AZERBAYCAN
Azerbaycan’da, Karabağ’a “Büyük Dönüş” için çalışmalar sürüyor.
27 Eylül-10 Kasım 2020’de 44 gün süren savaşta topraklarını Ermenistan işgalinden kurtaran Azerbaycan’da, göçmenlerin ata yurtlarına dönme süreci olan “Büyük Dönüş” için yapılan faaliyetler bizzat Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimat ve denetimleriyle hayata geçiriliyor.
İşgalden kurtarılan bölgelerin imarı için 2021 devlet bütçesinden 2,2 milyar manat (1,29 milyar dolar) ayrıldı. Bu meblağ yetmezse devlet ek ödenek ayıracak.
Çalışmalara öncelikle Ermenistan güçlerinin işgal döneminde döşediği mayınları temizlemekle başlayan Azerbaycan yönetimi, eş zamanlı olarak bölgenin ilk altyapı projelerine de başladı.
İlk proje de ülkenin “kültür başkenti” ilan edilen Şuşa’ya iki yeni yolun yapılması oldu. Yapımlarında Türk şirketlerinin de yer aldığı yollardan birinin sonbahara kadar tam hazır olması planlanıyor.
Yol çalışmalarını, Fuzuli’de uluslararası havaalanının yapımına başlanması izledi. En ağır kargo uçakları dahil her türlü uçağın kullanabileceği şekilde inşa edilen havaalanının da sonbahara kadar hazır olacağı öngörülüyor.
Azerbaycan, sadece Fuzuli ile yetinmiyor, gelecek dönemde, işgalden kurtarılan Laçın ve Zengilan’da havaalanları inşa edecek. Ermenistan sınırında bulunan Zengilan’ın bölgenin lojistik merkezi haline dönüştürülmesi de Bakü yönetiminin planları arasında yer alıyor.
Zengilan’ın Ağalı köyü, bölgede imarı tamamlanan ilk köy olacak. Pilot proje olarak temeli atılan Ağalı köyü, “akıllı köy” konsepti ile inşa edilecek. Yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan köye yaklaşık 1000 kişi yerleştirilecek.
Azerbaycan yönetimi kent bazında ise ilk olarak Ağdam’ın yeniden kurulmasını planlıyor. İşgal döneminde Ermeni güçlerce tahrip ve talan edilerek adeta bir “hayalet kent”e dönüşen Ağdam, yaklaşık 3 yıl sonra 50 binden fazla kişinin yaşayacağı modern bir kent olacak.
Ülke yönetimi bölgenin “yeşil enerji” bölgesi olması için de yatırımlar yapacak. Bu kapsamda Kelbecer ve Laçın’da rüzgâr enerjisi, Zengilan ve Cebrayıl’da ise güneş enerjisi santralleri inşa edilecek.
Azerbaycan hükümeti, işgalden kurtarılan bölgelerin imarında dost ve kardeş ülkelerin yatırımcılarının, özellikle de Türk şirketlerinin yer almasını bekliyor.
Bakan Çavuşoğlu, Azerbaycan Kültür Bakanı Kerimov ile görüştü.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan Kültür Bakanı Anar Kerimov’la bir araya geldi. Çavuşoğlu, “İşgalde hasar gören Yukarı Karabağ’daki Azerbaycan kültürel mirasının restorasyonu için her türlü desteği vereceğiz” açıklamasını yaptı.
Bakanlıktaki görüşmeyi Twitter hesabından değerlendiren Çavuşoğlu, işgalde hasar gören Dağlık Karabağ’daki Azerbaycan kültürel mirasının restorasyonu için Türkiye’nin her türlü desteği vereceğini belirtti.
Çavuşoğlu, “UNESCO başta olmak üzere uluslararası platformlarda (Azerbaycan’ın) haklı davasının arkasındayız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Azerbaycan Kültür Bakanı Anar Kerimov ile görüştü.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Azerbaycan Kültür Bakanı Anar Kerimov ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Altun, Azerbaycan Kültür Bakanı Kerimov ile heyetler arası toplantı yaptı. Başkanlık binasındaki görüşmede, iletişim, medya, kültür, dizi ve sinema alanlarında iş birliğini geliştirecek konular ele alındı.
Fahrettin Altun, heyetlerin bir araya geldiği görüşmede, Türkiye ve Azerbaycan arasında her alanda temasların artmasının kendilerini memnun ettiğini söyledi. “İki devlet, tek millet” şiarının sözden ibaret olmadığını dünyaya gösterdiklerini belirten Altun, Karabağ’ın kurtarılması sürecinde yalnızca askeri ve siyasi anlamda değil, iletişim ve medya alanında da yakın iş birliği içerisinde olduklarını anlattı.
Savaş döneminde temelleri atılan Türkiye-Azerbaycan Ortak Medya Platformu’nun resmiyete kavuşmasının iş birliğinin kurumsallaşması açısından çok değerli bir adım olduğunu vurgulayan Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından üç dilde hazırlanan “Karabağ’da 44 Günde Gelen Zafer” kitabıyla da Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin nişanesi olan bir eser ortaya koyduklarını aktardı.
Azerbaycan Kültür Bakanı Anar Kerimov, Türk yapımcılarla bir araya geldi.
Azerbaycan Kültür Bakanı Anar Kerimov, Atlas Sineması ve İstanbul Sinema Müzesi’ni gezerek, sinema sektörü temsilcileriyle bir araya geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’ın, Kerimov’a ve beraberindeki heyete eşlik ettiği gezi sonrası, Türkiye-Azerbaycan sinema alanında iş birliği çalışma grubu toplantısı yapıldı.
Basına kapalı görüşmenin öncesinde açıklama yapan Kerimov, atandıktan sonraki ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmekten dolayı memnun olduğunu söyledi.
Kerimov, son dönemde Ermenistan’a karşı verdikleri mücadelede Türkiye’nin kendilerini yalnız bırakmadığını hatırlatarak, “Türkiye ve Azerbaycan, bu iki kardeş ülke arasında kültür alanında iyi olan ilişkimizi daha da ileriye taşımak için geçtiğimiz günlerde Ankara’da Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’la birlikte protokol imzaladık. Bu anlaşma, en önemli konulardan biri olan sinemayı da kapsıyor.” ifadelerini kullandı.
Aliyev, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerini Zengezur koridorundan yararlanmaya davet etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Zengezur’dan geçecek ve Azerbaycan’ın ana karası ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve Türkiye’yi birbirine bağlayacak yeni koridorun bölgede ulaşım alanında yeni fırsatlar yaratacağını belirterek, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) üyesi ülkeleri bu koridordan yararlanmaya davet etti.
Cumhurbaşkanı Aliyev, EİT 14’üncü Liderler Zirvesi’ne çevrim içi bağlantıyla katıldı.
Konuşmasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sadece savaş sırasında değil, genel olarak cumhurbaşkanlığı ve liderliği döneminde Azerbaycan’a sürekli destek verdiğini hatırlatan Aliyev, bu desteğin Azerbaycan’ın topraklarının kurtarılmasında önemli rol oynadığını vurguladı.
Aliyev, “Türkiye bizim kardeşimizdir. Türkiye bizim büyük müttefikimizdir. Azerbaycan halkı Türkiye gibi bir müttefiki olduğu için çok mutlu. Azerbaycan ve Türkiye halkları ve eminim dünyada pek çoğu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sadece Türkiye’yi dünyanın en önemli güç merkezlerinden biri haline gelmesinde değil, aynı zamanda bölgede güvenliğin sağlanmasındaki tarihi rolünün farkında. Türkiye, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasında çok önemli rol oynuyor. Türkiye’nin güçlü olması Azerbaycan’ın ve diğer tüm müttefiklerin de güçlü olması demektir.” ifadesini kullandı.
EİT’in dönem başkanlığı için Türkiye’ye teşekkür eden, yeni dönem başkanı Türkmenistan’a da başarılar dileyen Aliyev, Dağlık Karabağ’da 27 Eylül-10 Kasım 2020’de topraklarını Ermenistan işgalinden kurtarmak için yürüttükleri askeri operasyonlardan bahsetti.
Aliyev, savaş döneminde kendilerine destek gösteren başta Türkiye olmakla Pakistan ve Afganistan’a da teşekkür ederek, Ermenistan güçlerinin işgal döneminde gerçekleştirdiği yıkımları anlattı.
Ermenilerin camilerde domuz ve inek beslediğini söyleyen Aliyev, “Bu, tüm İslam dünyasına düşmanlıktır. Tüm Müslümanların duygularına hakaret eden Ermenistan’ın İslam ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme girişimlerinin riyakarlıktan başka bir şey değildir.” diye konuştu.
Aliyev, Dağlık Karabağ sorununun Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı şanlı zaferinden sonra sona erdiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Biz şimdi gelecek hakkında düşünüyoruz. Bölgede barış ve istikrarı sağlamak için birçok ülkeyi birleştiren ulaştırma projelerini görüşmeye başladık. Azerbaycan, Türkiye ve İran, bölgede ulaşım projelerinin gerçekleştirilmesi konusunda ortak bir tutum sergiliyor. Ermenistan da normal davranırsa bu süreçten faydalanabilir. Azerbaycan tarihi toprağı olan Zengezur’dan geçecek ve Azerbaycan’ın ana karası ile ülkemizin ayrılmaz parçası olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve Türkiye’yi birbirine bağlayacak yeni koridorun bölgede ulaşım alanında yeni fırsatlar yaratacaktır. EİT üye ülkelerini Zengezur koridorundan yararlanmaya davet ediyoruz.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Yen Azerbaycan Partisi kongresinde konuştu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Avrupa Birliği (AB) ile eşit haklara dayalı bir anlaşma üzerinde çalıştıklarını ve anlaşmanın yüzde 90’ı üzerinde uzlaşı sağladıklarını bildirdi.
Aliyev, başkanı olduğu Yeni Azerbaycan Partisinin (YAP) kongresine video konferans yöntemiyle katılarak konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı olduğu 17 yıllık dönemden bahseden Aliyev, bu dönemde tüm işleri sırayla yaptıklarını ve belirledikleri hedeflere ulaştıklarını söyledi. Aliyev, “Böylelikle hem siyasi hem de ekonomik alanda sürdürülebilir kalkınmayı sağladık, Azerbaycan’ı uluslararası arenada büyük nüfuz ve saygınlığa sahip bir ülke haline getirdik ve asıl görevimiz olan toprak bütünlüğümüzün yeniden tesis edilmesini sağladık.” dedi.
Savaş sonrasında yeni bir dönem başladığını, daha önceki dönemlerde elde edilen tüm başarıların bir kenara bırakılması gerektiğini vurgulayan Aliyev, şöyle devam etti:
“Geleceği düşünmeliyiz. Zamanın ilerisinde olmalıyız. Karabağ’ın yeniden kurulması için en büyük rakibimiz zamandır. Uzun vadeli sürdürülebilir kalkınmayı, ebedi bağımsızlığı sağlayacak, ülkemizin gücünü ve imkanlarımızı artıracak ve Azerbaycan halkının her zaman güven içinde yaşamasına izin verecek şekilde ülkenin geleceğini planlamalıyız.”
Aliyev, ülkesinin AB ile ilişkilerine de değinerek şunları söyledi:
“AB ile sıkı işbirlikleri kurduk. AB üyesi 9 ülke ile stratejik işbirliği anlaşmaları imzaladık. Doğu Ortaklığı ülkelerinin hangisi, AB üyesi 9 ülke ile stratejik işbirliği anlaşması imzaladı? Hayır. Onlar sadece ortaklık anlaşmaları imzaladı. O anlaşmalara ben de baktım. Onlar anlaşma değil, talimat kılavuzu. Ülkelere talimat veriyorlar, şunu böyle yapacaksınız, bunu öyle yapacaksın. Ben ise bunu kabul etmedim. Dedim ki bize talimat gerekmiyor. Biz kendimiz ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Bugün AB ile eşit haklı anlaşma üzerinde çalışıyoruz ve anlaşmanın yüzde 90’ı üzerinde uzlaşı sağlandı.”
Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini kabul etti
Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç başkanlığındaki TBMM heyetini kabul etti.
Azerbaycan Milli Meclisinden yapılan açıklamaya göre Gafarova ve Kılıç başkanlığındaki heyetler arası görüşmede, her iki ülke ve parlamento arasındaki ilişkiler konusunda fikir alışverişinde bulunuldu.
Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ordusunun elde ettiği zafer, Türkiye’nin bu konuda Azerbaycan’a sağladığı siyasi ve manevi desteğin de gündeme geldiği toplantıda, iki ülke parlamentolarının hem ikili hem de diğer ülkelerin de katılımıyla üçlü platformlardaki iş birliklerinin önemi de konuşuldu.
Toplantıda Kılıç’ın yanı sıra AK Parti Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir ve İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan da yer aldı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, TBMM Dışişleri Komisyonu heyetini kabul etti
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç başkanlığındaki TBMM heyetini kabul etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Aliyev kabulde, Azerbaycan ile Türkiye parlamentoları arası ilişkilerin de çok başarılı şekilde geliştiğini belirtti.
Aliyev, iki ülkenin uluslararası kuruluşlarda da birbirini her zaman desteklediğini belirterek, Karabağ savaşında Türkiye’nin verdiği desteğin Azerbaycan halkı tarafından memnuniyetle karşılandığını hatırlattı.
İki kardeş ülkenin daima birbirinin yanında olduğunu vurgulayan Aliyev, “Aziz kardeşim, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın savaşın ilk saatlerden itibaren ortaya koyduğu siyasi ve manevi destek bize moral verdi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve milletvekilleri de dayanışma ve desteklerini ifade etti. Halklarımızın birbirine ne kadar bağlı olduğunu, birbirlerini ne kadar sevdiklerini ve saygı duyduklarını bu savaş günleri bir kez daha gösterdi.” dedi.
Aliyev, Ekonomik İşbirliği Teşkilatının son zirvesinde Erdoğan’ın Azerbaycan’ın zaferiyle ilgili çok güzel sözler söylediğini hatırlatarak, Türk basını ve sivil toplum kuruluşlarının, savaş döneminde Azerbaycan’a verdiği destekten övgüyle bahsetti.
Bölgede artık yeni bir durumun oluştuğunu ifade eden Aliyev, “Dağlık Karabağ sorunu tarih oldu, çözüldü, bitti. Şimdi geleceğe bakmalı ve bölgemizdeki işbirliğini düşünmeliyiz. Özellikle ulaşım projelerinin uygulanması, Zengezur koridorunun açılması en önemli konulardan biridir. Bunu ortak çabalarla başaracağımıza eminim.” ifadelerini kullandı.
Kılıç, Aliyev’e Cumhurbaşkanı Erdoğan ile TBMM Başkanı Şentop’un selamlarını iletti.
TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri olarak Azerbaycan’ın zaferinden büyük memnuniyet duyduklarını vurgulayan Kılıç, “TBMM’de sizin başarınızı, liderliğinizi ve bölgenin tarihinde dönüş noktası olan mücadelenizi destekleyen dört siyasi partinin temsilcileri olarak buradayız.” diye konuştu.
Türkiye ve Azerbaycan arasında tarım konusunda iş birliği niyet beyanı imzalandı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Bakü temasları kapsamında Azerbaycan Tarım Bakanı İnam Kerimov’la bir araya geldi.
Azerbaycan Tarım Bakanlığında gerçekleştirilen görüşmede konuşan Pakdemirli, Dağlık Karabağ’daki zafer dolayısıyla Azerbaycan halkını kutladı.
Pakdemirli, Karabağ’daki zaferin ekonomik olarak taçlandırılması gerektiğini ifade ederek “Bölgenin tarımsal imkânlarından faydalanılması için Azerbaycanlı kardeşlerimize yardımcı olmayı amaçlıyoruz.” dedi.
Tarım, hayvancılık, gıda, su, ormancılık ve ilgili tüm alanlarda birlikte çalışma niyetinde olduklarını, tüm bu konularda en kısa zamanda ve en iyi şekilde mesafe alacaklarını umduğunu belirten Pakdemirli, her zaman Azerbaycan halkının yanında olduklarını vurguladı.
İnam Kerimov da Türkiye ile Azerbaycan arasındaki tarımsal ilişkilerin daima geliştiğini söyledi.
Toprakların işgalden kurtarılmasında Türkiye’nin desteğini hissettiklerini belirten Kerimov, o toprakların imar ve kalkınmasında da Türkiye’nin desteğini göreceklerinden emin olduğunu kaydetti.
Kerimov, iki ülke arasındaki ticaret hacmini yeterli bulmadıklarını, daha iyi hale getirmek için çalışmalarını sürdüreceklerini bildirdi.
Türkiye ile imzaladıkları Tercihli Ticaret Anlaşmasının Azerbaycan ürünlerinin Türkiye piyasasına çıkarılmasını kolaylaştıracağını belirten Kerimov, tarım sigortası konusunda Türkiye’nin tecrübesinden faydalandıklarını ve TARSİM modelini ülkede uygulamaya başladıklarını ifade etti.
Toplantı sonrasında Pakdemirli ve Kerimov, “Tarımda modern teknolojilerin paylaşımı ve tarımsal eğitim konusunda işbirliği niyet beyanı”na imza attı.
Azerbaycan’ın “Şafak-Asiman” yatağında doğal gaz rezervi bulundu.
Hazar Denizi’nin Azerbaycan’a ait kısmında yer alan “Şafak-Asiman” yatağındaki keşif kazılarında doğal gaz ve kondensat rezervleri bulundu.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketinden (SOCAR) yapılan açıklamaya göre, “Şafak-Asiman” yatağında 7 bin 189 metre derinlikte doğal gaz ve kondensat rezervi tespit edildi.
Açıklamada, sahanın rezervlerinin tam belirlenmesi için ilave değerlendirme kazısının yapılacağı belirtildi.
Başkent Bakü’nün 125 kilometre güneydoğusunda yer alan “Şafak-Asiman” yatağı, 1100 metrekarelik alanı kapsıyor.
Deniz derinliği 650 ile 800 metre arasında değişen yatakta keşif çalışmaları SOCAR ve British Petroleum (BP) tarafından ortaklaşa gerçekleştirildi.
SOCAR ve BP, “Şafak-Asiman” yatağının ortak işletilmesi konusunda 2010’da anlaşma imzalamıştı.
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov, Afganistan’ı desteklemeye kararlı olduklarını söyledi.
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, Afganistan’ın yeniden inşası ve ekonomik kalkınmasına odaklanılması ve karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarının çözülmesi gerektiğini belirterek, “Azerbaycan, eğitim ve öğretim, altyapı geliştirme, yatırım ve mali yardım alanlarında pratik katkılarını artırarak Afganistan’ı desteklemeye kararlıdır.” dedi.
Bayramov, Tacikistan ve Afganistan’ın eş başkanlığında Duşanbe’de düzenlenen Asya’nın Kalbi-İstanbul Süreci 9. Bakanlar Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Afganistan’daki iç barış görüşmelerini yakından takip ettiklerini ve bu sürecin sonucunda Afganistan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne tam saygı temelinde kalıcı barış ve güvenliğin tesis edilmesini umduklarını vurguladı.
Afganistan’ın refah ve gelişiminin, bölgedeki genel güvenlik ortamına bağlı olduğunu belirten Bayramov, Afganistan’ın yeniden inşası ve ekonomik kalkınmasına odaklanılması ve karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarının çözülmesi gerektiğini ifade etti.
