1991 yılında Eskişehir’de dünyaya gelmiştir. İlköğretim, lise ve üniversite öğrenimini bu şehirde tamamlamıştır. Türkiye’nin önemli düşünce kuruluşlarında uzun dönem stajyer olarak bulunmuş, çeşitli proje çalışmalarına dâhil olmuştur. 2013 yılında farklı üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerle birlikte Akademik Araştırma Enstitüsünü kurmuş ve başkanlığını üstlenmiştir. Eskişehir Yenigün gazetesinde 3 yıl boyunca düzenli olarak köşe yazarlığı yapmıştır. Yazılarının genel muhtevası ihtisas alanı olan dış politika üzerine olmakla birlikte, Türk Dünyasındaki mühim gelişmelere ve Türk tefekkür hayatına dair görüşlerine de bu köşede yer vermiştir. Türk Dünyasının ihtiyaç duyduğu yetişmiş insan kaynağını sağlamak üzere kurulan Avrasya Eğitim Merkezinin temsilciliğini üstlenmiştir. Yurtiçi ve yurtdışında pek çok kongre ve sempozyumlara katılmış olan Kepenek’in ulusal basında ve muhtelif dergilerde yayınlanmış çok sayıda yazısı mevcuttur. Akademik çalışmalarına başkanı olduğu Enstitü bünyesinde devam etmektedir.
İletişim: osmankepenek26@gmail.com
G-20’nin 13. Zirvesi geçtiğimiz hafta yoğun bir gündemle tamamlandı. Dünyanın siyasi ve ekonomik gündemini belirleyen zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı. Zirvenin sonuç bildirgesinde ise uluslararası toplumun önemli meselelerinden olan dünya ekonomik sisteminin mevcut düzeninin değiştirilmesi gerekliliği hususuna vurgu yapıldı. Ekonomik sistemin yanı sıra sürdürülebilir kalkınma, çevre ve iklim politikaları, sağlık ve gıda alanlarındaki konulara da vurgu yapıldı. Konu, dünya ekonomik istikrarının tesisi olunca akla gelen ilk uluslararası kuruluşun Dünya Ticaret Örgütü olduğunu söylemek mümkündür. Dünya Ticaret Örgütü’nün daha etkin bir konuma kavuşturularak olması gerektiği gibi faaliyetler yürütmesi noktasında görüş birliğine varılan zirvede, örgütün bugün içinde bulunduğu çıkmaza dikkat çekiliyor. Kuruluş amaçları doğrultusunda hareket etme kabiliyetini kaybeden örgütün, ABD’nin başlatmış olduğu ticaret savaşlarına karşı koyma gibi bir yetisinin de kalmadığı açıkça görülmektedir. NATO üzerine kurmuş olduğu tahakküm ile dünya güvenlik politikalarını belirleyen ABD’nin, uluslararası ekonomi piyasasını da tekeline almak istediği herkesin malumudur. Avrupa’nın, NATO haricinde, ABD’den bağımsız bir güvenlik örgütü hayata geçirme çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığı günümüzde Dünya Ticaret Örgütü’nün ABD’nin ekonomik egomanyasını mağlup edecek şekilde revize edilmesinin mümkün olup olmayacağı da muammadır. Esasında zirvenin sonuç bildirgesinde ABD’nin başını çektiği ticaret savaşlarının dünyada sebep olduğu tahribata değinilmemesi neticenin ne olacağı hakkında bize malumat verir türdedir. ABD’nin bu politikası sebebiyle Avrupa ülkelerinin yanısıra, Çin gibi dev ekonomilerin de olumsuz etkileneceği ve pek çok ülkenin büyüme oranlarını yakalamakta ciddi sıkıntılar çekeceği beklenmektedir. Dünya ekonomisi içinden çıkılmaz bir duruma doğru hızla yol almakta, öngörülebilir ve planlanabilir olmaktan uzaklaşmaktadır.
Zirvedeki önemli başlıklardan biri de yine bütün dünyayı ilgilendiren mülteci meselesi olmuştur. Türkiye, mülteci meselesinde bütün dünyaya örnek olacak şekilde bir sınav vermiş ve bütçemizde ciddi sıkıntılara sebep olmasına rağmen milyonlarca mülteciye kapılarını açmıştır. İlk kez eğitim konusunun da gündeme alındığı zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin eğitimde geldiği seviye de dahil olmak üzere pek çok konuda açıklamalarda bulunmuştur. Enerji başlığı altında yürütülen görüşmelerde de Türk heyetinin Kıbrıs konusunda ortaya koyduğu kararlılık, Kıbrıs Türk’ü ve bölgedeki ekonomik istikrar açısından hayati önem arz etmektedir. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının paylaşımı noktasında KKTC’nin haklarının korunması Türkiye’nin güney sınırlarının güvenliği için de vazgeçilmezdir.
Not: Kıymetli Milli Devlet gazetesi okuyucuları; nasip olursa vatani görevimi yerine getirmek üzere altı ay boyunca yazılarıma ara vereceğim. Bir yılı aşkın zamandır gazetemizi okuyarak bizlere güç veren siz kıymetli okuyucularımıza, gazetemizin hazırlanmasında ve sizlere ulaşmasında emeği geçen bütün ülküdaşlarıma ve aynı gazetede yer almaktan büyük mutluluk duyduğum köşe yazarlarımıza ayrı ayrı teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.