalesef Bağdat’taki (Şii, Sünni ve kürtlerden oluşan) siyâsi ittifakla yeniden gündeme getirildi. Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında olan bu ittifakla beraber tekrar bu maddenin uygulanmasını gündeme getirmek de bölgeyi tekrardan güvensiz ve istikrarsız bir duruma götürebilir.

Şu anda 2017 yılı referandumundan sonra Kerkük’ün güvenlik içinde olması, bütün Iraklılar ve Kerküklüler için iyi bir adımdır. Kurulan koalisyonun son toplantısında yapılan anlaşmada öyle görünüyor ki hem Sünniler hem de Şiiler, Kürtlerle beraber, özellikle hükümetle ittifak programını yürütmek konusunda bir anlaşma içindeler. Biz bu durumu yanlış olarak değerlendiriyoruz ve buna karşı da adımlarımızı atmaya başladık.

Irak hükümeti, 2 Aralık’ta Kerkük Operasyonlar Komutanlığı’nda görev değişiklikleri yaptı ve Türkmenler yine göz ardı edildi. Türkmenler yeni hükümet tarafından neden sürekli görmezden geliniyor?

Irak Anayasası’na göre, güvenlik birimlerinin bütün milletlerden oluşturulması gerekmektedir. Eğer Kerkük’ün ulusal emniyet güvenliğinde, istihbarat birimlerinde, polis teşkilatında, ordu teşkilatında Şiiler, Sünniler ve Kürtler görev alıyorsa; bu vazifelerde doğal hak sahibi olan Türkmenlerin de olması gerekmektedir. Son günlerde Kerkük ortak operasyonlar merkezinde değişiklikler yapıldı. Bizler, Kerkük Operasyonlar Komutanlığının başına bir Türkmen’in gelmesini bekliyorduk ama tekrar Şii Araplardan biri geldi.

Neden Türkmenler, güvenlik birimlerinin başına gelemiyor? Güvenlik konusu bizim için en önemli, en kritik konudur. O yüzden özellikle Kerkük’ün güvenliği bütün taraflar tarafından yönetilmesi gerekmektedir. Bu hususta sayın Başbakanımıza bir mektup gönderdik ve onun cevabını beklemekteyiz. Özellikle hem bu askerî birimlere hem de polis ve ordu teşkilatlarına yeni kabul edilen öğrencilerde, Türkmenlerin sayısının az olduğunu görmekteyiz. Bu durum, gelecekte Irak Türkmenlerinin polis ve ordu teşkilatındaki sayılarının az olacağını bize söylüyor. Bu da yine, gelecekte Türkmenlerin güvenlik alanında büyük bir tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya kalacaklarını göstermektedir.

140. maddenin gündeme gelmesi ve Türkmenlerin olmadığı bir komisyonun kurulması üzerine Irak Türkmen Cephesinde Siyasi Parti Başkanları ve Milletvekilleri ile bir basın toplantısı düzenlediniz. “Türkmenleri Irak’ta haritadan silmek istiyorlar. Türkmenler olarak bu duruma karşı mukavemet göstermeliyiz.” şeklinde Irak Türklerine bir çağrı yaptınız. Bundan sonraki süreçte Irak Türkleri nasıl bir yol izleyecek? Atılacak adımlar neler olmalı?

Siyâsî tarafların anlaşması, özellikle 140. maddenin uygulanması ve Irak Türkmenlerinin kurulan bu hükümetin içinde temsil edilmemesi bizim için bir soru işaretidir. Bu soru işaretleri, Türkmenlerin geleceğini, seçimlerdeki katılım oranını ve Türkmen coğrafyası üzerinde yaşayan Türkmenleri daha çok göçe maruz bırakabilir.

