Selim Han Yeniacun

Tüm yazıları
...

Doğu Akdeniz’de Hesaplanamayan Etki: Çin

Henüz yazar hakkında detaylı bilgi verilmemiştir.

Selim Han Yeniacun

Yaklaşık bir haftadır Suriye’deki sıcak gelişmelerle, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın savunma harcamaları, batıya şirin gözükmek için saçtığı paralarını ve Gazze’deki protestolara karşı İsrail’in kullandığı orantısız gücü konuşuyorduk. Bu yazıların kaleme alındığı vakitlerde ise (belki durum değişir ama sanmıyorum) tüm uluslararası gelişmelere bir sakinlik bir sükût çöküverdi. Miraç kandilinin de idrak edileceği cuma arefesinde; ABD’nin, belki de bir cihan harbini tetikleyebilecek olan, Suriye’ye müdahale seçeneğinde çok da kararlı davranmadığı emareleri ortaya çıkmış vaziyette.

Trump bir tüccar. Lakin değerli mallar satan bir sarrafiye tüccarından ziyade sokakta zerzevat satan bir adam misali hareket eden bir tüccar: Elinde megafonu, “Amerika geldi hanım!” nidaları ile Doğu Akdeniz’i dolaşmaya Ortadoğu’ya silah satmaya çalışan biri. Fakat bu bağrışma çoğu zaman bu işin daimi alıcıları İsrail, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan harici bölgenin diğer sakinlerini de rahatsız eder bir boyuta ulaşmaya başladı. Hatta ve hatta bölge dışındaki aktörlerden Çin bile Ortadoğu’daki bu bağrışmaya karşı evinin balkonuna çıkan bir diğer mahalle sakinine döndü adeta.

Efendim, “Çin nereee, Ortadoğu nere?” dediğinizi duyar gibiyim. Mesafeler aldatıcı gözükse de aslında ‘uzak’ doğu ile ‘yakın’ doğunun arasındaki mesafe 21.yüzyılda hiç olmadığı kadar azaldı. Zira Çin kendi enerji ihtiyacının %52!’sini Ortadoğu’dan, İran ağırlıklı olmak üzere, sağlamaktadır. Ticaret rotaları, ihracat pazarı ve daha nice jeo-stratejik özellikler ile ABD bölgeye ne kadar entegre ise Çin’de o derece entegre ve bölge ile ilgilidir. Ha, biz araştırma-inceleme meselelerinden uzak kaldığımız için durumun pek de farkında değiliz o ayrı.

Meseleyi ABD’nin Suriye meselesinde sessizleşmesinden aldık getirdik Çin’e dayandırdık. Peki, Suriye meselesinde Çin’in ne etkisi olabilir?

‘Yeni İpek Yolu’ diye bir girişim dolanıyor ara ara haberlerde duyanınız, okuyanınız vardır elbet. Bu yol nereden başlıyor? Çin…

Nereye uzanıyor? İngiltere…

Avrupa’ya uzanırken hangi coğrafyaları dolaşıyor? Kuzeyde Batı Türkistan, güneyde Hint Okyanusu ve Ortadoğu…

Bu proje kapsamında ana finansör ve ticari malların çıkacağı ülke neresi? Çin…

Proje kapsamında enerji yolları güvenliğinin sağlanması ile ana üretici ülke Çin’e ne ulaşacak? Doğalgaz, petrol ve para…

Projenin değerinin kaç milyar dolar olduğunu buraya yazmaya rakam yetmese de sadece 30 milyar TL civarında bir kısmı sadece Kızıldeniz-Akdeniz hattını bağlamaya yönelik demiryolu projesine ayrılmış vaziyettedir. İsrail’in Eliyat kentinden Aşdot limanına uzanan bu 300 km’ye yakın demiryolu hattı Çin’in Doğu Akdeniz havzasına her geçen gün daha fazla nüfuz ettiğinin bir diğer göstergesidir. Hali hazırda Filistin meselesinde İsrail’in karşısında yer alan, İran’ın nükleer programını destekleyen ama buna rağmen de İsrail üzerinden Doğu Akdeniz’e yatırım yapan Çin, sizce de bölgede kopacak olası bir savaşı önlemek için her şeyi yapmaz mı?

Pasifik kıyısında Kuzey Kore’nin ABD ile yükselen tansiyonu düşürmesi, Seul hükümeti ile diplomatik ilişkileri geliştirme yolları aramasının altında ana oyun kurucu ülke Çin olmuştu. Bugün Suriye’de Rusya ve İran’ın ABD’ye karşı yürüttüğü strateji konuşulurken ya da ABD’nin İsrail ile bölgede hâkimiyet sağlama çabaları değerlendirilirken Çin’i konuşmamak pek çok şeyi anlamsız bırakmakta.  İşte bu yüzden Çin’in sarrafiyesinin önündeki zerzevatçı sadece bağırma ile kalacak gibi.