Bayramov, terörizm ve şiddet içeren aşırılık ve ayrılıkçılığın oluşturduğu güvenlik tehditlerinin her şekli ve tezahürüne karşı ortak çabaların sürdürülmesi ve bu konuda bölgesel iş birliğinin genişletilmesinin son derece önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Azerbaycan, eğitim ve öğretim, altyapı geliştirme, yatırım ve mali yardım alanlarında pratik katkılarını artırarak Afganistan’ı desteklemeye kararlıdır. Azerbaycan, Afganistan ile deneyimlerini paylaşıyor ve iyi yönetişim, kamu hizmeti sunumu, askeri, kanun hazırlama ve mayın temizleme konularında eğitim yardımı gösteriyor. Azerbaycan, bölgesel ekonomiye entegrasyonunu kolaylaştırmak ve bölgesel bağlarını genişleterek komşuları ve diğer ülkelerle ticaretini genişletmesi için Afganistan ile iş birliği yapıyor.”
Bayramov, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattı, Bakü Uluslararası Deniz Ticaret Limanı ve Azerbaycan ile İran demir yolu ağlarını birleştiren Hazar kıyısındaki lojistik merkezin önemine değindi.
Bu projelerin Afganistan’ın dünya pazarlarına erişimini kolaylaştıracağını söyleyen Bayramov, projelerin, bölgede kargo ve konteynerlerin daha kısa, daha hızlı, daha verimli ve uygun maliyetli bir şekilde yönetilmesi için koordinasyon sağlayacağına dikkat çekti.
Bayramov, Afganistan, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye ve Türkmenistan arasında imzalanan anlaşmayla belirlenen Lapis-Lazuli güzergâhının Afganistan’ı doğrudan Avrupa’ya bağlayacak önemli uluslararası ticaret ve ulaşım koridoru olduğunu, bu anlaşmanın bir parçası olarak Azerbaycan’ın, çok çeşitli transit ve ulaşım seçenekleri sunarak Afganistan’a katkıda bulunmaktan memnuniyet duyduğunu sözlerine ekledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Türk Konseyi Zirvesi’nde konuştu.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Zengezur’dan geçecek ulaşım, iletişim ve altyapı projelerinin tüm Türk Dünyası’nı birleştireceğini, Ermenistan dâhil diğer ülkeler için ek fırsatlar yaratacağını söyledi.
Aliyev, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Zirvesi’ne katıldı.
Video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıda konuşan Aliyev, Dağlık Karabağ’da yaşanan savaşla ilgili bilgi verdi.
Aliyev, Azerbaycan’ın uluslararası toplum tarafından tanınan topraklarının yaklaşık 30 yıl Ermenistan tarafından işgal altında tutulduğunu, 1 milyondan fazla Azerbaycanlının anavatanlarından çıkarılarak mülteci durumuna düştüğünü hatırlattı.
Uluslararası kuruluşların Azerbaycan’ın tutumunu desteklediğini fakat bu desteğin pratik hayatta o kadar da büyük önem taşımadığını belirten Aliyev, çözüm için kurulan Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu’nun faaliyetinin de sonuç doğurmadığını kaydetti.
Aliyev, “Minsk Grubu’nun elde ettiği sonuç sıfıra eşitti. Minsk Grubu eş başkanları dünyanın önde gelen ülkeleri, nükleer devletleri ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleridir. Elbette, Ermenistan’a işgal nedeniyle üzerine ciddi bir baskı yapılsaydı ve Azerbaycan’ın talepleri dikkate alınarak yaptırımlar uygulansaydı, mesele barışçıl şekilde uzun zaman önce çözülebilirdi fakat maalesef bu olmadı. Tam aksine sorunun dondurulması yönünde adımlar atıldı. Ermenistan müzakerelerden imtina etti.” diye konuştu.
Ermenistan’ın provokasyonları üzerine operasyon başlatarak yürüttükleri 44 günlük savaşın Azerbaycan’ın tam zaferi ile sonuçlandığını vurgulayan Aliyev, Ermenistan’ın yenilgisini kabul eden belgeyi imzalamak zorunda kaldığını hatırlattı.
Aliyev, 10 Kasım 2020’de Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan olarak üçlü bildiriye imza attıklarını belirterek, “Böylece sorun askeri ve politik yollarla çözüldü. Dağlık Karabağ sorununun çözüldüğünü artık eminlikle söyleyebiliriz. Şu anda Dağlık Karabağ adında herhangi bir bölgesel birim bulunmamaktadır. Azerbaycan bu sorunu çözdü, tarihi bir zafer kazandı ve tahrip olmuş bölgelerde yeniden imar çalışmalarına başladı.” ifadelerini kullandı.
Savaş döneminde kendilerine Türkiye’den verilen desteklerden de bahseden Aliyev, şunları söyledi:
“Sevgili kardeşim (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan savaşın başladığı 27 Eylül günü Azerbaycan’a desteğini açıkça ifade etti. Bu siyasi ve manevi destek çok önemliydi. Sevgili kardeşim Azerbaycan’ın yalnız olmadığını, Türkiye’nin Azerbaycan’ın yanında olduğunu söyledi. Bu çok ciddi bir mesajdı. Bu, başarılı bir karşı saldırı gerçekleştirmemizi sağladı, herhangi bir dış gücün bize müdahale etmesini önledi. Herhangi bir dış müdahale olmazsa Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ sorununu kısa sürede çözülebileceğini söylüyordum, öyle de oldu. Kardeş Türkiye’ye ve değerli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a derin şükranlarımı sunuyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer Türk yetkililerin savaş sırasında ve çeşitli zamanlarda yaptığı çok sayıda açıklama, sorunun çözümünde önemli rol oynadı. Şuşa’nın kurtuluşu için beni ve Azerbaycan halkını ilk tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu.”
Aliyev, Türk Konseyi’nin de savaşın başlamasından bir gün sonra Azerbaycan’ı destekleyen bildiri yayımladığını hatırlatarak teşekkür etti.
Savaşın bittiğini, sorunun tarihte kaldığını söyleyen Aliyev, şunları dile getirdi:
“Yeni fırsatlar oluştu. Bunların arasında en önemli ulaştırma fırsatlarıdır. Bugün Zengezur koridoru üzerinde aktif şekilde çalışıyoruz. Bir zamanlar Zengezur’un Azerbaycan’dan koparılarak Ermenistan’a birleştirilmesi Türk dünyasını coğrafi olarak parçalamıştı. Haritaya bakarsak, sanki vücudumuza hançer saplanmış, Türk Dünyası parçalanmıştır. Tarihi Azerbaycan toprağı olan Zengezur şimdi Türk Dünyası’nın birleştiricisi rolünü oynayacak. Çünkü Zengezur’dan geçen ulaşım, iletişim ve altyapı projeleri tüm Türk Dünyası’nı birleştirecek ve Ermenistan dahil diğer ülkeler için ek fırsatlar yaratacaktır. Ermenistan’ın şu anda müttefiki Rusya ile demiryolu bağlantısı bulunmamaktadır. Bu demir yolu bağlantısı Azerbaycan topraklarından kurulabilir. Ermenistan’ın komşusu İran ile demir yolu bağlantısı yoktur. Bu demir yolu Nahçıvan üzerinden sağlanabilir. Azerbaycan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti üzerinden Türkiye’ye bağlanıyor, Orta Asya Avrupa ile bağlanıyor. Yani yeni bir ulaşım koridoru oluşuyor. Azerbaycan bu işe çoktan başladı. Ortak ülkelerin de bu fırsatları kullanacağına eminim.”
KAZAKİSTAN
Kazakistan ordusu Türk yapımı zırhlı muharebe aracı Arma 8×8’i ve Nefer silah sistemini test etti.
Kazakistan ordusunun kullanmaya hazırlandığı Türk yapımı zırhlı muharebe aracı Arma 8X8 ile Nefer uzaktan komutalı silah sistemini test ettiği bildirildi.
Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Kazak askerileri uluslararası silah ve teçhizat piyasasının araştırılması kapsamında Türkiye’de üretilen savaş modülüne sahip zırhlı muharebe aracını test etti.
Karagandı eyaletindeki “Spassk” eğitim sahasında gündüz ve akşam saatlerinde yapılan denemelerde, Arma 8X8 zırhlı muharebe aracı ile Nefer uzaktan komutalı savaş modülünün özellikleri incelendi.
Daha önce yapılan açıklamada, Arma 8X8 zırhlı muharebe aracının NATO standartlarına uygun özelliklere sahip olduğu ve Otokar şirketi tarafından aracı kapsamlı taktik ve teknik, ateş açma ve diğer operasyonel özelliklerin incelenmesi, çeşitli iklim koşullarında deneysel askeri operasyonlar için Kazakistan’a ücretsiz olarak teslim edildiği belirtilmişti.
Türkiye ile Kazakistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 29. yıl dönümü.
Kazakistan bağımsızlığını kazandıktan yaklaşık üç ay sonra kurulan Türkiye-Kazakistan diplomatik ilişkilerinin, bu yıl 29. yılı kutlanıyor.
Türkiye’nin bu ülkede görevlendirdiği ilk büyükelçisi Argun Özpay, Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e 21 Nisan 1992’de güven mektubu sunarken, bu aynı zamanda bağımsız Kazakistan’daki ilk diplomatik misyon oldu.
Aynı yıl Nazarbayev, Türkiye’ye ilk resmi ziyaretini gerçekleştirerek Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliğinin açılışını yaptı. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel de 1992’de Kazakistan’a resmi bir ziyaret düzenledi ve iki ülke arasında başbakan düzeyinde ilk resmi ziyaret gerçekleşti.
Cumhurbaşkanları düzeyinde ilk resmi ziyaret ise 1993 yılında geldi. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Türkistan’da SSCB’den bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetlerini ziyaret etti ve Kazakistan’da temaslarda bulundu.
- İkili ticaret 29 yılda 103 kat arttı
Türkiye ile Kazakistan arasında, Nazarbayev’in 2009 yılındaki resmi ziyareti sırasında Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalandı. Bunun karşılığında 2012 yılında, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kazakistan ziyareti sırasında “Yeni Sinerji-Ortak Ekonomik Programı Eylem Planı”na imzalar atıldı.
İki ülke arasındaki ilk Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısı, 2012’de Nazarbayev’in Türkiye ziyareti sırasında gerçekleşti.
Yapılan karşılıklı anlaşmalar ve iş birlikleri Kazakistan ile Türkiye arasındaki ticarete de yansıdı. İki ülke arasındaki ticaret 1992’de 30 milyon dolarken, bu sayı geçen yıl 103 kat artarak 3,1 milyar dolara ulaştı.
Bunun yanında Türkiye, Kazakistan’da 1992’den bu yana 4,3 milyar dolarlık yatırım yaparken, Kazakistan’ın ise Türkiye’de 1 milyar dolardan fazla yatırımı bulunuyor.
Yaklaşık 2 bin 700 Türk şirketinin faaliyet gösterdiği Kazakistan’da Türk şirketleri, tutarı 26 milyar dolardan fazla olan hükümet projelerinde müteahhitliği de üstlendi.
Türkiye, her yıl yaklaşık 400 Kazak öğrenciye “Türkiye Bursları” kapsamında burs verirken, ülkede bir de Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi bulunuyor.
- “Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olması kardeşliğimizin bir mihenk taşıdır”
Kazakistan’ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, iki ülke arasında ilişkilerin tesisinin 29. yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Kazakistan ve Türkiye ortak tarih, kültür, din ve dili paylaşan kardeş ülkelerdir. Kazakistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olması kardeşliğimizin bir mihenk taşıdır.” ifadelerini kullandı.
Nazarbayev’e güven mektubu sunan ilk diplomatın Türk diplomat olduğuna dikkati çeken Saparbekuly, Kazakistan’ın ilk büyükelçiliğinin de Ankara’da açıldığını söyledi.
Saparbekuly, ikili ilişkilerin son 29 yılda stratejik ortaklık düzeyine yükseldiğini belirterek “Kazakistan ve Türkiye kültürden eğitime, dış politikadan ekonomiye çeşitli alanlarda ortak strateji geliştirmektedir. Çünkü tarafların ulusal kimlikleri, dış politika anlayışları ve ekonomik çıkarları uyumludur.” dedi.
İki ülke arasındaki kültürel bağların, ilişkilerin temeli olduğunu söyleyen Saparbekuly, Türkiye’deki Türklerin Kazakistan’ı “Atayurt” olarak görmesinin Kazakistan’a ayrı bir sorumluluk yüklediğini belirtti.
Eğitim alanındaki iş birliğinin de meyvelerini verdiğine işaret eden Saparbekuly, 1990’lı yıllarda Türkiye’de eğitim alan Kazakların bugün ikili ilişkileri geliştirmeye ve ülke kalkınmasına katkı sunduklarını kaydetti.
- “Kardeş Türkiye Kazakistan’ın önde gelen 10 ticaret ortağından biri”
Açıklamasında ikili ticari ilişkilere de yer veren Saparbekuly, 29 yılda ikili ticaretin 100 kattan fazla arttığını belirterek “Bu nedenle kardeş Türkiye’nin Kazakistan’ın önde gelen 10 ticaret ortağından biri olması bizim için büyük sevinç kaynağıdır.” dedi.
Türkiye’nin Kazakistan’a doğrudan yatırımlarının 2019’da 360 milyon dolarla rekor kırdığını, toplam doğrudan yatırımın ise 4,3 milyar dolar olduğunu söyleyen Saparbekuly, “2020 yılın ilk dokuz ayında ise Türkiye’den Kazakistan’a toplam 280 milyon dolardan fazla doğrudan yatırım gelmiş ve Türkiye’nin Kazakistan’daki yabancı yatırımlardaki payı ilk kez yüzde 2,23’e ulaşmıştır.” açıklamasında bulundu.
Saparbekuly, Asya ve Avrupa arasında ticaret ve ulaştırma hatlarının öneminin arttığının altını çizerek “Bu açıdan bakıldığında Türk Keneşi çerçevesinde Hazar üzerinden geliştirilmekte olan ‘Orta Koridor’ her iki ülkenin de çıkarlarına hizmet etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Nur Sultan Büyükelçisi Ekici, Türkiye-Kazakistan ilişkilerini değerlendirdi.
Türkiye’nin Nur Sultan Büyükelçisi Ufuk Ekici, 29 yılda Türkiye-Kazakistan ilişkilerinde ahdi zeminin güçlendiğini söyledi.
Büyükelçi Ekici, yaptığı açıklamada, 2 Mart 1992’de Türkiye ile Kazakistan arasında diplomatik ilişkilerin başladığını anımsattı.
Ekici, Türkiye’nin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından kardeş Kazakistan ile diğer Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmasını büyük coşkuyla karşıladığını hatırlatarak “Türkiye, Kazakistan başta olmak üzere kardeş Türk devletlerini uluslararası alanda tanıyan ilk ülke olmuştur.” dedi.
Türkiye ile Kazakistan arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 29’uncu yıl dönümünü kutladıklarını belirten Ekici, “En başından itibaren iki kardeş ülke arasındaki ortak tarih, kültürel ve manevi bağlar, ilişkilerimizin her alanda hızla gelişmesine sağlam bir temel teşkil etmiştir.” ifadesini kullandı.
Ekici, 2009’daki “Stratejik Ortaklık Anlaşması” başta olmak üzere birçok alanda üst seviyede iş birliği anlaşmalarının imzalanmasıyla ikili ilişkilerin yeni bir boyut kazandığını belirterek “29 yıl içinde Türkiye ve Kazakistan ilişkilerinin ahdi zemini güçlendi.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu süre zarfında Kazakistan’ın Türkiye’nin bölgedeki en önemli siyasi ve ekonomik ortaklarından biri haline geldiğini anlatan Ekici, “İkili ilişkiler ticaret, yatırım, kültür, turizm, sağlık, eğitim ve askeri konular gibi geniş bir yelpazede karşılıklı fayda temelinde gelişerek önemli bir seviyeye eriştiğini görüyoruz.” diye konuştu.
Ekici, Türkiye’nin Kazakistan ekonomisinde enerji dışı sektörlerde en büyük yatırımcı ülkelerin başında geldiğine dikkati çekerek “Ülkemizden Kazakistan’a gerçekleştirilen yatırımların toplam bedeli 3,2 milyar dolara ulaştı. 2020’de Korona virüsü (Kovid-19) salgınına rağmen ikili ticaret hacmimiz 3 milyar doları aştı. Ortak hedefimiz, bu rakamı ilk aşamada 5 milyar dolara, daha sonra 10 milyar dolara çıkarmaktır.” dedi.
Türkiye ve Kazakistan’ın Türk Konseyi başta olmak üzere, Türk Dünyası’ndaki iş birliğinin derinleştirilmesine kurumsal zemin teşkil eden pek çok örgütün kuruluşunda öncülük ettiğine işaret eden Ekici, “Zaman içerisinde coğrafi ve tarihsel nedenlerle bazı dönemler birbirimizden uzak kalmış olsak da bugün ne mutlu ki birbirimizi, kardeşliğimizi ve ortak tarihimizi yeniden keşfediyoruz.” dedi.
Ekici, gelecek yıl iki kardeş ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir on yıllık dönemin başlayacağını belirterek “Önümüzdeki 10 yılda Türkiye ile Kazakistan arasında, yüksek teknoloji, uzay ve uydu üretimi, dijitalleşme ve e-devlet alanlarında ilişkiler yeni seviyeye çıkabilir. Bunun yanı sıra bizleri bir araya getirmeye katkı sağlayacak akademik faaliyetler de artacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
Kazakistan ve Kırgızistan stratejik ortaklık ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ile Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.
Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, iki günlük resmi ziyaret gerçekleştirmek üzere Kazakistan’a geldi.
Caparov, Kazak mevkidaşı Tokayev tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı Akorda’da resmî törenle karşılandı.
Törenin ardından ikili ve heyetler arası müzakerelerde bulunan Tokayev ile Caparov, bölgesel ve uluslararası gündemin yanı sıra ticaret, ekonomi, yatırım, savunma, enerji, su kaynakları, gümrük, sağlık, eğitim ve kültürel alanları kapsayan ikili iş birliği konularını da görüştü.
Görüşmelerin ardından yayımlanan ortak bildiriye göre, iki ülke arasında karşılıklı güven ve eşitlik temelinde stratejik ortaklık ilişkilerinin güçlendirilmesi konusunda anlaşma sağlandı.
Kazakistan ile Kırgızistan sanayi, hidroelektrik, yakıt ve enerji kompleksi, yer altı kaynaklarının kullanımı, tarım, işleme sektörü, lojistik ve bankacılık alanlarında iş birliği projelerini uygulamaya başlayacak.
Türkistan’da çevre, enerji güvenliği ve su kaynaklarının stratejik ortaklık çerçevesinde kullanımına yönelik karşılıklı iş birliği artacak.
Kültürel ilişkilerde etkileşimin sürdürülmesi amacıyla Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te ünlü Kazak şair Abay Kunanbayev’in, Nur Sultan’da ise Manas ve Cengiz Aytmatov’un anıtları dikilecek.
Ayrıca iki ülke yetkili bakanlıkları arasında Kazakistan’dan Kırgızistan’a askeri teknik yardım anlaşmasının yanı sıra elektrik ticareti gibi birçok alanda belgeler de imzalandı.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Meclis Başkanı Nurlan Nigmatulin ile de ayrı ayrı görüştü.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Kovid-19’un tehlikeli safhasının üstesinden gelmeyi başardıklarını bildirdi.
Tokayev, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) tam bir yıl önce bugün Kovid-19 salgınını duyurduğunu hatırlattı.