Türkmenler, herkesten önce Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmuşlardır. Irak’ın toprak bütünlüğünü bizim bu kadar savunmamıza rağmen siyâsî taraflardan ve merkezi hükümetten şimdiye kadar maalesef hiçbir yanıt gelmemesine, hiçbir yardım ve destek gelmemesine şüpheyle bakmaktayız. Acaba hangi gizli servis Irak’taki müteakip hükümetlere “siz, Irak Türkmenlerinin hiçbir zaman siyâsî iktidarın başında olmasına izin vermeyin” şeklinde telkinde bulunuyor?

Biz bu söylemleri ve planları, 100 yıldan beri özellikle Osmanlı İmparatorluğu Irak’tan çekildikten sonraki Krallık döneminden şimdiye kadar görüyoruz. Burada Türkmenleri, Türkmen coğrafyasında sindirmeye ve silmeye yönelik bir politika uygulanmaktadır. Bu da maalesef, sadece Irak Türkmenlerinin kendilerinin üretmiş oldukları çözümlerle hallolmuyor.

Türkmenler, büyük bir coğrafyaya sahiptir. Biz bu coğrafyaya Türkmeneli diyoruz. Türkmeneli bölgesine sahip olan Türkmenler, mutlaka Türkiye tarafından da Türk Dünyası tarafından da göz ardı edilmemelidir. Türkiye bu meseleleri, sorunları takip etmektedir. Lakin daha somut adımların atılmasını talep ediyoruz.

Irak Türkmenlerinin Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmasıyla, bugün bölgede güvenlik ve istikrar sağlanabilmiştir. Irak’ın parçalanması, Türkmeneli bölgesinden başlayabilir. Türkmenler olarak bu silme ve sindirme politikalarına karşı koymalıyız. Türkmenler, mukavemet ve direniş ruhunu göstermelidirler. Vakit bekleme, durma vakti değildir. Her meselenin bir zamanı vardır. Bizce bu meselenin mukavemetten ve direnişten başka bir çaresi yoktur. Müteakip hükümetler ve şimdiki hükümetler Türkmenlerin sesine kulak vermedikleri takdirde Türkmenlerin ayaklanmasını talep edeceğim. Yok sayma politikasına karşı olması gereken budur.

Türkmeneli’ndeki bu mücadelenizde Türkiye başta olmak üzere Türk Dünyası’ndan gerekli desteği görüyor musunuz? Bilhassa Türkiye olmak üzere Türk Dünyası’ndan beklentileriniz neler?

Bugün nasıl ki körfez ülkeleri, Sünni Arapların; İran ise Şiilerin yanındaysa, Türkiye’nin ve Türk Dünyası’nın da Irak Türklerinin yanında olması, şaşılacak bir durum değildir.

Türkmenler olarak sadece bu süreçte değil, her zaman bu desteği bekledik. Bizler, Irak ile Türkiye’nin arasında iyi ilişkilerin olmasını, güçlü bir köprünün oluşturulmasını temenni ederiz. Böyle olması bizim için de iyi bir durumdur. Türkiye ile Irak’ın ilişkilerin bozulmasından endişe duyarız. Bu ilişkilerin bozulması, kesinlikle Türkmenlere de yansır ve Türkmenler faturasını öder.

Son süreçte Türkiye’den ve Türk Dünyası’ndan kesinlikle bir destek görmedik. Azerbaycan’ı istisna tutmak gerekiyor. Azerbaycan’ın Irak Başkonsolosları bazen Kerkük’e ziyaretler yapıyor. Türkiye’den de birtakım adımlar var lakin somut adımları daha çok görmek isteriz. Özellikle Dışişleri Bakanlığı düzeyinde, Irak hükümeti ile ilişkilerinde Irak Türkmenlerinin de sürekli göz önünde tutulması elzemdir. Biz bu hususta herkesten destek beklemekteyiz. Bütün bu desteklerden önce Irak Türkleri, kendi kendilerini, coğrafyalarını ve nüfuslarını korumak mecburiyetindedirler. Bu da elbette büyük desteklerle gerçekleşebilir.

Diğer Söyleşiler