Orkhan Valiyev’in, Azerbaycan’da Milliyetçilik (Ulusun ve Ulus Devletin Oluşumu) isimli eseri Kasım 2020’de Türkiye Notları Yayınevi tarafından yayımlandı. Yazar Orkhan Valiyev lisans eğitimini Bakü Devlet Üniversitesi Felsefe bölümünde tamamladı. Yüksek lisans eğitimini Kamu Yönetimi Akademisi Siyaset Bilimi’nde tamamladı. 2014 yılında Türkiye Bursları doktora programını kazanarak, Sakarya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde doktora eğitimini “Çarlık Dönemi Azerbaycanı’nın Uluslaşma Süreci 1850-1920” başlıklı teziyle başarıyla savundu. Tanıtımını yaptığımız eser, Orkhan Valiyev’in doktora tezinden kitaplaştırılarak yayıma hazırlanmıştır.
Söz konusu eser dört bölümden müteşekkildir. Birinci bölümde; modernite, birey ve millet kavramları tahlil edilmiş, hemen akabinde milliyetçiliğin tanımı ve kuramsal çerçevesi ele alınarak, milliyetçilik teorileri sırasıyla incelenmiştir. Miroslav Hroch’un “Küçük-Millet” modeli çerçevesinde üç isim temel alınmıştır. Mirza Feteli Ahundzade, Ali Bey Hüseyinzade ve Mehmet Emin Resulzade’nin görüşleri doğrultusunda Azerbaycan’da ulusun ve ulus devletin oluşum süreci ele alınmıştır. Bu üç ismin A, B ve C evresi olmak üzeri görüşleri, şematik bir şekilde analize tâbi tutulmuştur.
İkinci bölümde; millî hareketin A evresi, Feteli Mirza Ahundzade’nin fikirleri ve modernleşmeye yönelik düşünceleri esas alınarak ele alınmıştır. Ahundzade, Müslümanların fikirlerini, inanma biçimlerini ve düşüncelerini değiştirerek modernleşmeyi hedeflemiştir. Ahundzade’nin millî hareketin bu evresinde herhangi bir şekilde milliyetçi söylem geliştirmediği düşüncesi, yazar Valiyev tarafından vurgulanmaktadır. Millî hareketin A evresinin ele alındığı bölümde bu evrenin, Çarlık’ın kolonyal modernleştirme düşüncesi yönünde şekillendiği ele alınmıştır. Ahundzade’nin maarifçi bir anlayış çerçevesinde Azerbaycan’ın modernleşmesine yönelik düşünceleri ele alınmaktadır. Onun bu evre içerisinde temel amacı, “Klasik Cemaat”in aydınlanma ilkelerince sorgulanması ve modernleştirme çabası olarak ifade edilmiştir. Ahundzade tarafından A evresi içerisinde modern Batı karşısında Müslümanların veya İslam medeniyetinin sarsıldığı fark edilmiştir. Ahundzade bu noktada kendisine Müslümanların aydınlanması ve ilerlemesi için maarifçi bir rol biçmiştir. B evresi içerisinde milliyetçilerin kullanacağı dil kurgulanmış; yerel dil, halk tarafından anlaşılabilen dilin kullanılması fikri savunulmuştur lâkin milletin kendisi hayal edilmemiştir. Bu evrenin ekseriyetine baktığımız vakit, Ahundzade kültürel evre içerisinde yer almıştır, ilerlemeye engel teşkil eden gelenek sorgulanmış ve Batı taklidi yapılmıştır. Yazarın genel anlamıyla bu A evresi süreci, dil ve tarih anlayışı ve Ahundzade’nin uluslaşma sürecine etkisinin incelendiği bölüm olmuştur. Önemli ve bütünü teşkil edecek şekilde bölüm sonunda bu evrenin şematik tablo halinde verilmesi ise okura evreyi anlama konusunda kolaylık sağlamıştır.