Son bir yılın tüm dünya ülkeleri kadar Kazakistan için de zorlu bir süreç olduğunu vurgulayan Tokayev, “Kazakistanlılar Kovid-19’un tehlikeli safhasının üstesinden gelmeyi başardı ancak ondan (Kovid-19) tamamıyla kurtulmak sadece aşı yardımıyla mümkündür.” değerlendirmesinde bulundu.
Tokayev, salgının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen virüsün tehlikeli boyutunu hala koruduğuna dikkati çekerek, Kazakistan halkına temkinli olmaya devam etmeleri hususunda çağrıda bulundu.
- Yıl sonuna kadar 6 milyon kişiye aşı yapılacak
Kazakistan’da ilk Kovid-19 vakası 13 Mart 2020’de tespit edilmiş, 15 Mart 2020’de ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmişti. Salgınla mücadele kapsamında okullarda eğitim öğretime ara verilirken, üniversite öğrencileri uzaktan eğitime geçmişti.
OHAL’in 11 Mayıs 2020’de sona erdiği ülkede, işsiz kalanlara yaklaşık 100 dolar yardım ödeneği yapılmış, küçük ve orta ölçekli işletmeler ise vergiden muaf tutulmuştu.
Rus aşısı Sputnik V ile 1 Şubat 2021’de kitlesel aşılama sürecini başlatan Kazakistan, yıl sonuna kadar 6 milyon kişiye aşı yapılacağını bildirmişti.
Türkistan’dan ilk uluslararası uçuş Türkiye’ye yapıldı
Kazakistan’ın Türkistan şehrinden ilk yurt dışı uçak seferi İstanbul’a gerçekleştirildi.
Kazakistan Sivil Havacılık Komitesinden yapılan açıklamaya göre, Türkistan Uluslararası Havalimanından İstanbul güzergâhındaki ilk yurt dışı uçak seferi, 176 yolcuyla Fly Arystan Havayolu şirketinin “A-320” tipi uçağıyla yapıldı.
Söz konusu güzergâhta sefer sayısının ilk etapta haftada 2, daha sonraki dönemlerde de haftada 7 olması planlanıyor.
- Havalimanı, Türk firması imzası taşıyor
Türk firması imzası taşıyan Türkistan Uluslararası Havalimanı, şehir merkezine 16 kilometre mesafede bulunuyor.
Toplam 905 hektar alanı kapsayan havalimanı, bağımsız Kazakistan tarihinde sıfırdan yapılan ilk havalimanı olma özelliğini taşıyor.
Airbus “A 340”, Boeing “700” gibi uçak tiplerine uygun pist uzunluğu ve genişliğine sahip havalimanı, aynı anda 9 uçağı kabul edebiliyor.
Kazakistan Dışişleri Bakanı Tileuberdi, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile ortak basın toplantısında konuştu.
Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhtar Tileuberdi, ülkesinin en büyük altıncı ticaret ortağının Türkiye olduğunu belirterek, “Hedefimiz ticaret hacmimizi 10 milyar dolara çıkarmak.” dedi.
Tileuberdi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Bu yılın Kazakistan’ın bağımsızlığının 30. yıl dönümü ve Türkiye’nin Kazakistan’ı uluslararası alanda tanıyan ilk ülke olduğunu kaydeden Tileuberdi, “Gelecek yıl ikili ilişkilerimizin 30. yıl dönümünü kutlayacağız. Bu süreçte Kazak-Türk iş birliği her geçen gün güçlenerek stratejik ortaklık düzeyine yükseldi. Stratejik ortaklığın oluşumunda Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel bir role sahip olduğu tarihi bir gerçektir.” diye konuştu.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in yönetiminde bu diyaloğun da gelişmeye devam ettiğini dile getiren Tileuberdi, Kazakistan ve Türkiye’nin aynı zamanda Kafkasya’da barış ve istikrarı savunan iki ülke olduğuna vurgu yaptı.
- “Hedefimiz ticaret hacmimizi 10 milyar dolara çıkarmak”
Tileuberdi, Çavuşoğlu ile yaptıkları görüşmede ikili ilişkilerin de masaya yatırıldığını belirterek, “Türkiye, Kazakistan’la ticari ortaklıkta altıncı sırada yer alıyor. Hedefimiz ticaret hacmimizi 10 milyar dolara çıkarmak.” dedi.
Türkiye’den ülkesine 4,3 milyar dolar, buna karşılık Kazakistan’dan da Türkiye’ye 3 milyar dolardan fazla yatırım yapıldığına işaret eden Tileuberdi, diğer alanlarda yapılan iş birliğine de değindi.
Eğitim alanındaki iş birliğine örnek olarak Kazakistan’ın Türkistan şehrinde kurulan Ahmet Yesevi Üniversitesini gösteren Tileuberdi, “Bu üniversitenin bulunduğu Türkistan şehrinin eyalet merkezi haline gelmesi, üniversitenin konumunu da güçlendirmektedir.” ifadesini kullandı.
Tileuberdi, Çavuşoğlu ile yaptıkları görüşmede Türk Konseyinin mart ayı sonunda Kazakistan’da gerçekleştirilecek gayriresmi zirvesi ile 2021 sonunda Türkiye’de gerçekleştirilecek resmi zirvesi için yapılacak hazırlıkların da konuşulduğunu söyledi.
Kazakistan, katma değeri yüksek uranyum ürünleri üretmeyi hedefliyor.
Kazakistan Enerji Bakanı Nurlan Nogayev, ülkesinin sadece doğal uranyum üretimi ve tedarikiyle değil katma değeri yüksek uranyum ürünleri üretimiyle de ilgilendiğini belirtti.
Bakan Nogayev, Başbakan Askar Mamin başkanlığında toplanan haftalık Bakanlar Kurulu toplantısında, ülkesinin uranyum sektöründeki gelişmeleri değerlendirdi.
Kazakistan’da yıllık uranyum üretiminin 1997’deki 796 ton seviyelerinden şu an 19,5 bin tona çıktığını kaydeden Nogayev, ülkesinin 2009’dan bu yana da doğal uranyum üretiminde dünyada birinci sırada yer aldığını ifade etti.
Nogayev, “Şu anda Kazakistan sadece doğal uranyum üretimi ve tedariki ile değil, katma değeri yüksek uranyum ürünleri üretimi ile de ilgileniyor. Bu amaçla, bir dikey nükleer yakıt döngüsü kompleksi yapılması öngörülüyor.” ifadesini kullandı.
Kazakistan Türkiye’ye ilk etapta 3 bin adet ilave transit geçiş belgesi verecek
Kazakistan Sanayi ve Altyapı Geliştirme Bakanı Beibut Atamkulov, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile görüştü. Atamkulov, “Türkiye’ye ilk etapta 3 bin adet ilave transit geçiş belgesi vereceğiz” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kazakistan Sanayi ve Altyapı Geliştirme Bakanı Beibut Atamkulov ile yaptığı çevrim içi görüşmesinde, iki ülke arasında köklü geçmişe dayanan kardeşlik ilişkisine dikkat çekti.
Karaismailoğlu, Türkiye’nin Orta Asya ülkelerine yönelik taşımalarda Kazakistan’ın ana transit güzergah olma pozisyonunun devam ettiğini anlattı.
Görüşmeler çerçevesinde geçen yıl Kazakistan tarafından sağlanan 12 bin adet ilave transit geçiş belgesi için teşekkür eden Karaismailoğlu, taşımaların ve ticaretin daha fazla akamete uğramaması ve bu sorunun tekrar yaşanmaması adına, ilave transit geçiş belgesi sorununa kesin çözüm bulunması gerektiğini söyledi.
- Mayıs ayında yeni bir toplantı yapılacak
Bakan Atamkulov da görüşmede, ilave transit geçişler için gerekli çalışmaları yapacaklarını belirterek, “Türkiye’ye ilk etapta 3 bin adet ilave transit geçiş belgesi vereceğiz” dedi.
İki bakan, görüşme sonunda mayıs ayı başında “Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı” yapılması konusunda mutabık kaldı.
Kazakistan Cumhurbaşkanı: “Türk Devletleri Ortak Ekonomik Bölgesinin kurulmasını öneriyorum.”
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Türkistan’da büyük ticaret potansiyeli bulunduğunu belirterek, “Türkistan’da Türk Devletleri Ortak Ekonomik Bölgesinin kurulmasını öneriyorum.” dedi.
Tokayev, Korona virüsü (Kovid-19) salgını nedeniyle çevrim içi yapılan Türk Konseyi Devlet Başkanları Gayri Resmi Zirvesi’nde konuştu.
Türk Konseyi bünyesinde yürütülen Türk entegrasyonu çalışmalarının önemine dikkati çeken Tokayev, “Bizim amacımız Türk Dünyası’nı 21. yüzyılda önemli ekonomik ve insani bölgeye dönüştürmek.” diye konuştu.
Tokayev, zirvenin “Türkistan, Türk Dünyası’nın Manevi Başkenti” başlığıyla gerçekleştirildiğini vurgulayarak, “Türk-İslam medeniyetinin yaygınlaşmasında öncü rol üstlenen Türkistan’ı tüm dünyaya birlikte tanıtmalıyız.” ifadesini kullandı.
Kovid-19 salgını nedeniyle geçen yıl Kazakistan’ın Türk dili konuşan ülkelerle ticaret hacminin yüzde 11,2 azaldığı bilgisini paylaşan Tokayev, “Tarihi İpek Yolu güzergâhında yer alan ve yeniden canlanmaya başlayan kadim kent Türkistan’ın ulaşım alanında büyük potansiyeli bulunuyor. Türkistan’da Türk Devletleri Ortak Ekonomik Bölgesinin kurulmasını öneriyorum.” dedi.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Türk Dünyası’nın ilk ortak finans kurumu olacak Türk Yatırım Fonu’nun, Astana Uluslararası Finans Merkezi’nde faaliyet göstermesi önerisinde de bulundu.
Eğitim alanında “Ulu Türkler Eğitim Fonu” kurulması gerektiğini kaydeden Tokayev, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Üniversitesinde lisans eğitimi almak isteyen Türk devletlerinden 50 öğrenciye burs vermeye hazır olduklarını söyledi.
- “Türk Dünyası’ndan kardeşlerimizi Türkistan’a bekliyoruz”
Türk Konseyi Onursal Başkanı ve Kazakistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev de Türk Dünyası entegrasyonu alanında son dönemde önemli adımlar atıldığını belirterek, “Ülkelerimizin Latin alfabesini kullanması bize ortak bir sistem verecektir. Bunun sayesinde biz gençlerimizin küresel düzeyde gelişmesine imkan sağlayacağız.” ifadesini kullandı.
Nazarbayev, 2018’de Türkistan’ın Güney Kazakistan eyaletinin merkezi ilan edildiğini hatırlatarak, “Türkistan, Türk Dünyası için çok önemli. Şehir yeniden canlanıyor. Tüm Türk Dünyası’ndan kardeşlerimizi Türkistan’a bekliyoruz.” diye konuştu.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev: ‘‘Kazakistan komşu ülkelerle birlikte su kulllanım yapısı inşaat projelerine katılmaya hazırdır.’’
Ayrıca Tokayev: ‘‘Yapay zeka, veri analizi, dijitalleşme, e-ticaretin geliştirilmesinde Türk Konseyi üye ülkeleri arasında ortak projelerin hayata geçirilmesine davet ediyorum. Günümüzün hızlı teknolojik gelişme çağında, bu adımın yenilikleri uygulamamızı ve rekabet gücümüzü arttırmamızı sağlayacağına inanıyorum. Kazakistan’ın e- devlet, bankacılık ve finans sistemelerinde ileri teknolojiler ve dijital çözümler alanındaki deneyimini paylaşmaya hazır.’’ dedi.
ÖZBEKİSTAN
Özbekistan’ın dış borcu 1 Ocak 2021 itibarıyla 21,1 milyar dolar oldu.
Özbekistan Maliye Bakanlığı, ülkenin dış borç stokuna ilişkin verileri açıkladı. Bakanlık açıklamasında, ülkenin dış borcunun 1 Ocak 2021 itibarıyla 21,1 milyar dolar olduğu kaydedilirken, bu rakamın ülkenin 2020 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılasının (GSYH) yüzde 36,5’ine tekabül ettiği bildirildi.
2020 yılında ülkenin dış borcunun bir önceki yıla göre 5,4 milyar dolar diğer bir ifadeyle yüzde 34,4 arttığı aktarılan açıklamada, söz konusu borcun 15,1 milyar dolarının devletin doğrudan aldığı, 6 milyar dolarının ise devlet garantisi altında alınan dış borçlar olduğu ifade edildi.
Açıklamada, toplam dış borcun 3,7 milyar dolarının bütçenin desteklenmesi, 2,6 milyar dolarının petrol-gaz, 2,9 milyar dolarının elektrik enerji, 2,4 milyar dolarının taşımacılık ve karayolları, 2,2 milyar dolarının tarım, 2,3 milyar dolarının belediye hizmetleri, 1 milyar dolarının kimya sanayi, 700 milyon dolarının eğitim ve sağlık, 300 milyon dolarının finans, 200 milyon dolarının telekomünikasyon, 1,1 milyar dolarının da diğer sektörlerde kullanıldığı, 1,7 milyar dolarının ise uluslararası tahvillerden oluştuğu aktarıldı.
Açıklamada, ülkenin en çok kredi aldığı ülke ve yabancı finans kurumları arasında 5 milyar dolarla Asya Kalkınma Bankası, 3,7 milyar dolarla Dünya Bankası, 2 milyar dolarla Çin Eximbank, 2 milyar dolar Çin Kalkınma Bankası, 2 milyar dolarla Japonya Uluslararası Kalkınma Ajansı ve 900 milyon dolarla İslam Kalkınma Bankası’nın yer aldığı vurgulandı.
Ülkenin dış borç tutarı, 1 Ocak 2018’de 7,5 milyar dolar, 1 Ocak 2019’da 9,9 milyar dolar, 1 Ocak 2020’de de 15,7 milyar dolardı. Ocak 2020 itibarıyla dış borçlar GSYH’nin yüzde 27,2’sine tekabül ediyordu.
Özbekistan’ın 5 ülkeye tanıdığı 10 günlük vizesiz seyahat hakkı yürürlüğe girdi
Özbekistan’da turizmin geliştirilmesi amacıyla 5 ülke vatandaşlarına tanınan 10 günlük vizesiz seyahat hakkı yürürlüğe girdiği bildirildi.
Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından geçen ay ülkede turizmin geliştirilmesine ilişkin imzalanan kararnameyle hayata geçirilen yeni uygulamaya göre, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Umman ve Çin vatandaşları 10 günlüğüne ülkeye vizesiz giriş yapabilecek.
Kararnameyle, Çin vatandaşlarının 7 gün boyunca ülkede vizesiz bulunma hakkı, 10 güne çıkarılmış oldu.
Özbekistan hükümeti, daha önce turizmi geliştirmeye yönelik aldığı kararlar kapsamında, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 86 ülke vatandaşlarına bir ay ile üç ay arasında değişen sürelerde ülkede vizesiz bulunma hakkı tanımıştı.
Türkiye’nin Taşkent Büyükelçisi Bekar, güven mektubunun örneğini Özbek Dışişleri Bakanı Kamilov’a sundu.
Türkiye’nin yeni atanan Taşkent Büyükelçisi Olgan Bekar, güven mektubunun bir örneğini Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov’a sundu.
Büyükelçi Bekar, bugün Dışişleri Bakanı Kamilov tarafından kabul edildi.
Kabulde Büyükelçi Bekar, Bakan Kamilov’a güven mektubunun bir örneğini takdim etti.
Büyükelçi Bekar, burada yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve kardeş Özbekistan halkına gönderdiği selamını iletti.
Bekar, Türkiye’nin tarihi ve kültürel bağlarının çok güçlü olduğu ve kardeş olarak gördüğü Özbekistan’a büyükelçi olarak atanmasının kendisi için bir gurur kaynağı ve şeref vesilesi olduğunu belirtti.
Güven mektubunun örneğini teslim alan Kamilov, büyükelçi olarak atanmasından dolayı Bekar’ı kutladı.
Kamilov, Özbekistan ile Türkiye arasındaki çok yönlü ve karşılıklı menfaatlere dayalı ilişkilerin pekiştirilmesini diledi.
Görüşmede, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Özbekistan’a yapacağı ziyaretle ilgili fikir alışverişinde bulunan Kamilov ve Bekar, ayrıca ticari-ekonomik yatırım, kültürel ve insani alanlardaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik Özbekistan-Türkiye arasındaki gündemin güncel konularını gözden geçirdi.
Büyükelçi Bekar’ın güven mektubunun aslını, gelecek günlerde Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenecek törenle Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’e sunması öngörülüyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’nin Semerkant Başkonsolosluğunun açılışını yaptı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Semerkant Başkonsolosluğunun açılışını gerçekleştirdi.
Çavuşoğlu, Özbekistan Turizmden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Aziz Abdulhakimov, Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov, Türkiye’nin Taşkent Büyükelçisi Olgan Bekar ve Türkiye’nin Semerkant Başkonsolosu Salih Caner’in katılımlarıyla düzenlenen Türkiye’nin Semerkant Başkonsolosluğunun açılış töreninde konuştu.
Semerkant Başkonsolosluğunun Türkiye’nin ata yurdu olan Özbekistan’la daimi kardeşliğin yeni bir simgesi olacağını belirten Çavuşoğlu, başkonsolosluğun açılışını geçen sene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından birlikte duyurulduğunu anımsattı.
Çavuşoğlu, “Özbekistan’ı ilk tanıyan ülke Türkiye Cumhuriyeti olmuştur ve Özbekistan’da ilk büyükelçiliği açan da biz olduk.” dedi.
Semerkant’ta da ilk başkonsolosluk açma kararını Türkiye’nin aldığını ancak kardeş Kazakistan’ın kısa bir süre önce Semerkant’ta başkonsolosluk açtığını belirten Çavuşoğlu, “Tabii ki Özbekistan’da her bir misyonumuz önemlidir ama medeniyetimizin kadim şehri Semerkant’ta bu misyonun açılmasının anlamı büyüktür.” değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, Semerkant’ın tarihi İpek Yolu’nun merkezi ve kavimlerin buluşma yeri olduğuna dikkati çekerek, kentin, Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in önderliğinde dönüşüm merkezlerinden birisi olmaya başladığını kaydetti.
Semerkant’ın marka şehri olması için Vali Erkincan Turdimov’un da çalışmalarını da yakından takip ettiklerini dile getiren Çavuşoğlu, Özbekistan’ın aynı zamanda bilim adamları ve İslam alimlerinin de yurdu olduğunu vurguladı.
Çavuşoğlu, beraberindeki heyetle birlikte gerçekleştirdiği ziyaretler kapsamında Özbekistan’ın tarihi, kültürel ve dini miraslarını görme imkanı olduğunu söyledi.
Yarın başkent Taşkent’te mevkidaşı Kamilov’la görüşme gerçekleştireceğini, ilişkilerin daha ileri götürülmesi konusunda görüş alışverişinde bulunacaklarını ve İkinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın hazırlığını yapacaklarını bildirdi.
Çavuşoğlu, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Mirziyoyev tarafından kabul edileceğini bilgisini paylaştı.
Kısa bir süre içinde açılış törenini hazırlayan Semerkant Başkonsolosu Salih Caner’e teşekkür eden Çavuşoğlu, aynı zamanda, yakın zaman önce ülkeye Büyükelçi olarak Olgan Bekar’ın atanmasının Türkiye’nin Özbekistan’la ilişkilere verdiği önemi gösterdiğini söyledi.
