Bosna Hersek’in denize kıyısı yalnızca Neum şehri üzerinden bir kanal ile açık denize bağlanan 24 kilometrelik bir alan. Bu kıyı şeridi ülkenin Adriyatik Denizi’nde, dolayısıyla deniz yoluyla dünyaya açılan tek kapısı durumunda. Hırvatistan’ın yapımına Nisan 2018’de başladığı 300 milyon avroluk köprü projesi, Bosna Hersek’in açık denize tek çıkış kapısını kapatıyor ve doğrudan doğruya uluslararası hukuk ihlali içeriyor. Köprünün, 2022’de inşasının tamamlanacağı düşünüldüğünde, durumun bölge ülkelerini de ilgilendirecek bir krize yol açması an meselesi.
İnşası yapılan köprünün tamamlanması durumunda Bosna Hersek yalnızca turizm ve ekonomi anlamında zarar görmeyecek, aynı zamanda doğal hakkı olan deniz alanlarını da kaybedecek. Birçok farklı alternatif gündeme getirilse de Hırvatistan her seferinde Peljesac Köprüsü’nün inşa edilmesinde ısrarcı tavır sergiledi. Öte yandan, başta Boşnak siyasiler olmak üzere Bosna Hersek tarafı ise köprü projesine kesin bir dille karşı çıkıyor. Ülkenin açık denizlere çıkışını engelleyeceğini savunan Bosnalılar, ayrıca olası bir kriz durumunda da Bosna Hersek’in “hapsedilebileceğini” belirtiyor.
Büyük finansör Avrupa Birliği
AB’ye 2013 yılında tam üye olan Hırvatistan’ın topraklarının bütünlüğü açısından önemli olan köprü projesinin en büyük finansörü de AB. Avrupa Komisyonu, 2017 yılında köprü projesinin yüzde 85’ine denk gelecek 357 milyon avroluk kısmını karşılama kararı almıştı. Projenin toplam maliyetinin ise 420 milyon avro civarında olması bekleniyor. 55 metre yüksekliğinde ve 2,4 kilometre uzunluğunda inşa edilmesi planlanan köprüde, 4 şeritli karayolu yapılacak. Köprü inşaatının 2022 yılında tamamlanması öngörülüyor.
Bosna Hersek bu ihlale karşı çıkıyor
Öte yandan geçtiğimiz yıllarda Bosna Hersek Sivil İşler Bakanı Adil Osmanovic, köprü yapımına başlayabilecekleri konusunda Hırvatistan’a herhangi bir “yeşil ışık” yaktıklarına dair belge bulunmadığını ifade etmişti. Daha önceki çalışma grupları tarafından hazırlanan belgelerin geçerli olmadığına işaret eden Osmanovic, bu belgeler baz alınarak köprü inşa edilemeyeceğini kaydetmişti. Osmanovic, iki ülke arasındaki karasuları sınırlarının da hala çözülmediğini hatırlatarak “Dolayısıyla bu sorunlar çözülmeden herhangi bir şey inşa edilemez. Bunu, köprü projesine bütçe ayıran Avrupa Komisyonu da bilmeli.” şeklinde açıklama yapmıştı.
Son günlerde tekrar gündeme gelen söz konusu proje ile Bosna-Hersek kamuoyu yaratmaya çalışarak olayın ehemmiyetine dikkat çekmeye çalışıyor. Bosnalılar, Hırvatistan’ın yaptığı apaçık uluslararası hukuk ihlalini dünyaya duyurmak için haklı seslerini dile getiriyor.
Neum şehri ve kıyısı Bosna’ya sonradan eklenmiş olmayıp Osmanlı İmparatorluğu döneminden miras kalmıştır. Dayton Barış Antlaşması sırasında, Hırvatistan’ın almak için yoğun çaba sarf ettiği Neum, Alija İzetbegoviç’in yoğun ısrarı ve direnmesi sonucu Bosna-Hersek sınırlarında kalmıştır. Sahil boyunca kıyısı bulunan Hırvatistan anlaşma yoluyla elde edemediği bu küçük kıyı şeridini bugün, söz konusu alandaki deniz yetki alanları üzerinde kendi egemenliğini tesis edecek şekilde inşa edeceği bir köprü vasıtasıyla elde etmeyi amaçlamaktadır.
Söz konusu köprü Bosna’ya ait Klek yarımadasının ve burnun hemen önünde inşa edilmekte, bu şekilde burnu kapatarak Bosna’nın denize çıkışı engellenmektedir. Fizibilite açısından bakıldığında, asla fonksiyonel olmayan bu köprünün Hırvatistan karayolunda süreklilik sağlamak amacı ile olduğu iddia edilse de esasında 20 km olan mesafeyi 100 km’ye çıkarmaktadır. Bununla birlikte, bu konunun Türkiye’ye bir mesaj niteliği taşıması da olasıdır. Zira bu şekilde Türkiye’nin ‘Çin’den Adriyatik’e söylemi bu köprü ile etkisizleştirilmektedir. Ve en önemlisi de şudur ki, bu köprü inşa edilirse Bosna’da daha evvel gerçekleşmiş olan katliamın bir benzerinin yaşanması durumunda Türkiye ve diğer çevre ülkelerin ne denizden yardım sağlayabilme ne de denizden insanları tahliye edebilme ihtimali kalmayacaktır.