Üçüncü bölüm içerisinde B evresi, Ali Bey Hüseyinzade’nin fikirlerinin ele alınıp tartışıldığı bölümdür. Ahundzade’nin evrensel ilkelerini B evresinde Hüseyinzade, Türklük bağlamında değerlendirmiştir. Hüseyinzade’nin fikirlerinde ortak Türk ulusu tahayyülü söz konusudur. Bu evrede milliyetçilik fikrinin ortaya çıktığı yazarca vurgulanmaktadır. Hüseyinzade’nin fikirlerinde sınırları belirlenmiş bir vatan anlayışı yoktur, çünkü Hüseyinzade etnik ve kültürel temelli Turan ülküsünü savunmaktadır. Bu evre içerisinde kimlik arayışı etnik çerçevede seyretmiştir. Matbuat alanında ise romantik düşün, “vatan” kavramını tartışmaya açmıştır. Çarlık dönemi Azerbaycan’ında ortaya çıkan bu vatan kavramının herhangi bir ulus-devlet düşüncesi ve politik iddiası yoktur.
Hüseyinzade’de Türkçülük fikrinin belirgin olarak yansımasının sebebi ise 1905 Devrimi sonrası ortaya çıkan özgürlük iklimi ve bu yüzyıllar içerisinde Osmanlı Devleti içerisinde de Türkçülük fikrinin hâkim olmasıdır. Hüseyinzade, bu noktadan anladığımız itibarla Osmanlı Devleti içerisinde Türkçü aydınları etkilemiş ve onlardan etkilenmiştir. Osmanlı’da Türkçülük akımının savunucularından olan Gökalp de Hüseyinzade’den etkilenmiştir. Hüseyinzade’nin fikirleri genel manada Türkleşmek, İslamlaşmak ve Muasırlaşmak temellidir. A evresinde olduğu gibi bölüm sonunda B evresi de genel olarak değerlendirilmiştir. “Terakki ve Tekammül” başlığı altında bu evrenin şematik tablosuna yer verilmiştir.
Dördüncü ve son bölümde ise C evresi; Mehmet Emin Resulzade’nin fikrî görüşleri çerçevesinde ele alınmış ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilanına giden süreç değerlendirilmiştir. C evresinde artık bağımsız bir devlet tahayyülü ortaya çıkmıştır. Bu evre, millet inşa sürecinin son aşamasını oluşturur. Burada “Kendi kaderini tayin etme” fikri millî hareketin programına girmiştir. Millî kimlik anlayışı, millî hareket önderlerince önem arz etmeye başlamıştır. Resulzade bu evrenin bir politik hedefi olduğunu “Açık Söz”de ilk makalesinde ilan etmiştir: Hürriyet ve Müsavvat. Resulzade; Ahunzade ve Hüseyinzade’den farklı olarak politik hedefi olan ve sınırları belli bir Azerbaycan merkezli devlet tahayyül etmiştir. Bu bölüm genel olarak Resulzade’nin milliyetçilik anlayışının “Azerbaycancılık” olduğu konusunda hemfikirdir.
Sonuç kısmında yazar, evrelerin değerlendirmesini yaparak Azerbaycan’ın uluslaşma süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulunmuştur. Yazarın vardığı sonuç ise Birinci Azerbaycan Cumhuriyeti’nin, 1. Dünya Savaşı’nın hemen ardından milliyetçiliğin etkisiyle yeniden tesis ve temin edilen uluslararası politik düzenden hareketle ortaya çıktığı ve yine uluslararası politik ve konjonktürel ortamdan dolayı ulus inşa sürecini tamamlayamadan ömrünü sonlandırdığı sonucuna varmıştır.
Sonuç olarak, ele aldığımız eser doktora tezinden kitaplaştırılmış bir eser olmakla beraber Miroslav Hroch’un “Küçük Millet” modeli örnek alınarak hazırlanmıştır. Küçük Millet modeli çerçevesinde çalışılan ilk doktora tezidir. Yazarın geniş bir literatürü tarayarak bu eseri ortaya çıkardığını kaynakçayı incelediğimiz vakit görmekteyiz. Yazar bu eserle Azerbaycan milli kimliğinin oluşumunun başlangıç aşamasında katkı sunmuş kimselere minnet borcunu sunmak istediğini belirtmiştir. Tanıtım yazımızı burada noktalarken yazar Orkhan Valiyev’e gelecek akademik çalışmalarında başarılar dileriz.
* Bu yazı Kitap Şuuru intisabıdır (Editörü: Ömer Karabayır). www.kitapsuuru.com