Çavuşoğlu, “İnşallah Semerkant Başkonsolosluğumuz burada yaşayan vatandaşlarımıza ve tüm Özbek kardeşlerimize hizmet edecektir.” diyerek, Özbekistan’da “Hatun Kızlar Günü” olarak bilinen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü de kutladı.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Semerkant Başkonsolosluğunun açılış töreninin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Özbekistan ziyareti kapsamında kültüler ve tarihi mirasları görme imkanı olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Hive, Buhara ve Semerkant kentlerinde birçok tarihi mekanı ziyaret ettiğini anımsattı.
Ziyaret ettikleri tarihi şehirlerin güzelliklerini, medeniyetini ve kültürünü tanıtmak istediklerini aktaran Çavuşoğlu, “Özellikle son zamanlarda Türkiye’den Semerkant ve Buhara olmak üzere Özbekistan’ın farklı şehirlerini ziyaret eden Türk sayısı hızlı bir şekilde arttı. Pandemiden sonra daha da fazla artacağını düşünüyoruz.” dedi.
Çavuşoğlu, Semerkant’a Türkiye’den doğrudan uçuş olduğunu, Buhara’ya da yakında başlayabileceğini belirtti.
Çavuşoğlu, başkonsolosluğu açarak Özbekistan’la ilişkileri geliştirirken sadece başkentte değil farklı şehirlerinde de misyonlar olmasını ve Türk vatandaşlarıyla Özbek halkına hizmet sunmak istediklerini ifade etti.
İkili ilişkilerin kısa zamanda çok büyük ilerleme kaydettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, “Taşkent’teki görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizin tüm boyutlarını ele alacağımız gibi bölgesel konuları da ele alacağız. Bir taraftan Türk Konseyi var bir taraftan Afganistan var ve bu bölgenin istikrarı ve gelişmeler var.” diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev tarafından kabul edildi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi temaslar kapsamında bulunduğu Özbekistan’da, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile bir araya geldi.
Çavuşoğlu, kabulün ardından Özbek basınına açıklamalarda bulundu.
Mirziyoyev’e Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ve en iyi dileklerini dile getirdiğini belirten Çavuşoğlu, kendisinin de aynı şekilde iyi dileklerini ilettiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’nın ikincisi için Özbekistan’a gelmek istediğini dile getiren Çavuşoğlu, zirve hazırlıklarıyla ilgili bilgi verdiğini ve ikili ilişkileri tüm boyutlarıyla ele aldıklarını söyledi.
Türk şirketlerine verilen destek için de teşekkürlerini ilettiğini belirten Çavuşoğlu, her alanda ilişkileri geliştirmek için de talimatlar aldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’e kabulü ve faydalı görüşme için teşekkürlerini sunan Çavuşoğlu, en kısa zamanda ailesiyle birlikte tekrar Özbekistan’a döneceğini, bu sefer Fergana bölgesini ziyaret edeceğini aktardı.
- “Bizim büyük bir potansiyelimiz var”
Çavuşoğlu, “Özbekistan’la ortak tarihimiz var ve biz bir milletiz. Özbekistan’ın kadim şehirlerini gördük ve orada tarihi, medeni ve kültürel mirasları gördük. Özbekistan birçok alimin yurdudur ve bunlar bizim ortak ecdadımızdır. Bu ziyaret kapsamında büyük bir misafirperverlik gördük.” diye konuştu.
Temaslarında gelecekte düzenlenecek toplantı ve forumların da görüşüldüğü bilgisini paylaşarak, “İlişkilerimiz cumhurbaşkanlarımızın liderliği ve kardeşliğinde dört yılda hiç kimsenin inanamayacağı bir noktaya geldi ama bizim büyük bir potansiyelimiz var. İlişkilerimiz çok daha iyi bir noktaya gelebilir, bunun için de çalışıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Özbekistan’dan ocakta 193,2 milyon dolarlık tekstil ürünleri ihracatı.
Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre, ülkenin tekstil ürünleri ihracatı bu yılın ilk ayında 2020’nin aynı dönemine kıyasla 38 milyon dolar artarak 193,2 milyon dolar oldu.
Ocakta tekstil ürünleri ihracatının önemli bir bölümünü pamuk ipliği oluşturdu. En çok ihraç edilen diğer ürünler arasında hazır triko, konfeksiyon, örme kumaş, pamuklu kumaş, halı, ipek ve ipek ürünleri bulunuyor.
Ocakta dünyanın 50 ülkesine tekstil ürünleri ihraç eden Özbekistan’ın en büyük alıcıları arasında 62,9 milyon dolarla Rusya ilk sırada yer alırken, Rusya’yı, 58,2 milyon dolarla Çin, 24,4 milyon dolarla Kırgızistan ve 17 milyon dolarla Türkiye takip etti.
Özbekistan’ın tekstil ürünleri ihracatı, geçen yıl yüzde 18,1 artışla 1 milyar 922,2 milyon dolar olmuştu.
Dünyanın önde gelen pamuk üreticilerinden olan Özbekistan, 2020’den itibaren pamuk ihracatını tamamen durdurmuştu. Özbekistan, ürettiği pamuğun tamamını ülkedeki fabrikalarda işlemeyi ve tekstil ürünleri ihracatını 2025’te 8 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
Pakistan’dan Türkistan ülkeleriyle “iş birliğini artırma” vurgusu
Pakistan Başbakanı İmran Han, ülkesinin Türkistan ülkeleri ile daha yakın ilişkiler kurmak için ticaret, enerji, yatırım ve halklar arasındaki etkileşimi artırmada kararlı olduğunu bildirdi.
Resmi ziyaret kapsamında Pakistan’da bulunan Özbekistan Dışişleri Bakanı Abdulaziz Kamilov, başkent İslamabad’da Başbakan İmran Han tarafından kabul edildi ardından Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile görüştü.
Han, Başbakanlık ofisindeki kabulde, Pakistan ile Özbekistan arasındaki tarihi bağlara işaret ederek, ülkesinin Özbekistan ile kardeşçe ilişkilere yüksek önem verdiğini ve tüm alanlardaki ikili ilişkilerin daha da derinleştirilmesini dilediğini belirtti.
İslamabad ile Taşkent arasındaki ticaretin ve bölgesel bağlantının artmasının ekonomik büyüme ve kalkınma için köşe taşı olduğunun altını çizen Han, Pakistan’ın Türkistan ile daha yakın ilişkiler kurmak için ticaret, enerji, yatırım ve halklar arasındaki etkileşimi artırmada kararlı olduğunu kaydetti.
Pakistan’ın tüm Türkistan ülkelerine Karaçi ve Gwadar limanları aracılığıyla uluslararası denizlere giden en kısa rotayı sunduğuna dikkat çeken Han, Pakistan’ın karayla çevrili Türkistan’ya kapı olabileceğini ifade etti.
Han, Özbekistan’ın Pakistan’ın limanlarına erişimini kolaylaştırma taahhüdünü yineledi.
- Pakistan’a övgü
Özbekistan Dışişleri Bakanı Kamilov, Pakistan Dışişleri Bakanı Kureyşi ile de bakanlık binasında görüştü.
Görüşmede, Pakistan ile Özbekistan’ın karşılıklı çıkarları, çeşitli alanlardaki ikili iş birlikleri, bölgesel ve uluslararası sorunlar ele alındı.
Kureyşi, burada yaptığı açıklamada, Pakistan ve Özbekistan’ın din, tarih ve kültür temelindeki samimi ilişkilerden memnuniyet duyduğunu belirtti.
İki ülkenin bölgesel bağlantının geliştirilmesi için yakın teması sürdürdüğünü vurgulayan Kureyşi, Pakistan, Afganistan ve Özbekistan arasındaki Trans-Afgan Demir Yolu projesinin erken hayata geçirilmesine dikkat çekti.
Özbekistan Dışişleri Bakanı Kamilov ise Pakistan’ın bölgede barışa yönelik çabalarına övgüde bulundu.
İki bakan, ülkeleri arasında aralarında ticaretin de bulunduğu çeşitli alanlardaki ikili iş birliğini teşvik etme konusunda mutabık kaldı.
Türk Eximbank, Özbekistan’daki Agrobank ve Turonbank ile kredi anlaşması yaptı
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türk Eximbank’ın, mal ve hizmet ihracatının finansmanına yönelik olarak Özbekistan’da yerleşik Agrobank ve Turonbank ile toplam 31 milyon dolar tutarında iki rotatif bazlı kredi anlaşması imzaladığını bildirdi.
Bakan Pekcan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, söz konusu anlaşmalarla Eximbank ile Özbekistan’ın önde gelen bankaları arasında imzalanan kredi anlaşması sayısının 5’e, anlaşmaların toplam tutarının ise 170 milyon dolara yükseldiğini kaydetti.
İmzalanan yeni kredi anlaşmaları ile Türkiye’den Özbekistan’a gerçekleştirilen özellikle yatırım malları ihracatının alıcı kredileriyle daha etkin desteklenmesi ve dış ticaret hacminin artırılmasını amaçladıklarını belirterek, “Anlaşmaların ihracatçılarımıza hayırlı olmasını diliyorum.” ifadesini kullandı.
Özbekistan, Türkiye ile Askeri Mali İş Birliği Anlaşması ile Nakdi Yardım Uygulama Protokolü’nü onayladı.
Özbekistan, Türkiye ile geçen yıl imzalanan Askeri Mali İş Birliği Anlaşması ile Nakdi Yardım Uygulama Protokolü’nü onayladı.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in imzaladığı “Uluslararası Anlaşmaların Onaylanmasına” ilişkin kararnameyle Özbekistan ile Türkiye arasında 27 Ekim 2020’de Taşkent’te imzalanan Askeri Mali İş Birliği Anlaşması ile Nakdi Yardım Uygulama Protokolü onaylandı.
Kararnameye göre, bu anlaşma ve protokolün yürürlüğe girmesinden sonra Özbekistan Bakanlar Kurulu ve ilgili bakanlıklar, bu anlaşma ve protokol çerçevesinde Özbekistan’ın yükümlülüklerinin öngörülen şekilde yerine getirilmesini sağlayacak.
Özbekistan Savunma Bakanlığı da Özbek tarafından bu belgelerin uygulanmasından sorumlu olacak.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ekim 2020’de Özbekistan’a yaptığı resmi ziyarette, Özbek Savunma Bakanı Bahadır Kurbanov’la iki ülke arasında Askeri Mali İşbirliği Anlaşması ve Nakdi Yardım Uygulama Protokolü’nü imzalamıştı.
Özbekistan’ın dış ticaret hacmi azaldı.
Özbekistan’ın dış ticaret hacmi yılın ocak-şubat aylarında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 23,8 azalarak 4,5 milyar dolar olarak hesaplandı.
Özbekistan Devlet İstatistik Komitesi’nden yapılan açıklamaya göre, yılın ilk iki ayında ülkenin dış ticaret hacmi, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 23,8 azalarak 4,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bu dönemde ülkenin ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 43,2 düşüşle 1,5 milyar dolar, ithalatı da yüzde 8,3 azalışla 3 milyar dolar oldu. Bu dönemde ülkenin dış ticaret açığı ise 1,5 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
Bu dönemde 397,9 milyon dolarlık tekstil ürünleri, 176 milyon dolarlık renkli metal, 162,5 milyon dolarlık gıda, 147 milyon dolarlık kimya ürünleri, 90,4 milyon dolarlık makine ve teçhizat, 64,3 milyon dolarlık enerji ve petrol ürünleri, 28,3 milyon dolarlık pamuk lifi ihraç eden Özbekistan, aynı dönemde 1 milyar 63,5 milyon dolarlık makine ve teçhizat, 500,1 milyon dolarlık kimya ürünleri, 416,1 milyon dolarlık gıda ürünleri, 259,1 milyon dolarlık metal ürünleri, 214,4 milyon dolarlık enerji ve petrol ürünleri ithal etti.
Geçen yıl Özbekistan’ın dış ticaret hacmi bir önceki yıla kıyasla yüzde 13,1 azalarak 36 milyar 299,3 milyon dolar olarak gerçekleşirken, ülkenin ihracatı yüzde 13,4 düşüşle 15 milyar 127,7 milyon dolar, ithalatı da yüzde 12,8 azalışla 21 milyar 171,5 milyon dolar olmuş, ülkenin dış ticaret açığı ise 6 milyar 43,8 milyon dolar olarak kayıtlara geçmişti.
Özbekistan’da Latin harflerine uyarlanan Özbek alfabesinin yeni taslağı tartışmaya açıldı.
Latin alfabesine 1 Ocak 2023’te tamamen geçmesi kararlaştırılan Özbekistan’da, yasa tasarılarının tartışmaya sunulduğu devlet portalinde “Latin harflerine uyarlanmış Özbek alfabesinin hayata geçirilmesine ilişkin yasada” değişiklik öngören yeni taslak yayımlandı.
Kamuoyuna sunulan Latin harflerine uyarlanan Özbek alfabesinin yeni taslağında 28 harf, 1 harf kombinasyonu ve 1 kesme işareti yer alıyor.
Yeni taslağa göre, yürürlükte olan Latin harflerine uyarlanan Özbek alfabesinde kullanılan sh, ch, o’, g’ harfleri yerine Türkçedeki gibi ş, ç, ö ve ğ harfleri, “ng” harf kombinasyonu ve (‘) kesme işaretine yer verildi.
Yeni tasarıyla ilgili 31 Mart’a kadar sürecek kamuoyu tartışmasında, vatandaşlar ve uzmanlar internet üzerinden konuya ilişkin görüş bildirebilecek.
- Ülkenin Latin alfabesine geçiş süreci
Geçen ay Özbekistan hükümeti aşamalı olarak Latin alfabesine geçilmesine ilişkin yol haritasını içeren kararı onaylarken, buna göre 1 Ocak 2023’ten itibaren ülkedeki tüm kurum ve kuruluşların faaliyetleri ile resmi yazışmalarının Latin alfabesiyle yapılması, ülkedeki tüm basın organları, elektronik medya, haber siteleri, matbaa ve yayınevlerinin de Latin alfabesini kullanması, kimlik belgeleri, yabancıların oturma izni ve ikamet belgeleri, antetli kağıtlar ile tüm cadde ve sokak, kurum adları, pankart ve tabelalar, ilan ve reklamların Latin alfabesinde hazırlanması kararlaştırılmıştı.
Özbekistan’daki devlet kurumlarında halen resmi yazışmalar Kiril alfabesiyle yürütülürken, ülkedeki okul ve üniversitelerde ise Latin alfabeli Özbekçe kitaplar üzerinden eğitim veriliyor.
Kiril ve Latin alfabelerinin aynı anda kullanıldığı Özbekistan’da, 2 Eylül 1993’te Latin alfabesine geçilmesine ilişkin yasa kabul edilirken, 31 harften oluşan bu alfabe, 1995’te 29 harfli yeni Latin alfabesiyle değiştirilmiş ve 1993’teki alfabede kullanılan ş, ç, ö ve ğ harfleri yerine sh, ch, o’ ve g’ harflerine yer verilmişti.
Ülkede hala Özbekçeye en uygun Latin alfabesinin uyarlanmasına ilişkin tartışmalar devam ederken, çoğu uzmanlar, 1993’te kabul edilen Latin alfabesinin Özbekçeye daha uygun olduğunu savunuyor.
Özbekistan ile Kırgızistan, ticaret hacmini 2 kat artırma konusunda anlaştı.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2 kat artırılması konusunda anlaştı.
Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Basın Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, Caparov, Özbekistan’a yaptığı resmi ziyarette Mirziyoyev tarafından Göksaray Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda törenle karşılandı.
Törenin ardından Mirziyoyev ve Caparov’un başkanlıklarında baş başa ve genişletilmiş heyetler arası görüşmeler gerçekleştirildi. Görüşmelerde, ikili ilişkilerin durumu ile taraflar arasındaki siyasi, ticari-ekonomik ve taşımacılık alanlarındaki iş birliğinin geliştirilmesine ilişkin meseleler ele alındı.
Caparov’u Cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı bir kez daha kutlayan Mirziyoyev, Caparov’un Kırgız halkının refahı yolunda gerçekleştirdiği çabaları desteklediğini kaydetti.
Görüşmede, iki ülke arasındaki ticari-ekonomik iş birliğinin geliştirilmesinin stratejik ortaklık ilişkilerinin öncelikli yönlerinden biri olduğu belirtilerek, cumhurbaşkanlarının, son 4 yılda 5 kat artarak 900 milyon dolara ulaşan iki ülke arasındaki ticaret hacminin yakın zamanda 2 kat artırılması konusunda mutabık kaldığı bildirildi.
Liderler, 200 milyon dolarlık Özbekistan-Kırgızistan Yatırım Fonu oluşturulmasını da kararlaştırdı.
Taşımacılık ve transit koridorlarının geliştirilmesinin iş birliğinin önemli alanlarından olduğunu vurgulayan liderler, inşası öngörülen Özbekistan-Kırgızistan-Çin demir yolu projesi konusunda da iş birliği yapmaya karar verdi.
Mirziyoyev ve Caparov, Orta Asya’nın su-enerji kaynaklarının ortak ve verimli istifadesinden yana olduklarını belirtirken, 2017’de imzalanan anlaşmaya ilişkin henüz uzlaşma sağlanamayan sınırın kalan kısmının belirlenmesi konusunda da ortak komisyonu görevlendirdi. Görüşmede, Orta Asya ile ilgili meselelerin bölge ülkeleri arasında karşılıklı menfaatlere saygı duyularak halledilmesi gerektiği de vurgulandı.
Görüşmede, Caparov, Mirziyoyev’i ülkesine davet etti.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Özbekistan Genelkurmay Başkanı ile bir araya geldi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, resmi ziyaret kapsamında geldiği Özbekistan’da, Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Şuhrat Halmuhammedov ile görüştü.
Güler, Özbekistan Savunma Bakanlığı binası önünde, Bakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı üst düzey yetkilileri tarafından askeri törenle karşılandı. Askeri orkestra tarafından İstiklal Marşı ve Özbekistan Milli Marşı’nın çalınmasının ardından resmigeçit düzenlendi.
Daha sonra Güler, Özbekistan’da Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Şuhrat Halmuhammedov ile bir araya gelerek iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki iş birliği meselelerini ele aldı.
Görüşme sırasında Güler, Özbekistan’da bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi. Genelkurmay Başkanı olarak yeni göreve başlamasından dolayı Halmuhammedov’u kutlayan Güler, kendisini bu görevde ilk ziyaret eden “kardeşi” olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Güler, “Derin tarihi ve kültürel bağları bulunan dost ve kardeş ülke Özbekistan, bizim açımızdan özel bir yere ve değere sahiptir. Bu nedenle Özbekistan’la askeri ilişkilerimizin derinleşmesine özel önem veriyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz arasındaki iş birliğini eğitimden üst düzeye ziyarete kadar geniş bir yelpazede daha da genişleyerek sürdürülmesini arzu ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak sahip olduğumuz askeri birikim ve tecrübeyi imkân ve kaynaklarımızın elverdiği ölçüde Özbekistan Silahlı Kuvvetleriyle paylaşmaya her zaman hazırız.” dedi.
- “Özbekistan, Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye ayrıca önem veriyor”
Halmuhammedov da Güler’i ülkesinde görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Özbekistan, Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye ayrıca önem veriyor. Biz, halklarımız arasındaki kökleri çok eskilere dayanan geleneksel dostluk ve kardeşlik ilişkilerine yüksek değer veriyoruz. İki ülke devlet başkanlarının siyasi iradeleri kapsamında gelişmekte olan Özbek-Türk ilişkileri yeni, tarihi bir düzeye ulaştı.” diye konuştu.
