İletişim: omurpasha@hotmail.com
Vasat, kelime anlamı olarak ortalama, sıradan, özel olmayan gibi anlamlara gelmektedir. Kelimenin yaygın kullanımında bir “küçümseme” ifadesi olsa da esasında “ortalama” anlamında kullanmak daha doğru olacaktır. Bu yazıda da vasat kelimesi bu anlamda kullanılmıştır.
Toplumsal gelişim ve süreçler açısından düşünüldüğünde, “vasat” bir toplumun rölantisi olarak tabir edilebilir.1 Burada vasatın (ortalama) değeri, o toplumun rölantisinin de değerini teşkil etmiş olmaktadır. Toplumun vasatı düşükse rölantisi de düşük olmakta ve sosyo-kültürel üretim ve gelişim güçleşmektedir. Meseleye Türkiye örneğinde yaklaşıldığında ise Türk toplumunun düşük rölantili bir vasatlık kültürünü hayatın her alanında hâkim kılmış olduğunu görüyoruz. Aslında gündelik hayatta karşılaşılan ve birçok insanın yakındığı olaylar (kayırmacılık, düzensizlik, şiddet, hoşgörüsüzlük vb.) bu kültürün ürünüdür.
Vasatlık kültürünü toplumun ve kurumların her alanıyla ilişkilendirebileceğimiz alt unsurlara ayırabiliriz. En önemli özelliklerinden bazıları sistemsizlik, kuralsızlık, karmaşa, yozlaşmış kültür ve değerler, ihtiyari kararlar, taklitçiliğe dayalı bir bilim anlayışı ve liyakatsiz görev dağılımıdır.2 Ancak bir toplumdaki vasatlık kültürünün en önemli unsurunun, bir başka deyişle dinamosunun “liyakatsizlik” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Vasatlık kültürünün gücünün ve sürekliliğinin kaynağı toplum ve kurum yaşamında sürmekte olan yaygın liyakatsizliktir. Bu bilim ve eğitim kurumlarındaki liyakatsizlikten başlayıp; siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri de dâhil olmak üzere her derece ve kademedeki kuruma kadar sirayet eden bir gelenektir.
İntelijansiya (aydınlar/entelektüeller), bir toplumun ortalamasını (vasatını) yükseltmesi gereken bir sınıftır. İntelijansiyayı ortaya çıkaran ise aile, sosyal çevre, bilim ve eğitim kurumlarında yürütülen eğitim-öğretim süreçleridir. Bilim ve eğitim kurumlarına yapılan atamalarda gösterilen “kayırmacılık” gibi liyakatsiz uygulamalar, zamanla bir toplumun ortalamasını düşürmeye sebep olan en önemli unsurdur. Zira bu tip kurumlara yapılan hakkaniyetsiz atamalar, bu kurumlara yetiştirilmek üzere gelen geleceğin entelektüel adayı öğrencileri, liyakatsiz bir şekilde seçilmiş öğretim üyelerinin önüne atmak anlamına gelmektedir. Burada doğan kısır döngü ise toplumun her alanına dağılacak olan niteliksiz eğitim almış öğrenci kitlesini/geleceğin uzmanlarını topluma dağıtacaktır. Bunların içerisinde bireysel olarak kendisini geliştirmeyi başarmış olanlar da liyakatsiz uygulamaların bir sonucu olarak bu dağılımda yine boşta kalma tehlikesiyle yüz yüze gelecek ve vasatın değeri düşmeye devam edecektir. Bakıldığında, kadroları liyakate göre değil de başka kriterlere göre belirlenmiş olan eğitim kurumlarında da dersler yapılmakta, bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmekte, kitaplar ve tezler yazılmaktadır. Burada da çalışan bir ortalama değer üretilmektedir. Ancak bu ortalama değer, liyakat ile seçilen bireylerle mi daha yüksek olurdu, yoksa başka kriterlere göre seçilenlerle mi? Türkiye’de Osmanlı’nın son yüzyıllarından günümüze kadar miras kalan bu gelenek (liyakatsizlik) yaşamakta olduğumuz vasatlık kültürünün en önemli sebebidir. Kuşaklar boyunca bu şekilde yapılanmış olan kurumların (sadece eğitim kurumları değil) vasatlık üretmeleri kadar doğal ne olabilir?
