Yazar eserinde, 2 Mayıs 1915’teki Bombasırtı taarruzundan Yarbay Mustafa Kemal’in hatıralarına kadar savaşın insani ve millî yönlerini dramatik bir dil ile okuyucularına aktarıyor. Mustafa Kemal’in ‘Karşılıklı siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına tümüyle düşüyor; ikincidekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir bezginlik bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren hayrete ve tebrike değer bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur." sözleri oyunun ana duygusunu ortaya koymaktadır.
Ayrıca oyununda Türk milletinin cesaretini, cephe gerisinde bulunan aziz milletimizin unutulmaz fedakârlıklarını ve bağımsızlık ruhunu okuyuculara yeniden hatırlatmıştır. Mehmet Niyazi “Oğuz Amca Diye Biri” eseri ile yalnızca Çanakkale Zaferi’nin askeri başarısını değil aynı zamanda Türk milletinin zaferle taçlanan kahramanlık öyküsünü bir kez daha hafızalarımıza kazımıştır.
“Çanakkale,
Türk Kahramanlığının, zaferleri kıskandıran büyük bir destanıdır.
Çanakkale,
Vatan için höllük eleyip, beşik beleyip, evlât büyüten anaların destanıdır…
Çanakkale,
Elleri kınalı yavukluların, gözyaşlarıyla, hasret duygularıyla büyütülmüş sevdalarının destanıdır…”
Dileriz bu eser; Çanakkale’deki ruhu, o dedelerin torunlarında uyandırmaya muvaffak olur.