İki ülke arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel, insani ve diğer alanlardaki ilişkiler giderek geliştiğini, güvenlik ve askeri alandaki ilişkiler de bu kapsamında gelişmekte olduğunu kaydeden Halmuhammedov, bu alanlardaki iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla iki ülke savunma kurumları arasında karşılıklı ziyaretlerin yapıldığını, askeri istihbarat alanında bilgi değişimi konusunda iş birliğinin başlatıldığını aktardı.
Halmuhammedov, Türk Özel Kuvvetler eğitim timleri ile Özbekistan Silahlı Kuvvetleri arasında terörle mücadele konusunda ortak askeri eğitim tatbikatlarının düzenlenmesinin önemine işaret ederek “İki ülke silahlı kuvvetleri arasındaki ilişkiler giderek gelişiyor. Biz, Türk dostlarımızla iş birliğini daha da geliştirmeye hazır olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz.” ifadelerini kullandı.
İki ülke askeri birlikleri arasındaki ortak eğitimlerin, askeri iş birliğinin daha da gelişmesine, Özbek askerlerin Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki yüksek deneyimlerini benimsemesine, ayrıca çeşitli terör mücadele konusundaki iş birliğinin gelişmesine katkı sağlayacağını kaydeden Halmuhammedov, bu ziyaretin savunma alanındaki iş birliğinin daha da gelişmesine hizmet edeceğine olan inancını vurguladı.
Ülkedeki temasları kapsamında ülkenin tarihi Semerkant ve Tirmiz şehirlerinde incelemelerde bulunacak Güler, 25 Mart’ta iki ülke silahlı kuvvetlerince düzenlenen “Dostluk-2021” Özbek-Türk ortak askeri tatbikatını izleyecek.
Özbekistan ile Macaristan arasında Stratejik Ortaklık Belgesi imzalandı.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, resmi ziyaret kapsamında geldiği Özbekistan’da Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda resmi törenle karşılandı.
Törenin ardından baş başa görüşen Mirziyoyev ve Orban, daha sonra genişletilmiş heyetler arası görüşmelere başkanlık etti.
Görüşmede Mirziyoyev, Orban’ı ülkesinde görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi, ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni dönem açacağını belirtti.
Orban da Mirziyoyev’in çabalarıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin hızla geliştiğini, ülkesinin Özbekistan ile iş birliğini geliştirmekten yana olduğunu bildirdi.
Siyasi, ticari-ekonomik, yatırım, mali-teknik ve kültürel, insani alanlardaki iş birliğinin geliştirilmesi meselelerinin ele alındığı görüşmede taraflar, ilişkilerin karşılıklı güven ve ortak menfaatlere dayalı stratejik ortaklık düzeyine çıkarılmasına hazır olduklarını vurguladı. Görüşmede taraflar, uzun vadeli iş birliğinin pekiştirilmesi, karşılıklı menfaatlere dayalı iş birliğinin tüm alanlarda geliştirilmesi konusunda mutabık kaldı.
Görüşmelerin ardından iki ülke arasında bölgelerarası iş birliği, çalışma ve istihdam, nükleer enerji sektöründe uzman eğitimi, yenilikçi teknolojiler, eğitim, kültür, tarım, sulama, gıda ve hayvancılık alanlarında iş birliği anlaşmaları ile iki ülke dışişleri bakanlıklarının 2021-2023 yıllarına ilişkin iş birliği programı ve Stratejik Ortaklık Belgesi imzalandı.
İmza töreninin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Mirziyoyev, ülkesi ile Macaristan arasındaki dış ticaret hacminin son 4 yılda 3 kat arttığını, bu rakamın ileride birkaç kat arttırmayı amaçladıklarını belirtti.
Mirziyoyev, ayrıca her sene bölgelerarası iş forumunun düzenlenmesini önerdi.
Orban da halen taraflar arasındaki ticaret hacminin yeterli düzeyde olmadığını, Macaristan ile Özbekistan arasındaki iş birliğinin daha da gelişmesi için yeterince potansiyelin bulunduğunu vurguladı.
Özbekistan’da Macaristan’ın Debrecen Üniversitesinin açılacağını kaydeden Orban, ayrıca her sene 100 Özbek öğrencinin Macaristan’daki üniversitelerde eğitim alacağını dile getirdi.
Ülkesinin Özbekistan’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne üyelik sürecini desteklediğini ifade eden Orban, Kovid-19 salgınıyla ilgili ülkesine gönderdiği insani yardımdan dolayı Özbekistan yönetimine teşekkür etti.
Basın toplantısının ardından Mirziyoyev, Macar yazar Janos Arany’nin Özbekçeye çevrilmiş kitabını Orban’a hediye etti.
Özbekistan Hava Yolları Fergana-İstanbul seferlerini başlattı.
Özbekistan Hava Yolları, İstanbul seferini düzenleyen ilk uçağın Fergana Havaalanından hareket ettiği bildirildi.
Fergana İl Valiliği Basın Sözcüsü Dilmurad Cumabayev, yaptığı açıklamada, Özbekistan Hava Yollarının yerel saatle 08.50’de Fergana-İstanbul seferini gerçekleştirecek ilk uçağın Fergana Havaalanından kalktığı belirtildi.
Aynı uçağın öğleden sonra İstanbul Havaalanından Fergana’ya hareket edeceğini aktaran Cumabayev, Fergana-İstanbul seferinin haftada iki kez gerçekleştirileceğini ifade etti.
Cumabayev, yeni başlatılan uçak seferinin Özbekistan’ın en kalabalık nüfusa sahip Fergana Vadisi ile Türkiye arasındaki ticari ve insani ilişkilerin daha da artmasına katkı sağlayacağını dile getirdi.
Cumabayev, Türk Hava Yollarının da yakında İstanbul-Fergana-İstanbul uçak seferlerini başlatmasının öngörüldüğünü sözlerine ekledi.
28 Mart’tan itibaren haftada bir kez Ürgenç-İstanbul-Ürgenç seferlerini başlatan Özbekistan Hava Yolları, 29 Mart’ta da Ekim 2017’de başlayan ancak Mart 2020’de Korona virüsü salgını nedeniyle askıya aldığı Semerkant-İstanbul seferlerini haftada 3 kez olmak üzere bir yıl aradan sonra yeniden başlatmıştı.
Özbekistan Hava Yolları, halihazırda her gün Taşkent-İstanbul-Taşkent seferleri de düzenliyor.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Türk Konseyi ülkelerinin kalkınma bankasını kurmasını teklif etti.
Mirziyoyev, Korona virüsü (Kovid-19) salgını nedeniyle çevrim içi düzenlenen Türk Konseyi Gayriresmi Zirvesi’ne canlı bağlantıyla katıldı.
Burada konuşan Mirziyoyev, Türk Konseyi ülkelerinin kendi yatırım fonu ve kalkınma bankasını kurma zamanı geldiğini belirterek, bunun için somut çalışmalara başlamaya hazır olduklarını söyledi.
Ülkelerin potansiyellerini birlikte kullanarak her türlü zorluklara hazırlıklı olmaları gerektiğini vurgulayan Mirziyoyev, temel hedefleri olan ekonomik ilişkileri güçlendirmek için belirli belgelerin hazırlanması gerektiğini dile getirdi.
- “Somut çalışmalara başlamaya hazırız”
Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, “Türk Konseyinin kendi yatırım fonunu oluşturma ve kalkınma bankası kurma zamanı geldi. Bu yönde somut çalışmalara başlamaya hazırız. Ayrıca ulaşım ve transit potansiyelini geliştirmenin de önemi artıyor. Bölgemizde bunun için yeterince imkan ve potansiyel var. Yani Orta Asya üzerinden dünya pazarına girmeliyiz. Azerbaycan ve Türkiye üzerinden de Avrupa ülkelerine girebiliriz. Bu da altyapı projelerinin gerçekleştirilmesini gerektiriyor.” dedi.
KIRGIZİSTAN
Kırgızistan’da Devlet Bayrak Günü kutlandı
Kırgızistan’da 3 Mart Devlet Bayrak Günü dolayısıyla ülke genelinde resmi törenler düzenlendi.
Başkent Bişkek’teki bayrak töreni Ala-Too Meydanı’nda yapıldı. Milli marşın okunması ile başlayan törende konuşma yapan geçici Bişkek Belediye Başkanı Baktıbek Kudaybergenov, “Parlamento, 29 yıl önce 3 Mart 1992’de Kırgızistan Devlet Bayrağı’nı kabul etti. Bağımsız Kırgızistan’da bayrak ilk kez 5 Mart 1992’de göndere çekildi. Bayrağı Edil Aydarbekov, Bekbosun Jayçıbekov, Sabır İptarov, Jusup Matayev ve Mamatbek Sıdıkov gibi isimler hazırladı. Devlet Bayrak Günü, 2010 yılından beri resmi etkinliklerle kutlanıyor.” dedi.
Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da resmi ziyaret çerçevesinde temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Sadır Caparov da 3 Mart Devlet Bayrak Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, kırmızı bayrağın ülkenin bağımsızlığını ve özgürlüğünü simgelediğini, Kırgız halkının manevi değerlerini ve tarihi yolunu yansıttığını vurguladı.
Atalarının geleneklerini sürdürerek ülkenin geleceği için tek bir bayrak altında birleşmesi gerektiğinin altını çizen Caparov, halkın Devlet Bayrak Günü’nü tebrik etti.
Devlet Bayrağı Günü dolaysıyla vatandaşlarını kutlayan Başbakan Ulukbek Maripov ise bayrağın her vatandaşın gururu olduğunu ve vatanseverliğin ruhunu ve devlete karşı sevgiyi taşıdığını söyledi.
Kırgızistan bayrağı kırmızı renkli, ortasında kırk ışınlı sarı güneş, güneşin içinde Kırgızlar için anlamlı sayılan keçe çadırın tavanındaki “tündük” anlamına gelen motiften oluşuyor.
Kırgızistan’da yeni anayasa değişikliği teklifi Meclis komitesinde kabul edildi.
Kırgızistan’da yeniden devlet başkanlığı yönetim sistemine geçişi öngören anayasa değişikliği teklifinin, meclisin Anayasal Mevzuatı, Devlet Yapısı, Yargı ve Hukuk Konuları Komitesinde kabul edildiği bildirildi.
Meclis Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda 2,5 ay içinde görüşülerek Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan anayasa değişikliği teklifinin Anayasal Mevzuatı, Devlet Yapısı, Yargı ve Hukuk Konuları Komitesinde kabul edildiği ve Meclis Genel Kurulunun onayına sunulduğu belirtildi.
Halk Kurultayı adlı yeni organın oluşturulmasını ve devlet başkanının geniş yetkilerle donatılmasını öngören cumhurbaşkanlığı hükümet sitemini içeren anayasa değişikliği teklifinin yarın Meclis Genel Kurulunda görüşülmesine başlanacağı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un imzasıyla yerel seçimlerin ilan edildiği 11 Nisan’da eş zamanlı olarak anayasa taslağının referanduma sunulması bekleniyor.
Ülkede 10 Ocak’ta cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birlikte eş zamanlı olarak yapılan referandumda seçmenlerin yüzde 81,49’u başkanlık sistemine “evet” demişti.
Kırgızistan, 1991-2010 yıllarında devlet başkanlığı yönetim sistemiyle yönetilmiş, ülkede iki halk devriminin ardından 2010’da anayasa referandumuyla parlamenter yönetim sistemi tercih edilmişti.
Bakan Çavuşoğlu’nun Kırgızistan ziyaretinde, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının hazırlıkları ele alınacak.
Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 10 Mart’ta Kırgızistan’a yapacağı ziyaretine ilişkin, “Türkiye’nin ev sahipliğinde bu yıl yapılacak Türkiye-Kırgızistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) toplantısının hazırlıkları Bişkek’te ele alınacak.” dedi.
Kırgızistan’da görev süresi sona eren Fırat, Türkiye’nin Bişkek’te 1995 yılında kurduğu ve Korona virüsü (Kovid-19) salgını nedeniyle uzaktan eğitim sürecinde olan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinin (KTMÜ) yönetimi ve senato üyeleriyle vedalaştı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun 10 Mart’ta Kırgızistan’a yapacağı ziyaretine değinen Fırat, Türkiye’nin ev sahipliğinde bu yıl yapılacak Türkiye-Kırgızistan Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi 5. toplantısının hazırlıklarının Bişkek’te ele alınacağını belirtti.
“Türkiye’nin Kırgızistan’da en büyük resmi yatırımı Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesidir”
Fırat, Türkiye’nin 1992-2021 döneminde Kırgızistan’a resmi kalkınma yatırım miktarının 1 milyar doları geçtiğini belirterek “Bunun içinde, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi de var. Üniversiteye 400 milyon dolara yakın yatırım oldu. Türkiye’nin Kırgızistan’da en büyük resmi yatırımı Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesidir.” ifadelerini kullandı.
Görev süresini değerlendiren Fırat, ata topraklarında yorulmadan çalışmaya özen gösterdiğini, potansiyeli çok yüksek olan ve eğitimli nüfusun yaşadığı Kırgızistan’ı ve Manas Üniversitesini çok özleyeceğini söyledi.
Çavuşoğlu, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Kazakbayev’le ortak basın toplantısında konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ve Kırgızistan arasındaki sık temasların, ilişkilerin geldiği seviyenin göstergesi olduğunu belirterek iki ülke arasında Tercihli Ticaret Anlaşması müzakerelerine başlanmasında fayda olduğunu, daha sonra da kapsamlı bir Serbest Ticaret Anlaşması’nı müzakere edip imzalamak istediklerini belirtti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbayev’le baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda, mevkidaşıyla ikili ilişkileri her boyutuyla ele aldıklarını aktaran Çavuşoğlu, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinin de iki ülkenin kardeşliğinin bir nişanesi olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, eğitim ya da diğer alanlarda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) gibi terör örgütlerine ihtiyaç bulunmadığına dikkati çekerek “(FETÖ) Sadece bizim için değil Kırgızistan için de tehdittir.” ifadesini kullandı.
Bunu her vesileyle dile getirdiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, “Bu tür terör örgütlerinden de suç şebekelerinden de inşallah tamamen kurtulacağız.” diye konuştu.
İki ülkenin eğitim ve bilim alanında da iş birliğini geliştirdiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Maarif Vakfının Kırgızistan’da eğitim kalitesi çok iyi olacak şekilde anaokulundan liseye kadar okullar açacağını bildirdi.
Çavuşoğlu, “Maarif okulu, Türkistan’da açılacak ilk Maarif Vakfı okulu olacak. Bu da Kırgızistan’a verdiğimiz önemin göstergesidir.” dedi.
Kırgızistan Dışişleri Bakanı Kazakbayev: Kırgızistan ile Türkiye dili bir dini bir iki kardeş ülkedir.
Kırgızistan Dışişleri Bakanı Kazakbayev, “Kırgızistan ile Türkiye dili bir dini bir iki kardeş ülkedir. İki ülke arasında herhangi siyasi sorun yoktur.” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Kırgızistan Dışişleri Bakanı Kazakbayev, baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Kazakbayev, burada yaptığı konuşmada, Çavuşoğlu’nun ülkesini ziyaret etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Çavuşoğlu’nun “Kırgızistan’da cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yeni cumhurbaşkanının yemin etmesinden sonra gelişen yeni dönemde, Kırgızistan’ı ziyaret eden ilk konuk Dışişleri Bakanı” olduğunu belirten Kazakbayev, Çavuşoğlu’na teşekkür etti.
Kazakbayev, Kırgızistan’ı ilk tanıyan ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, Türkiye’nin, Kırgızistan’da yaşanan siyasi krizlerde, olaylarda ve Korona virüsü (Kovid-19) ile mücadelede her zaman yardımcı olduğunu söyledi.
- “Kırgızistan’a Maarif Vakfının gelmesini, okul açmasını bekliyoruz”
Bakan Kazakbayev, Türkiye ile Kırgızistan arasındaki ilişkilerinin kağıt üzerinde değil, iş üzerinde kurulması için çaba harcanması gerektiğini dile getirerek, “Ankara ziyaretimde Maarif Vakfının Kırgızistan’da açılmasına ilişkin anlaşma imzalandı. Yakın zamanda Maarif Vakfı ülkede çalışmalarına başlayacak. Vakıf, eğitim kurumlarını açmaya başlayacak. Biz bunu bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
İki ülke arasında ilişkileri ilgilendiren tüm konuları ele aldıklarına dikkati çeken Kazakbayev, Kırgızistan ile Türkiye arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesine, iki ülke arasında stratejik iş birliğinin geliştirilmesine, devletler arası ilişkilerin güçlendirilmesine sağladığı katkılardan dolayı Çavuşoğlu’na, Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İşbirliği Madalyası’nı takdim etti.
Çin’den Kırgızistan’a 150 bin doz aşı desteği
Çin, Kırgızistan’a Korona virüsüne (Kovid-19) karşı geliştirdiği Sinopharm aşı desteğinde bulundu.
Kırgızistan Başbakanlık Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Çin’in Kırgızistan’a hibe ettiği 150 bin doz Sinopharm aşısını ülkeye ulaştıran uçağın indiği Manas Uluslararası Havaalanında teslim töreni düzenlendi.
Başbakan Ulukbek Maripov, törende yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgınının hiçbir ülkenin virüsle tek başına mücadele edemeyeceğini kanıtladığını belirterek, “Kırgızistan, hem kendi başına hem de uluslararası ortaklarının yardımıyla Korona virüsü ile mücadele ediyor.” dedi.
Çin’in Bişkek Büyükelçisi Du Dewen de aşı desteğinin iki ülke arasındaki dostane ilişkileri yansıttığını vurgulayarak “Aşıların Kırgız tarafına salgınla mücadelede yardımcı olacağına ve Kırgız halkının sağlık ve can güvenliğini sağlayacağına eminim.” ifadesini kullandı.
Aşılama sürecinin gelecek ay itibariyle başlanacağı Kırgızistan’da ilk olarak, doktorlar, öğretmenler ve sınır muhafızları, daha sonra kronik hastalığı olanlar ve 65 yaş üzerindekilerin aşılanacağı bildirilmişti.
Günlük 100’ün altında yeni vakanın tespit edildiği ülkede son bir yıl içinde Kovid-19 kaynaklı 1488 kişi öldü.
Kırgızistan’da yılda 5 bin ton altın çıkaracak tesisin açılışı gerçekleştirildi.
Kırgızistan’ın kuzeyindeki Talas Bölgesi’nde bulunan Jeruy Altın Madeni’nde, Rus sermayeli Altın Alyans Şirketinin BTB Bankası’nın desteğiyle çalıştıracağı ve yılda 5 bin ton altın madeni çıkaracağı tesis açıldı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Sadır Caparov ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, açılış törenine katıldı.
Caparov, buradaki konuşmasında, “Jeruy Altın Madeni Projesi’nin başarılı şekilde uygulanmasının, ülkenin yatırım potansiyelinin gelişmesine güçlü bir ivme kazandıracağından eminim.” dedi.
Kırgızistan’ın uzun zamandan beri beklediği projenin açılışını yapmaktan duyduğu memnuniyetini dile getiren Caparov, törene çevrim içi katılan Putin’i selamlayarak teşekkürlerini iletti.