Üniversiteler gibi bilim ve eğitim kurumlarındaki bu liyakatsizliğin, beraberinde getirmiş olduğu kalitesizliğin doğurduğu üç önemli sonuç bulunmaktadır. Bunlardan ilki kopyacılık ve taklitçiliğe dayalı bir bilim anlayışının gelişmesidir. Bu anlayış vasatlık kültürüyle kıvranan toplumun bilgi, kültür ve değer üretimini sekteye uğratarak, teknosfere özgün ürün sunma imkân ve kabiliyetini elinden almaktadır. İkinci sonuç bilimin, bilginin, eğitimin ve okulun, toplumun büyük bir kesimi içerisinde itibarsızlaştırılması şeklinde tezahür eder. Liyakatin esas olmadığı bir gelenekte bu en doğal sonuçlardandır, zira bireylerde aranan kriter eğitim veya donanım değildir. Bir diğer (üçüncü) sonuç ise ortalamada veya ortalamanın biraz üzerinde yer alan kitlenin ekseriyetinin çocuk yetiştirme anlayışları üzerinde kendisini gösterir. Çocuk yetiştirmede amaç, meslek sahibi olacak ve mesleği ile ilgili öğrendiği teknik bilgileri uygulayacak “teknisyenler” veya “robotlar” yetiştirmektir. Doktor, mühendis, yazılımcı, pilot vb. çocuklar yetiştirme hayali bu yaklaşımın temel motivasyon kaynağıdır. Bu kitlenin içerisinde ekonomik durumu elverişli olanlar; vasatlık kültürünün sonucu olarak kamusal mal ve hizmetlerin kalitesinin düşmesinden dolayı, genelde varını yoğunu ortaya koyarak çocuklarının özel okullarda eğitim görmelerini sağlamaya çalışmaktadır. Ancak bunu çok önemli bir şeyi unutarak yapmaktadırlar. Özel okullar da aynı toplumun ortaya çıkarmış olduğu vasatlık kültürünün özel okullarıdır. Tüm kurumlara dağılan “uzmanlar” aynı akademi makinesinden çıkmaktadır. Bu durum da toplumun vasatını düşüren kısır döngüyü kuvvetlendirmektedir. Ortalamanın ciddi şekilde üzerinde yer alan ve sayıları oldukça az olan bir başka kesim ise çocuk yetiştirmede ailenin rolünü ön plana çıkararak süreci yönlendirmekte ve imkânlar ölçüsünde yurt dışı eğitimi benimsemektedir. Bunu başaran öğrencilerin ise ekseriyeti, sahip olduğu donanımın kıymet görmeyeceği ülkesine dönmektense eğitim gördüğü ülkelerde yaşamayı tercih etmektedir. Son yıllarda yurt içinde kendisini yetiştirmeyi başaranlar arasında da yurtdışına gitme motivasyonunun aynı sebeple yükseldiği görülmektedir. Bu tip olaylar ise toplum rölantisinin düşüşünü hızlandırmaktadır. Zira ortalamayı yükselten bireylerin önemli bir kısmı toplumu terk etmektedir.
Vasatlık kültürünü yıkmanın veya toplumun vasat değerini yükseltmenin en önemli yolu liyakat anlayışını toplumun ve devletin her kademesinde egemen kılmaktan geçmektedir. Aksi takdirde toplumun rölantisi stabil kalmayacak ve sistem durana kadar sürekli düşmeye devam edecektir.
1 Bu benzetme Besim F. Dellaloğlu (2021) tarafından yapılmıştır. Bkz. Vasatlığın Sosyolojisi, https://www.gazeteduvar.com.tr/vasatligin-sosyolojisi-makale-1511567 (Erişim tarihi: 07.07.2022).
2 Coşkun Can Aktan. Vasatlık Kültürü https://www.slideshare.net/COSKUNCANAKTAN/vasatlik-kltr (Erişim tarihi: 07.07.2022).