Tesisin ortak açılışının, Kırgızistan ile Rusya arasındaki yakın ortaklığa ve dinamik olarak gelişen ilişkilere işaret ettiğini belirten Caparov, “Rusya’nın katılımıyla hayata geçirilen bu yatırım projesi, Talas bölgesinin ve tüm Kırgızistan’ın sürdürülebilir kalkınmasına önemli katkı sağlayacak.” diye konuştu.
Caparov, 1000 kişinin istihdam edileceği Jeruy Altın Madeni’ni işletecek Rus sermayeli Altın Alyans Şirketin yöneticilerini tebrik ederek onlara teşekkürlerini iletti.
Söz konusu projenin ülke için stratejik anlam taşıdığını vurgulayan Caparov, yatırımcıların yerel halkla diyalog içinde olmalarının ve çevresel yönetmeliklere uyulmasının önemine değindi.
Putin: “Madene 600 milyon dolar yatırım yapılacak”
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de yaptığı konuşmada, Talas bölgesindeki Jeruy Altın Madeni’nin işletilmesinin hem Talas bölgesinin kalkınması hem de Kırgızistan için önemini vurguladı.
Madenin işletilmesinin, Rusya ile Kırgızistan arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi açısından önem arz ettiğini kaydeden Putin, “Talas’taki maden tesisinde tüm norm ve standartlara uygun, en ileri teknoloji ve ekipmanlar kullanılacak. Jeruy Altın Madeni’ne 600 milyon dolar yatırım yapılacak ve bir yılda 5 bin ton altın çıkarılacak. Şirket, altın madenin işletme lisansı için de 100 milyon dolar Kırgızistan bütçesine ödedi.” ifadesini kullandı.
Putin, Sovyet jeologların 1968’de yaklaşık 90 ton altın ve 25 ton gümüşün bulunduğu Jeruy Altın Madeni’ni ortaya çıkardığını kaydetti.
- Kapasitesiyle ikinci sırada yer alıyor
Jeruy Altın Madeni, yine ülkenin kuzeyinde Issık Göl Bölgesi’nde bulunan ve Kanadalıların işletmeye devam ettiği Kumtor Altın Madeni’nden sonra kapasitesiyle ikinci sırada yer alıyor.
Kanadalılar, 4 bin 100 kişinin çalıştığı Kumtor Altın Madeni’nde yılda yaklaşık 18 ton altın çıkarıyor.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov, Türk Konseyi Genel Sekreteri Amreyev’i kabul etti.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, ülkesinin Türk dili konuşan ülkelerle kardeşliği ve dostluğu güçlendirmek için istikrarlı şekilde çalışmaya devam edeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Caparov, Türk Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev’i kabul etti.
Caparov, Türk Konseyinin kurulduğu andan itibaren iyi sonuçlar elde ettiğine ve uluslararası toplumdan destek gördüğüne dikkati çekerek “Kırgız tarafı, Türk dili konuşan ülkelerle kardeşliği ve dostluğu güçlendirmek için istikrarlı şekilde çalışmaya devam edecek.” ifadesini kullandı.
Türk Konseyinin, Korona virüsü (Kovid-19) salgınıyla mücadele çerçevesinde aktif çalıştığına işaret eden Caparov, Konseyin bu yöndeki çabalarının epidemiyolojik durumu istikrara kavuşturmak için gerekli önlemleri almalarına yardımcı olduğunu belirtti.
Caparov, Türk Konseyi Yatırım Fonunun kurulması ve ana ofisinin Bişkek’te açılmasının önemine değinerek yakın zamanda yapılması planlanan Türk Konseyi üye ülke devlet başkanları gayriresmi toplantısına katılacağını da teyit etti.
Türk Konseyi Genel Sekreteri Amreyev de Türk Konseyi Yatırım Fonunun Bişkek’te açılması dâhil, Konseyin gündemindeki tüm konularda ortak çalışma yürütülmesine destek vermeye hazır olduklarını vurguladı.
Amreyev, Caparov’un Türk Konseyi üyeleri Kazakistan ve Özbekistan’a yaptığı resmi ziyaretin Türk Dünyası’nın gelişmesine ve birleşmesine katkıda bulunacağının altını çizdi.
Kırgızistan ve Özbekistan, sınır sorunlarını 3 ay içinde çözecek.
Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü Galina Bayterek, Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki tartışmalı sınır noktalarının 3 ay içinde çözüme kavuşturulması konusunda anlaştıklarını bildirdi.
Sözcü Bayterek, Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te 11-12 Mart’ta yaptığı resmi ziyaretiyle ilgili açıklamasında, Caparov’un ziyaretinin verimli geçtiğini belirterek “Her iki taraf, iki ülke arasındaki tartışmalı sınır noktalarını üç ay içinde çözüme kavuşturulması konusunda anlaştı.” dedi.
Bayterek, Kırgız tarafının, Kırgızistan topraklarında Özbekistan’a ait Soh bölgesine kara ve hava ulaşımına karşılık, Özbek tarafı, Kırgızistan’a siyasi gerginliğin konusu olan Ungar Tepesi’ni (Ungar-Too) vermeye hazır olduğunu aktardı.
Sınır sorunlarının çözülmesiyle ikili ilişkilerin gelişmesine yeni bir ivme kazandırılacağını vurgulayan Bayterek, iki ülke arasındaki diğer sınır konularının özel bir komisyon tarafından karara bağlanacağını kaydetti.
- Ungar Tepe
Kırgızistan ile Özbekistan arasında tartışmalı sınır bölgesinde yer alan ve 45 hektarlık araziyi kaplayan Ungar Tepesi, üzerinde bulunan “PPS Kerben-24” adlı röle istasyonu ile bölgedeki 4 ilçeye telefon, radyo, televizyon ve uydu hizmeti sunuyor.
Özbekistan ile Kırgızistan arasında 1379 kilometrelik ortak sınır bulunuyor.
Taraflar, sınırın 200 kilometrelik kısmıyla ilgili mutabakat sağlayamıyor.
Ungar Tepe’ye, Özbek polislerin 2016 yılında helikopterle inmesi Bişkek’te rahatsızlığa yol açmıştı.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov Türkiye’nin Bişkek Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat’ı kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Caparov, Fırat’ın ülkedeki görev süresince Kırgızistan ile Türkiye arasında siyasi diyaloğun gelişmesine katkı sağladığını belirtti.
Caparov, Kırgızistan’ın, Türkiye ile sanayi ve tarım sektöründe iş birliğini geliştirmeye, ortak girişimler oluşturmaya, kamu özel ortaklığı, tekstil, madencilik, hidroelektrik ve diğer alanlarda birlikteliği amaçlayan projelerin uygulanmasına odaklandığını ifade etti.
Ortak iş birliğinin yoğunlaştırılmasının önemine dikkati çeken Caparov, Kırgızistan’ın, Türkiye ile stratejik bir ortak, aynı zamanda kardeş bir ülke olduğu için ikili ilişkilerin seviyesini niteliksel olarak yeni bir boyuta getirmeye hazır olduğunu kaydetti.
Caparov ile Fırat ayrıca, iki ülke arasında ticari ve ekonomik iş birliğini artırmaya yönelik önceliklerin ve önceden planlanan projelerin uygulanması konularında görüş alışverişinde bulundu.
- Kırgızistan ile ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmek için Türk Kırgız İş Forumu düzenlenecek
Fırat, ticari ve ekonomik iş birliğini harekete geçirmek için Türk işadamlarının Kırgızistan’a geleceğini, ayrıca Issık Göl Bölgesi’nde Kırgız-Türk iş forumu düzenlenmesinin planlandığını bildirdi.
Ülkeler arasında gelişen stratejik ortaklık düzeyini memnuniyetle karşıladığını belirten Fırat, yaklaşan Türk Konseyi gayri resmi zirvesi ile Türkiye-Kırgızistan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısını hatırlattı.
Fırat, Kırgızistan’daki diplomatik faaliyeti sırasında verimli çalışması için kendisine iyi koşulların oluşturulduğunu aktarırken, Caparov’a ülkesinde siyasi reformları ve halkın refahını iyileştirme konusunda başarı diledi.
Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki sınır sorunu karşılıklı arazi değişimiyle çözüldü.
Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi Başkanı General Kamçıbek Taşiyev, Özbekistan ile sınır sorununun çözüme kavuşturulduğunu bildirdi.
Taşiyev, Başbakanlık binasında düzenlediği basın toplantısında, 23-25 Mart’ta Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te yapılan sınır konulu müzakerelere ilişkin bilgi verdi.
Sınır sorunlarından sorumlu olan ve hükümetler arası heyete başkanlık eden Taşiyev, “Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki sınır sorunu yüzde 100 çözüme kavuşturuldu.” ifadesini kullandı.
Taşiyev, heyetler arası görüşmelerin yoğun ve verimli geçtiğini belirterek “Özbek tarafınca güzel koşullar yaratıldı. Kırgız tarafını rakip olarak görmediler, partner olarak gördüler. Bu koşullar sınır sorunlarının çözüme kavuşturulmasına yardımcı oldu. Özbekistan ile sınır sorununu karşılıklı arazi değişimi usulüyle çözdük. Bu görüşmede kaybeden ve kazanan taraf olmadı.” diye konuştu.
İki ülke arasında “tartışmalı sınır” konusunun gündemden çıkarıldığını vurgulayan Taşiyev, bundan böyle resmi açıklamalarda, tartışmalı sınır noktasında olası bir olayın yaşandığına ilişkin ifadelere yer verilmeyeceğini, olayın Özbek tarafında veya Kırgız tarafında yaşandığı şeklinde verileceğini kaydetti.
İki ülke arasındaki arazi değişimine ilişkin Taşiyev, şu bilgileri verdi:
“Sınırda yer alan Orto-Tokoy Barajı Kırgız tarafına geçti. Yaklaşık 800 hektarlık arazi üzerinde bulunan bu barajın suyunun yüzde 95’ini Özbek tarafı kullanmaya devam edecek. Kırgız vatandaşlarının baraja girişi açık olacak. Böylece, Orto Tokoy Barajı karşılığında toplam 477 hektar arazi Kırgız tarafına geçti. Ayrıca Gavasay adlı sınır noktası karşılığında 8 bin hektarlık arazi ve (sınırdaki 4 ilçeye telefon, radyo, televizyon ve uydu hizmeti veren) 35 hektarlık arazi üzerindeki Ungar Tepesi Kırgız tarafına geçti.”
Taşiyev, Kırgızistan’da Özbekistan’a ait Soh adlı yerleşim birimine vatandaşların ve araçların giriş ve çıkışlarının kolaylaştırıldığını, Özbekistan’da Kırgızistan’a ait Barak adlı yerleşim biriminin de 2017 yılında aynı ölçümdeki arazi karşılığında karşı tarafa verildiğini hatırlattı.
Heyetlerin konuya ilişkin belge imzaladığını söyleyen Taşiyev, “Bundan sonra söz konusu belge doğrultusunda iki devletin yetkilileri sınır çizimi yapacak. Protokol devletlerarası anlaşmaya dönüştükten sonra meclisten geçecek ve iki ülkenin cumhurbaşkanları tarafından imzalanmasıyla yürürlüğe girecek.” ifadelerini kullandı.
Özbekistan ile Kırgızistan arasında 1379 kilometrelik ortak sınır bulunuyor. Taraflar sınırın 200 kilometrelik kısmıyla ilgili mutabakat sağlayamıyordu.
Kırgızistan Cumhurbaşkanlığı Basın Sözcüsü Galina Bayterek, Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te 11-12 Mart’ta yaptığı resmi ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, Kırgızistan ile Özbekistan arasındaki tartışmalı sınır noktalarının 3 ay içinde çözüme kavuşturulması konusunda anlaştıklarını kaydetmişti.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı: “Türk Konseyi isminin, Türk Devletleri Örgütü olarak adlandırılmasını destekliyoruz”
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, ülkesinin Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin (Türk Konseyi) isminin, Türk Devletleri Örgütü olarak yeniden adlandırılmasını desteklediğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Caparov, Türk Konseyi Gayri Resmi Zirvesi’nde çevrimiçi yaptığı konuşmada, Türk halklarının entegrasyon sürecini güçlendiren ve yeni ivme kazandıran bir dizi etkene dikkati çekti.
Türk Konseyi’nin çok yönlü faaliyetleri ile uluslararası arenadaki yeri ve otoritesine işaret eden Caparov, “Kırgızistan, Türk Konseyi isminin, Türk Devletleri Örgütü olarak yeniden adlandırılmasını destekliyor.” ifadesini kullandı.
Caparov, “Konseyin, Türk Devletleri Örgütü’ne dönüştürülmesinin tamamlanmasının ardından örgütün uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmede olumlu etkisi olacaktır. Bu durum örgütün faaliyetlerinin kapsamının genişletilmesini teşvik edecek ve diğer ülkelerin örgüte katılımını veya gözlemci statüsü istemelerini sağlayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Türk Dünyası Yatırım Fonu’nun kurulması fikrini de desteklediklerini belirten Caparov, ulaşım ve turizm sektörünü Türk Dünyası’nın temel iş birliği alanlarından biri olarak gördüğünü aktardı.
Caparov, Türk devletleri arasında ulaştırma ve iletişim iş birliğini güçlendirmenin yanı sıra ticaret sürecini geliştirmeye yönelik tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.
Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridorunun tüm potansiyelinin kullanılması gerektiğine dikkati çeken Caparov, Kırgızistan’ı Özbekistan’a, diğer yandan Çin’e bağlayan yeni bir demir yolu projesinin hayata geçirilmesi de dahil, Türk Konseyi’ne üye ülke topraklarında yeni demir yolları projelerinin gerçekleştirilmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
- “Türk Dünyası’nın gücü ruhunda, zengin kültüründe ve mirasındadır”
Caparov, Türk Dünyası ülkelerinin turizm sektörünü desteklemesi gerektiğini belirterek, “Türk Dünyası’nın gücü ruhunda, zengin kültüründe ve mirasındadır. Türk Dünyası, her şeyden önce Türk medeniyetidir. Türk Dünyası’nın turist haritasının oluşturulması ve yaygınlaştırılması tüm ülkelere fayda sağlayacaktır.” diye konuştu.
Türk Konseyi’nin çalışmalarına büyük katkı sağlayan Macaristan’ın statüsünün belirlenmesini öneren Caparov, Türkiye’nin ev sahipliğinde bu yıl yapılacak 4. Dünya Göçebe Oyunları’nın en üst düzeyde gerçekleştirileceğine olan inancını dile getirdi.
TÜRKMENİSTAN
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkmenistan’daki temaslarının ardından basını bilgilendirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkmenistan’la ikili ilişkilerin mükemmel olduğunu belirterek “Siyasi ilişkilerimizin mükemmel olması yetmez. Enerji, ekonomik ilişkiler, ulaştırma ve lojistik gibi diğer önemli konularda iki ülke arasında ve bölgesel ülkeler arasında iş birliği potansiyeli var. Bunları hayata geçirmek için daha yoğun çalışacağız.” dedi.
Çavuşoğlu, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Raşid Meredov ile görüşmesinin ardından basını bilgilendirdi.
Türkiye ve Türkmenistan’ın iki kardeş ülke olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “İlişkilerimizin şu anki noktasından memnunuz ama ilişkilerimizi çok daha iyi noktaya götürmek için cumhurbaşkanlarımızın liderliğinde daha fazla çalışmamız gerekiyor. Bu sene ilişkilerimizi daha da geliştirmek için önemli fırsatlar var.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ülkeye davet ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkmenistan ziyaretine ilişkin tarihi, mevkidaşı Meredov ile değerlendirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, “İnşallah haziran-temmuz gibi bu ikili zirveyi gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, “Ayrıca o ziyaret marjında Türkiye-Türkmenistan-Azerbaycan üçlü zirvesini gerçekleştirmeyi de planlıyoruz. Bu zirvelerde önemli anlaşmalar da imzalanacak. Dolayısıyla ilişkilerimizin hukuki altyapısını daha da güçlendireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkmenistan’ın Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Dışişleri Bakanları Konseyi Dönem Başkanlığını devraldığını ve bu yılın sonunda zirve başkanlığını da Türkiye’den devralacağını belirterek “28 Kasım’da Türkmenistan’da EİT Zirvesini de gerçekleştireceğiz.” dedi.
Türkmenistan’da “Modern Dünyada Barış ve Güven” konulu medya forumu düzenlendi.
Türkmenistan’ın bağımsızlığının 30. yıl dönümü dolayısıyla başkent Aşkabat’taki Dışişleri Bakanlığı binasında düzenlenen toplantı, küresel ve bölgesel medya kuruluşlarının yaklaşık 80 yönetici ve temsilcisini internet üzerinden bir araya getirdi.
Forumda konuşan Türkmenistan Devlet Haber Ajansı Başkanı Merdan Gazakbayev, ülkedeki kitle iletişim araçlarının gelişimi hakkında bilgi verdi ve yabancı medya kuruluşlarıyla ilişkilerin önemini vurguladı.
Gazakbayev, Türkmenistan’ın 2021’i Uluslararası Barış ve Güven Yılı ilan etme teklifinin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildiğini belirtti.
Türkmenistan, Türk dili konuşulan ülkelerle kültür iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyor.
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov, “Türk dili konuşulan ülkelerle kültür alanındaki iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov, Türk Konseyi Devlet Başkanları Gayriresmi Zirvesi’nde konuk cumhurbaşkanı sıfatıyla çevirim içi yaptığı konuşmada, zirvenin gündemi itibarıyla çok önemli olduğunu belirtti.
Berdimuhammedov, ülkesinin küresel enerji güvenliği alanında uluslararası düzeyde girişim başlattığını bildirerek “Söz konusu girişim çerçevesinde oluşturulacak petrol ve gaz transiti sistemine Türk dili konuşan ülkeleri de dahil olmaya davet ediyorum.” dedi.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) kapsamında ünlü Türkmen yazar ve şairlerin tanıtım faaliyetlerinin yapılmasını öneren Berdimuhammedov, “Türk dili konuşulan ülkelerle kültür alanındaki iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyoruz.” ifadesini kullandı.
KKTC
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, KKTC Başbakanı Saner ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Kıbrıs meselesinin neredeyse kangren hale gelmesinin müsebbibi olan Avrupa Birliği, Cenevre’de müzakere masasında da yer almayı bekliyor. Avrupa Birliği’nin masada bu sürece taraf olarak katacağı fazla bir şeyin olduğunu görmüyoruz ve KKTC ile bu konuda hemfikiriz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında 2021 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’na ilişkin düzenlenen toplantıya, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile KKTC Başbakanı Ersan Saner ve beraberindeki heyet katıldı.
Toplantı sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Oktay, imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın bugüne kadar KKTC ile yürütülen yakın temasların önemli bir çıktısı olduğunu belirti. Oktay, “İmza attığımız bu anlaşmada temel hedefimiz yatırımlardır. Amacımız KKTC’de çarpan etkisi yüksek alanları güçlendirerek kendi kendine yeten bir KKTC ekonomisinin oluşmasına katkı vermektir. Bu anlaşma ile KKTC’ye bu yıl 2,5 milyar Türk lirası yeni kaynak ayırıyoruz. Geçen yıldan devreden tutarla birlikte toplam 3 milyar 250 milyon liralık bir destek öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Anlaşmanın temelini dayanışma, samimiyet ve kardeşliğin oluşturduğunun altını çizen Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
“KKTC’de topluma dokunan, aksayan yönleri dönüştüren ve sürdürülebilir özellikte pek çok alanda destekler sağlayacağız ve bu alanları da belirlemiş durumdayız. 2021 Türkiye-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması yatırım odaklı yapısıyla özellikle ulaşım, haberleşme, ticaret, sanayi, gençlik ve spor ile yerel yönetimler alanında mevcut altyapıyı güçlendirecek eylemlerden oluşmaktadır. Ticaretin güçlendirilmesi yönünde ise önümüzdeki günlerde Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan KKTC’ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirerek fırsata çevirebileceğimiz faktörleri netleştirecektir. Ayrıca Kovid-19 ile mücadele ve Kovid-19’un pek çok sektörde açtığı yaraların sarılması da anlaşma kapsamındadır. Bu eylemlerin uygulanmasını Sayın Başbakanla birlikte sıkı şekilde takip edecek, ilerlemeleri gerek kurumlar arası gerek meslek kuruluşları ve STK’ler arası iş birlikleri ile perçinleyeceğiz. Daha müreffeh bir KKTC için ihtiyaç duyulan mevzuat değişikliklerinin hayata geçirilmesi ile planlanan eylemlerin daha hızlı şekilde hayat bulacağına inanıyorum. Kıbrıs Türkü’nün geleceğe güvenle bakarak barış, huzur ve refah içinde yaşamaya devam etmesi için anavatan ve garantör ülke olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, AB Yüksek Temsilcisi Borrell’le görüşmenin ardından basına açıklamalarda bulundu.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile yaptıkları görüşmede Kıbrıs’taki taraflar, 3 garantör ülke ve Birleşmiş Milletler’in katılımıyla yapılacak 5 1 toplantılarına AB’nin katılmasını istemediklerini ileterek, “Kıbrıs Cumhuriyeti olarak GKRY ve Yunanistan AB üyesidir ve oradaki bütün mekanizmalarda kendi çıkar ve menfaatlerini en iyi şekilde sürdürmekte olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla 27-29 Nisan’da Cenevre’de gerçekleşecek 5 1 görüşmelerine AB’nin gözlemci statüsüyle katılmalarının doğru olmayacağını, bunu onaylayamayacağımızı söyledik. Çünkü kendilerinin tarafsız olmaları beklenemez.” dedi.
Tatar, Borrell ile Lefkoşa’da yaptığı görüşmenin ardından basına açıklamalarda bulundu.
Görüşmenin faydalı olduğunu ve birçok konunun samimiyetle tartışıldığını kaydeden Tatar, Kıbrıs Türk halkının beklentilerinin yerine getirilmesi için yapılan tartışmaların masaya yatırıldığını vurguladı.
Tatar, Borrell’e, AB’nin Kıbrıs konusunda tarafsız değerlendirme yapamayacağını ifade ettiğini belirterek, şunları söyledi:
“Kıbrıs Cumhuriyeti olarak GKRY ve Yunanistan AB üyesidir ve oradaki bütün mekanizmalarda kendi çıkar ve menfaatlerini en iyi şekilde sürdürmekte olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla 27-29 Nisan’da Cenevre’de gerçekleşecek 5 1 görüşmelerine AB’nin gözlemci statüsüyle katılmalarının doğru olmayacağını, bunu onaylayamayacağımızı söyledik. Çünkü kendilerinin tarafsız olmaları beklenemez. Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik samimi katkı sunmak istediklerini söylemelerine rağmen pozisyonumuzu koruduk. Bu konuda Türkiye ile de görüşmelerimiz oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da buna benzer açıklamaları olmuştur. Dolayısıyla biz Cenevre’deki görüşmelerde Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile BM olacaktır.”
Tatar, AB’ye ihracat yapan KKTC’li hellim üreticilerinin denetlenmesi konusuna da değindiklerini kaydederek, denetleme sisteminin AB tarafından ya da Kuzey ve Güney Kıbrıslı liderler tarafından oluşturulması gerektiğine dikkati çekti.
Denetlemenin GKRY’nin oluşturduğu denetim kurullarınca yapılmasına karşı olduklarını ifade eden Tatar, “Rum otoritesinin Kuzey’e yayılmasına asla müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Çünkü burada siyasi hassasiyetlerin olduğunu, bunun bizler için ne anlam ifade ettiğini ayrıntılarla anlattık. Buradaki siyasi durumu ve mücadeleyi Brüksel’de oturanlar çok da iyi bilmeyebilirler. Kıbrıs meselesinin özünde de yatanın bu olduğunu anlattık.” diye konuştu.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Her zaman Kıbrıs Türk halkının yanında olan Türkiye, suyunu da verdi”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Alaköprü Barajı’nın temelinin atılmasının yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Can istediğimizde can, kan istediğimizde kan veren, her zaman Kıbrıs Türk halkının yanında olan, destek ve yardımlarını esirgemeyen ana vatan Türkiye, suyunu da verdi.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Asrın Projesi” olarak değerlendirilen, Türkiye’den KKTC’ye borularla su temin edilmesini sağlayacak projenin en önemli adımlarından biri olan Alaköprü Barajı’nın temelinin atılmasının 10’uncu yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.
Anamur’daki Alaköprü Barajı’nın temelinin atılışının 10’uncu yıl dönümünde dahi aynı heyecanı ve mutluluğu yaşadıklarını ifaden eden Tatar, 2009’da dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu’nun kabinesinde Maliye Bakanı olarak yer aldığını ve hükümet programında Türkiye’den KKTC’ye su temin edilmesi projesinin bulunduğunu hatırlattı.
Tatar mesajında “O günlerde bu proje, bazı kesimlerce ‘gerçekleşmeyecek bir hayal olarak’ değerlendirilirken, Sn. Eroğlu bu projeye büyük bir önem atfetti. Daha sonra dönemin Başbakanı Sn. İrsen Küçük de bu proje ile bizler gibi özel olarak ilgilendi. Büyük bir inanç ve imanla bu proje hızla ilerledi ve ana vatan Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük ilgi ve destekleri ile gerçekleşti.” ifadesine yer verdi.
KKTC’nin 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak “Asrın Projesi”nin 28 Ekim 2015’te hayata geçtiğini anımsatan Tatar, “Can istediğimizde can, kan istediğimizde kan veren her zaman Kıbrıs Türk halkının yanında olan, destek ve yardımlarını esirgemeyen ana vatan Türkiye, suyunu da verdi.” ifadesini kullandı.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk’tan KKTC’ye EBA müjdesi
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Eğitim Bilişim Ağı’nın (EBA) Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde (KKTC) de hizmete açıldığını bildirdi.
Milli Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Selçuk, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu ile makamında bir araya geldi.
Görüşmede, mesleki eğitim, okul öncesi eğitim ve özel eğitim gibi pek çok başlıkla birlikte salgın döneminin beraberinde getirdiği problemlerin değerlendirildiğini belirten Selçuk, şunları kaydetti:
“KKTC’nin ve Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin yüreğimizde ayrıcalıklı bir yeri vardır. Karşılıklı olarak gerçekleştirdiğimiz temas ve ziyaretler ile önemli iş birliklerinin hayata geçirilmesini sağladık. Bu diyalog sürecinin yeni dönemde de gelişerek devam edeceğine ve yeni iş birliği çalışmalarına zemin sağlayacağına olan inancım tamdır.
Bu iş birliklerimizi, nihayetinde EBA’nın KKTC’de hizmete açılması ile taçlandırdık. KKTC’nin eğitim süreçlerinin teknoloji ile kaynaştırılmasına yönelik proje geliştirme ve yatırım yapma konusunda hamle yapan ülkeler arasında bulunmasına destek olmaktan duyduğum kıvancı özellikle belirtmek isterim.”
Uluslararası platformdaki kısıtlamalara rağmen KKTC’nin gelişmişlik bakımından bugün gelmiş olduğu noktanın takdire şayan olduğunu vurgulayan Ziya Selçuk, Amcaoğlu’nun ziyaretini, ortak çalışmaların gelişmesi ve derinleşmesi için yeni bir adım olarak değerlendirdiğini belirtti.
Konuk Bakan Olgun Amcaoğlu da salgın döneminde eğitim alanında yapılan iş birliklerinin KKTC’ye güç verdiğini ve bugünden sonra yeni normaller üzerinden bir süreç inşa edileceğini bildirerek, iş birliği için teşekkür etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Limasol’da camiye yapılan saldırıyı kınadı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) Limasol kentindeki camiye yapılan saldırıyı kınayarak, “Rum yönetimi ile liderliğine önerimiz, bu tür ırkçı ve faşist saldırıları organize edip desteklememesi, bunları engellemesi ve sorumluları bir an önce tutuklamasıdır.” ifadelerini kullandı.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Tatar, geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıs konusu ile ilgili müzakere süreçleri öncesinde Rum provokasyonlarının gündeme geldiğini belirtti.
27-29 Nisan’da Cenevre’de yapılacak gayriresmi 5 BM toplantısına da sayılı günler kalırken Rum provokasyonlarının yeniden yoğunluk kazandığına dikkati çeken Tatar, GKRY’de bulunan camiler, dini ve kutsal yerlerin saldırıya uğradığını, dün de Yunan ayaklanmasının 200’üncü yıl dönümünde Limasol’da bulunan caminin duvarına “Bütün Türkler ölün” şeklinde ırkçı ve faşist sloganların yazıldığını aktardı.
Tatar, bu olayla Rum zihniyetinin bir kez daha gözler önüne serildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“1963-1974 döneminde de yüzlerce camimizin saldırıya uğrayıp yerle bir edildiğini de hatırlatmak gerekir. Rum yönetimi ile liderliğine önerimiz, bu tür ırkçı ve faşist saldırıları organize edip desteklememesi, bunları engellemesi ve sorumluları bir an önce tutuklamasıdır. Temennimiz bu yöndedir.”
- “Suçluların bulunup, cezalandırılmasını bekliyoruz”
KKTC Başbakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre de Başbakan Ersan Saner, söz konusu cami duvarına Yunanistan bayrakları çizilerek “Bütün Türkler ölün” yazıları yazıldığını üzülerek öğrendiğini belirterek camiye yapılan saldırıyı ve ırkçı tutumu kınadı.
Saner, yapılanın provokasyon olduğunu ve kabul edilemeyeceğini belirterek Rum yönetiminin olayın faillerini bulup, adalet önüne çıkartması gerektiğinin altını çizdi.
Diğer
Ukrayna, Kırım’daki insan hakları ihlalleri için Rusya’ya yaptırım uygulanmasını istiyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Kırım’daki insan hakları ihlalleri için Rusya’ya yaptırım uygulanmasını istediklerini belirtti.
Devlet Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Zelenskiy ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Kiev’de gerçekleştirdikleri görüşme sonrası ortak basın açıklaması yaptı.
Michel’in dün Donbas bölgesine gerçekleştirdiği ziyaret için teşekkür eden Zelenskiy, AB’yi Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımama politikasını istikrarlı şekilde sürdürdükleri için takdir ettiğini söyledi.
Zelenskiy, Kırım’ın özgürleştirilmesi için daha somut adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak, ilhakı dünya gündemine taşımak için 23 Ağustos’ta Kırım Platformu’nu gerçekleştireceklerini kaydetti.
Michel’i platforma davet eden Zelenskiy, AB’nin insan hakları ihlali yapan kişi, kurum ve kuruluşlara yaptırım uygulanmasını sağlayacak yeni “küresel insan hakları yaptırım rejimini” kabul ettiğini hatırlattı.
Zelenskiy, bu kapsamda yarımadadaki insan hakları ihlalleri için Rusya’ya yaptırım uygulanması için girişimde bulunduklarını hatırlatarak, bunun AB’den Kırım Platformu’na büyük bir destek olacağına dikkati çekti.
Michel de AB’nin Ukrayna’nın egemenliğinin tekrar tesisi için Minsk anlaşması maddelerinin uygulanmasını ve diplomatik gayretleri desteklediklerini vurguladı.
Türkiye ile Bosna Hersek arasında Askeri Mali İşbirliği Anlaşması imzalandı.
Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Hulusi Akar, Bosna Hersek Savunma Bakanı Sıfet Podzic ile görüştü.
Bosna Hersek Savunma Bakanı Podzic’i Milli Savunma Bakanlığında törenle karşılayan Akar, baş başa görüştü, görüşmenin ardından iki bakan heyetler arası görüşmelere başkanlık etti. Görüşmelerde, ikili ve bölgesel savunma ve güvenlik ile savunma sanayiinde iş birliği konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
Akar tarafından, Bosna Hersek’in Bağımsızlık Günü kutlandı, iki ülke arasındaki ortak geçmiş ile dayanışma ve güven ilişkisine vurgu yapıldı, Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki askeri eğitim ve iş birliğinin daha da artırılmasına yönelik çalışmalara verilen önem ifade edildi.
Görüşmelerin sonunda, Milli Savunma Bakanı Akar ve Bosna Hersek Savunma Bakanı Podzic tarafından Türkiye ve Bosna Hersek arasında Askeri Mali İşbirliği Anlaşması ve Nakdi Yardım Uygulama Protokolü imzalandı.
Rusya, Kırımoğlu’nun Kırım’a giriş yasağını 2034’e kadar uzattı
Rusya, Kırım Tatar Türk halkının milli lideri ve Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun Kırım’a giriş yasağını 2034’e kadar uzattı.
Avukat Nikolay Polozov, Facebook’tan yaptığı paylaşımda, Kırım’a bağlı Armyansk şehrinde Kırımoğlu’na ilişkin duruşma sırasında, Rusya Federal Güvenlik Servisinin (FSB) Kırımoğlu’nun yarımadaya giriş yasağını 5 Mart 2019’ta 15 seneliğine uzattığının öğrenildiğini açıkladı.
Kırımoğlu, yaptığı açıklamada, “Kararın pratikte bir manası yok. Çünkü 2034’te ben de işgal de yok olacak. Zannedersem onların niyetleri cesedimi oraya sokmamak. Sovyetler zamanında da böyleydi, bir mahkum hapishanede öldüğünde süresi bitene kadar cesedini vermiyorlardı, bu karar da ona benziyor.” değerlendirmelerinde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, Türkmenistan ve Özbekistan ziyaretlerini değerlendirdi
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkmenistan ve Özbekistan’a yaptığı ziyaretlerin hem samimi ortamda geçtiğini hem de sonuç odaklı ve son derece faydalı olduğunu belirtti.
Her iki ülkedeki temaslarının son derece samimi ortamda geçtiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanlarıyla görüşmemiz de keza, çok iyi geçti. Türk Dünyası’nın birliği, beraberliği, iş birliği için, özellikle enerji, ticaret koridorları, ulaşımla ilgili konularda, hepsinde çok ilgili, hassas ve yapıcı gördük. Ziyaretin bir taraftan samimi geçerken bir taraftan da sonuç odaklı ve son derece faydalı olduğunu söylemek isterim.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye ve Özbekistan’ın savunma alanında iş birliğine ilişkin temasları hakkındaki bir soru üzerine, Özbekistan’ın, Türkiye’nin savunma sanayi ürünlerine ilgi duyduğunu ve farklı alanlarda, farklı Türk şirketleriyle çalıştığını belirtti.
Türkiye’nin insansız hava araçlarına (İHA) her yerden ilgi gösterildiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, “Aynı şekilde yine zırhlı araçlarımız olsun, diğer ihtiyaçlar olsun, ciddi bir ilgi var çünkü bizim ürünlerimiz gerçekten çok avantajlı. En iyi kalite, rekabetçi bir fiyat var ve herhangi bir siyasi ön koşul yok. Önümüzdeki günlerde tabii, fuarlar var. Hem Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF) var biliyorsunuz hem de Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) var.” dedi.
- “(Özbekistan’la) Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine de başlamak istiyoruz”
Çavuşoğlu, Türkiye ve Özbekistan arasında Tercihli Ticaret Anlaşması’nın sonuçlandırılması için ortaya koyulan hedefi ise şöyle değerlendirdi:
“Görüşmeler devam ediyor, anlaşabilirsek (iki ülke liderlerinin bir araya geleceği) Zirve marjında bunu imzalamak istiyoruz. Ama bunu imzaladıktan hemen sonra da Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine başlamak istiyoruz. Tabii, iki taraf için de hassas ürünler var, o yüzden onların müzakereleri uzun zaman alabilir ama başlangıç için Tercihli Ticaret Anlaşması da işimizi görür.”
- “Özbekistan Cumhurbaşkanı ülkede çok ciddi reform yapıyor”
Özbekistan’daki reform sürecine Türkiye’nin desteğinin süreceği yönündeki değerlendirmesi hatırlatılan Çavuşoğlu, “Özbekistan Cumhurbaşkanı (Şevket Mirziyoyev) göreve geldiği günden bu yana ülkede çok ciddi reform yapıyor ve daha da yapmak istiyor.” dedi.
Çavuşoğlu, daha önceki görüşmelerinden birinde Mirziyoyev’e, “ülkede attığı reform adımlarını 12 Eylül döneminin ardından 80’li yıllarda Turgut Özal’ın Türkiye’de attığı reform adımlarına benzettiğini” söylediğini de anlattı.
Mirziyoyev’le samimi duygu ve düşüncelerini paylaştığını belirten Çavuşoğlu, “Hatta, ‘Biz de o zaman Özal’ın reformlarını, ne yapmak istediğini tam kavrayamamıştık, ne yaptığını daha sonra fark edebildik. Başlangıçta zor olabilir, reform yapmak zordur ama dirayetli gidiyorsunuz.’ demiştim.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Özbekistan’a her gelişinde Buhara, Semerkant ve Taşkent başta olmak üzere ülkenin çok değiştiğini ve geliştiğini gördüğünü söyledi.
Mirziyoyev’in yapısal reformlar da yapmak istediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Uluslararası kurumlarla iş birliği yapıyor, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) başta olmak üzere. Biz de bu süreci destekliyoruz. Hatta, Türkiye’den biliyorsunuz, değişik alanlarda uzmanlar ve danışmanlar görevlendirildi. Onlarla da yakından çalışıyorlar. Tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Biz bu alanlarda ne yapmışız, ne oldu, ne tür eksikliklerimiz oldu, uygulamada nasıl aksaklıklar oldu vesaire, tecrübelerimizi paylaşıyoruz.”
- “(Türkmenistan’ın) Tarafsızlık politikası, ikili ilişkilerimizi engelleyen bir politika değil”
Çavuşoğlu, Türkmenistan’ın “daimi tarafsız ülke” statüsü temelinde izlediği dış politikası göz önünde bulundurulduğunda, kendisinin ülkeye yaptığı ziyaretin ilişkilerin yoğunlaşmasına yol açıp açmayacağına ilişkin bir soruya, “Tarafsızlık politikası, ikili ilişkilerimizi engelleyen bir politika değil. Bazı teşkilatlara üyeliğini ilgilendiren ya da bazı konularda görüş ve tutumlarını ilgilendiren bir politika ama ikili ilişkilerimizin önünde bir engel değil.” yanıtını verdi.
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov ve Dışişleri Bakanı Raşid Meredov’la görüşmelerinde ikili ilişkileri ele aldıklarını söyleyen Çavuşoğlu, Meredov’un Ankara ziyaretinden 1 hafta sonra kendisinin ülkeye yaptığı ziyaretten onların da çok memnun olduğunu anlattı.
Çavuşoğlu, Berdimuhammedov’un Türkiye’ye yönelik bazı “jestler yaptığını” belirterek, şunları kaydetti:
“Mesela ülke tüm uçuşlara kapalı, THY’nin Türkmenabad şehrine uçmaya başlaması konusunda izin vereceklerini söyledi. Ayrıca, salgın sebebiyle bizim tır şoförleri veya hiçbir ülkenin tır şoförü Türkmenistan’dan geçemiyordu. Gelip malları Türkmenbaşı Limanı’nda teslim ediyordu. Şimdi onların da geçişine izin verecek. Tabii, Azerbaycan’dan çıkmadan önce bir (Kovid-19) test ve Türkmenbaşı Limanı’na geldikten sonra da bir test.”
- Azerbaycan ve Türkmenistan’ın Hazar Denizi’ndeki “Dostluk” sahası
Çavuşoğlu, Azerbaycan ve Türkmenistan’ın Hazar Denizi’nde “Dostluk” olarak adlandırdıkları hidrokarbon sahasını ortaklaşa araştırmak ve geliştirmek üzere anlaşmalarının ardından, Türkiye’nin konuya ilişkin sürece dahil olup olmayacağı yönündeki soruya cevaben, konuyu her iki tarafla da görüştüklerini belirtti.
Gelecek günlerde üçlü toplantıların ve zirvelerin yapılacağını ifade eden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Türkiye-Türkmenistan Zirvesi’nin ve Türkiye-Türkmenistan-Azerbaycan Zirvesi’nin düzenleneceğini vurguladı.
Dışişleri bakanları olarak bir araya geldiklerini, ihtiyaç olursa zirve hazırlıklarını tamamlamak için yeniden görüşebileceklerini dile getiren Çavuşoğlu, bu konunun üçlü zirvelerde ve görüşmelerde ele alındığını, ikili düzeyde de değerlendirildiğini söyledi.
- “Özbekistan’la 5 milyar dolar ticaret hacmini belki 5 yıldan önce yakalarız”
Türkiye- Özbekistan ilişkilerini ticaret, turizm gibi alanlarda 5 yıl sonra nerede gördüğüne dair bir soruya ise Çavuşoğlu, “Allah bozmasın, ilişkilerimiz dört senede sıfırdan bu noktaya geldi.” yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, iki ülkenin liderlerinin samimi bir kardeşliği olduğunu belirterek, Özbekistan’ın büyük reformlar yaptığını, iki ülke ilişkilerinde de sonuç odaklı çalışıldığını kaydetti.
İlişkilerde her konunun takip edildiğini ve alınan kararların uygulandığını vurgulayan Çavuşoğlu, “O yüzden beş sene sonra çok daha iyi olacağız ve 5 milyar dolar ticaret hacmini yakalayacağız. Belki daha önce de yakalarız. Yatırımlarda birinciyiz. Çok daha fazla yatırım olacak. Ülke gelişiyor, çok daha gelişecek. Bizim de tabii bunda katkımız olacak. İlişkilerimiz inşallah böyle devam edecek, beş on sene sonra bambaşka olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna’dan, Rusya’nın yasa dışı ilhak ettiği Kırım’da yabancıların toprak sahibi olmasını yasaklamasına tepki gösterdi.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleg Nikolenko, bugün yürürlüğe giren ve Rusya’nın yasa dışı ilhak ettiği Kırım’ın bazı bölgelerinde yabancıların toprak sahibi olmasını yasaklayan uygulamasının yok hükmünde olduğunu bildirdi.
Nikolenko, Ukrayna resmi haber ajansı Ukrinform’a yaptığı açıklamada, Rusya’nın bir kez daha uluslararası hukuku görmezden geldiğini belirtti.
Kararnamenin hükümsüz olduğunu ve hukuki yükümlülüğü olmayacağını vurgulayan Nikolenko, Kırım’da Ukrayna’nın egemenliğinin tesisinden sonra hak ihlaline uğrayanların haklarının geri verileceğini açıkladı.
Nikolenko, Rusya’nın Kırım’ı Ruslaştırmaya devam ettiğine dikkati çekerek Kırım’daki Ukraynalı toprak sahiplerinin haklarının ihlal edilmesi konusunun, gerçekleşecek Kırım Platformu’nda ele alınacağını kaydetti.
Rusya’nın yasa dışı ilhak ettiği Kırım’ın bazı bölgelerinde yabancıların toprak sahibi olmasını yasaklayan kararname bugün yürürlüğe girmişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, söz konusu kararnameyi 20 Mart 2020’de imzalamıştı.
G7, Rusya’nın Kırım’ı ilhakını 7. yılında kınadı
G7 ülkeleri, “Rusya’nın Ukrayna’nın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına zarar vermeye devam eden eylemlerini” kınadıklarını ve Kırım’ın ilhakını tanımayacaklarını bildirdi.
İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve ABD’nin dışişleri bakanları ile Avrupa Birliği (AB) Yüksek Temsilcisinin ortak açıklamasında, “Ukrayna’nın bağımsızlığı, egemenliği ve uluslararası kabul görmüş sınırları içinde toprak bütünlüğüne olan sarsılmaz destek ve bağlılık” yeniden teyit edildi.
Rusya’nın Kırım ve Sivastopol’u yasa dışı ve gayri meşru ilhakının 7. yıl dönümünde yapılan açıklamada, “Rusya’nın (ilhakı) meşrulaştırma girişimleri tanınmıyor ve tanınmayacak.” ifadesine yer verildi.
- Kırım Tatarlarına yönelik ihlaller
Rusya’nın bu yerlerdeki insan hakları ihlallerini, özellikle de Kırım Tatarlarına yönelik olanların kınandığı vurgulanan açıklamada, Moskova hükümeti, uluslararası yükümlülüklerine saygı göstermeye, bölgeyi uluslararası gözleme açmaya ve haksız yere tutuklanan herkesi derhal serbest bırakmaya çağrıldı.
Ukrayna’nın, Uluslararası Kırım Platformu kurma girişiminin memnuniyetle karşılandığına işaret edilen açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’yı istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine, özellikle de Minsk anlaşmaları kapsamında verdiği taahhütleri göz ardı ederek Donetsk ve Luhansk bölgelerinin belirli yerlerindeki eylemlerine kati suretle karşı olunduğu kaydedildi.
Açıklamada, “Minsk anlaşmalarının tam olarak uygulanması, barışa giden yoldur. Rusya, Doğu Ukrayna’daki çatışmanın ara bulucusu değil bir tarafıdır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
- “Kırım Ukrayna’dır”
Geçen yılki ateşkesin memnuniyetle karşılandığı ancak “Rus destekli silahlı oluşumların son zamanlardaki askeri tırmanışlarının” kınandığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Rusya Federasyonu’nu, Ukrayna’nın doğusunda desteklediği silahlı oluşumlara mali ve askeri destek sağlamak, 100 binlerce Ukrayna vatandaşına Rus vatandaşlığı vermek suretiyle yaptığı çatışmayı körükleme eylemlerini durdurmaya, bunun yerine Ukrayna tarafından yakın zamanda atılan ve temas hattının her iki tarafındaki insanların yaşamlarını iyileştirmeye yardımcı olmayı amaçlayan adımların karşılıklı olmasını sağlamaya çağırıyoruz.”
Barışçıl çözüm bulma çabalarının takdir edildiği açıklamada, “G7, yaptırımların uygulanmasına olan bağlılığını tam olarak sürdürüyor ve bağımsızlığı, egemenliği ve uluslararası kabul görmüş sınırları içerisinde toprak bütünlüğünü desteklemek için Ukrayna’nın yanında olmaya devam edecek. Kırım, Ukrayna’dır.” ifadesine yer verildi.
Kırgızistan’da “Türk Dünyası’nın Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu sempozyum düzenlendi.
Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) ve Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ), Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te “Türk Dünyası’nın Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu sempozyum gerçekleştirdi.
TBMM’nin Kuruluşunun 100. Yılı, Türk Devletlerinin Bağımsızlıklarını Kazanmalarının 30. Yılı ve 2021 İstiklal Marşı Yılı dolayısıyla düzenlenen sempozyuma, TÜRKPA Türk Grubu Türk ve Kırgız milletvekilleri, akademisyenler ve büyükelçiler katıldı.
Sempozyuma, Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darhan Kıdırali ve Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Günay Efendiyeva çevrim içi katılırken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı ve KTMÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop video mesaj gönderdi.
Açılış ve oturum konuşmalarında, Türk Dünyası’nı oluşturan ülkeler ve kurumlar arasındaki iş birliğine, halklar arasındaki birlik ve beraberliğe, Azerbaycan’ın Karabağ’daki zaferine, Türk Dünyası’nı tehdit eden unsurlara değinildi.
Sempozyumun açılışını yapan ev sahibi KTMÜ Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, bu yıl ayrıca Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinin kuruluşunun 25’inci yılını kutladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Manas Üniversitesinde yetişen ve mezun olan gençlerin dünyada bir misyon üstlendiğini ve bu misyonu yerine getirmeleri gerektiğini ifade ettiğini hatırlatan Ceylan, “Manas Üniversitesi ailesi olarak, Cumhurbaşkanımızın direktiflerini gerçekleştirmek üzere yol almaya devam ediyoruz.” dedi.
KTMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Asılbek Kulmırzayev, 700’e yakın idari ve öğretim görevlisinin görev aldığı ve 6 bine yakın öğrencisi olan Manas Üniversitesinden bugüne kadar mezun olan 9 binden fazla gencin Türk Dünyası’na hizmet etmesini gaye edindiklerini belirtti.
TÜRKPA Genel Sekreteri Altınbek Mamayusupov, TÜRKPA’nın Türk dili konuşan ülkeler arasında iş birliğinin gelişmesini amaçladığını bildirdi.
TÜRKPA Türk Delegasyonu üyesi İstanbul Milletvekili İsmet Uçma, Türk Dünyası’nın en büyük gücünün birlik ve beraberlik olduğunu ifade etti.
Dışişleri: Kırım’ın ilhakını tanımıyoruz, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz
Dışişleri Bakanlığı, Kırım’ın ilhakına ilişkin “Uluslararası hukukun ihlalini teşkil eden bu fiili durumu tanımadığımızı bir kez daha yineliyor, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğimizi teyit ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Bakanlıktan Kırım’ın Rusya tarafından yasadışı ilhakının 7. yılı vesilesiyle yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, Ukrayna’ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin 7 yıl önce bugün düzenlenen gayrimeşru bir referanduma dayandırılarak Rusya Federasyonunca ilhak edildiği anımsatıldı.
- “Türkiye Kırım’daki gelişmeleri yakından izlemeyi sürdürecek”
Ayrıca Kırım’ın asli unsurlarından olan Kırım Tatar Türklerinin emniyet ve esenliğinin yanı sıra kültürel kimliklerinin korunmasına verilen önem yeniden vurgulandı.
Açıklamada, “Uluslararası hukukun ihlalini teşkil eden bu fiili durumu tanımadığımızı bir kez daha yineliyor, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğimizi teyit ediyoruz” ifadeleri kullanılırken Türkiye’nin Kırım’daki gelişmeleri yakından izlemeyi sürdüreceğinin altı çizildi.
Ukrayna, “Kırım’ın Kurtarılması ve Yeniden Entegrasyonu Stratejisi”ni kabul etti.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, “Kırım’ın Kurtarılması ve Yeniden Entegrasyonu Stratejisi”ni kabul ettiklerini duyurdu.
Kuleba, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan yaptığı açıklamada, Rusya’nın Kırım’ı ilhak ettiği 2014’ten bu yana gerekli olan tarihi bir belgeyi kabul ettiklerini bildirdi.
Kırım’ın Kurtarılması ve Yeniden Entegrasyonu Stratejisinin kabul edildiğini belirten Kuleba, “Mesajımız açık, yalnızca dünyayı Kırım’ın bize geri dönmesi için yardım etmeye çağırmıyoruz, aynı zamanda Ukrayna (Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy liderliğinde kendi sistematik çabalarını da gerçekleştiriyor.” ifadesini kullandı.
Kuleba, Kırım’ın geri kazanılması için 3 adım olduğunu kaydederek, “İlki bugün onaylanan Strateji, ikincisi Sağlamlaştırma: Kırım Platformundaki partnerlerle ortak gayretlerimiz ve üçüncüsü Sinerji: Kırım’da uluslararası hukukun ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün tekrar sağlanması.” değerlendirmelerinde bulundu.
Macaristan, Türk Konseyi ülkeleriyle ilişkisini stratejik düzeye taşımak istiyor
Türk Konseyi gözlemci üyesi Macaristan Başbakanı Viktor Orban da zirvede yaptığı konuşmada, en son Özbekistan’la önemli anlaşma yaptıklarını ve yakın zamanda Kırgızistan’da da büyükelçilik açacaklarını kaydederek “Bizim amacımız Türk Konseyi ülkeleriyle ilişkilerimizi stratejik düzeye taşımak.” ifadesini kullandı.
Orban, Türk Yatırım Fonunun kurulmasını önemsediklerini ve Macaristan tarafının gerekli bütçeyi sağlamaya hazır olduğunu dile getirdi.
‘‘Türkmenleri Bölme Adımlarından Vazgeçin’’
Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Parlamentoda yaptığı konuşmada, parlamento başkanlığı ve siyasi kitlelerin yargının etnik ve mezhepsel anlamda Kürt, Şii ve Sünni olarak icraatlarına karşı tepki gösterdi.
Parlamentonun oturumunda söz hakkı alan Salihi, yargının böyle olmasının İnsan haklarına aykırı olduğunu ve özellikle Türkmen ve Hristiyanların haklarının çiğnendiği anlamına geldiğini söyledi.
Salihi ayrıca, özellikle bunun başında olan, siyasi kitleler ve tüm yürütme organlarının bu durumun farkında olmalarını ve Türkmenleri bölme ve hiçe sayma adımlarından vazgeçmelerini istedi.
Türkmenlerin haklarının göz önünde bulundurulmasına dikkat çeken Salihi,Siyasi kitlelerin, Türkmenleri Şii ve Sünni olarak bölmekten vazgeçmelerini ve federal mahkemenin etnik ve mezhepsel esası üzerine yürütmekten uzak durmalarını istedi.
Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Kerkük Kalesi’nin restore edilmesi için çağrıda bulundu.
Kerkük’ün tarihi kalesi kentin diğer önemli tarihi eserleri gibi kaderine terk edilmiş durumda. Binlerce yıl geçmişe dayanan bir tarihe sahip olmasına rağmen Kerkük kalesi müteakip hükümetler tarafından hep ihmal edilmiş durumda.
Kerkük kalesi geçtiğimiz yüz yılın doksanlı yıllarının başında Saddam rejimi tarafından yıktırılarak oradaki Türkmenler zorla uzaklaştırıldılar. Kendi kaderine terk edilen bu önemli ve simgesel yer zamanla evleri, camileri ve tüm tarihi yerleri yok olmaya başladı.
Kerkük kalesi artık dosta hüzün ve düşmana adeta sevinç veriyor duruma geldi. Kısa süre önce 1863 yılında Bağdat valisi Namık paşa döneminde inşa edilen tarihi Osmanlı kışlasının bir bölümü yıkılmıştı. Kayseri çarşısı da 2018 yılında çıkan yangında tahripten nasibini almıştı. Kayseri çarşısı TİKA tarafından yeniden onarıldı.
Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Kerkük’ün tarihini ve geçmişinin özünü taşıyan tarihi eserlerin göz göre göre yok olmaya mahkûm olduğunu söyledi. Salihi yayınladığı bir bildiride, başta UNESCO olmak üzere uluslararası tüm kurum ve kuruluş ve Başbakan Mustafa Kazimi’ye çağrıda bulunarak Kerkük’teki tarihi eserlerin imarı ve yenilenmesini istedi.
Salihi özellikle Başbakan Mustafa el Kazimi’ye çağrı yaparak, her geçen gün bir parçası yok olmaya mahkûm olan Kerkük kalesinin yeniden onarılmasını istedi.
Salihi, yayınladığı bir bildiride, başta UNESCO olmak üzere uluslararası tüm kurum ve kuruluş ve Başbakan Mustafa Kazimi’ye çağrıda bulunarak, Kerkük’teki tarihi eserlerin imarı ve yenilenmesini istedi.
Kerkük Milletvekili Salihi: “Kerkük Sınırlarının İçinde PKK Terör Örgütünün Karargâhı Var”
Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Irak’ın Kerkük kentinde, terör örgütü PKK’nın karargahı bulunduğunu ve Kerküklülerin güvenliğinin tehdit altında olduğunu belirtti.
Erbil’de Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Erbil Ofisi açılışı için bir tören düzenlendi. Açılış törenine, Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Hakan Karaçay, Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Etnik ve Dini Oluşumlardan Sorumlu Bakanı ve ITC Yürütme Kurulu Üyesi Aydın Maruf, Türkmen parti yetkilileri ve çok sayıda misafir katıldı.
Karaçay, törende yaptığı konuşmada, Türkmenlerin Irak nüfusunun üçüncü en büyük, IKBY’nin de ikinci en büyük grubunu oluşturduğunu hatırlatarak, “Biz her vesileyle Türkmen kardeşlerimizin hayatın, siyasetin, ekonominin her alanında layık oldukları temsil seviyesine ulaşması gerektiğini, bu yöndeki temennimizi her zaman dile getirdik.” dedi.
ITC’nin yeni bürosunun bu temennilerinin daha da gerçekleşmesi yönünde olumlu katkıları olacağına inandıklarını belirten Karaçay, “Bizlerin destekleri her zaman Türkmen kardeşlerimizin yanında olacak.” ifadesini kullandı.
- “Kerküklülerin güvenlikleri tehdit altındadır”
Bağdat ile Erbil arasında PKK’nın Sincar’dan çıkarılması için 5 ay önce imzalanan anlaşmaya ilişkin AA muhabirine konuşan Salihi de Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmanın, terör örgütlerini bu bölgeden uzak tutmaktan geçtiğini kaydetti.
Salihi, “Irak hükümetine defalarca terör örgütlerinin barındırılmasının, komşu ülkelerden önce Iraklılara zarar vereceğini söyledik. İki gün önce PKK terör örgütü yandaşlarının Irak ordusuna yaptıkları saldırıda orada (Sincar) yaşanan bir gerginlik oldu. Maalesef Irak hükümeti bunu halen çözememiştir.” diye konuştu.
PKK’nın Sincar dışındaki varlığına da dikkati çeken Salihi, şunları kaydetti:
“Kerkük’ün civarında Çimen ve Leylan bölgelerinde terör örgütlerinin vahim bir şekilde orada olmaları ve Kerkük sınırının içinde bu örgütün barındırılması, artık Mahmur’dan ve Sincar’dan daha çok tehlikedir. Bu konu Irak hükümetinin görevidir.”
Salihi, PKK’nın Kerkük’teki varlığının tüm Iraklılar için tehdit oluşturduğunu vurgulayarak, “Şu anda Kerkük’ün civarında, Leylan’da, Çimen’de Kerkük sınırlarının içinde PKK terör örgütünün karargahı var. Bu demektir ki, Kerküklülerin güvenlikleri tehdit altındadır. Bunun yanında uyuşturucu maddelerin kuzeyden getirilmesi ve Kerkük’te şehir merkezinde dağıtılması büyük bir tehlikedir bizim için. Bütün Kerküklüler ve Iraklılar için tehlikedir.” değerlendirmesinde bulundu.
- “Bu gruplar (PKK) her gün tehdit oluşturuyor”
Türkmen Bakan Maruf da Sincar Anlaşması’nın uygulanması ve bölgenin normalleştirilmesinin gerekliliğine işaret ederek, Sincar’daki siyasi ve güvenlik istikrarının bütün bölgeyi etkilediğini kaydetti.
“Zorla göçe maruz kalmış 100 binden fazla Ezidi kardeşimiz bu yasa dışı gruplardan dolayı daha bölgelerine dönemediler.” diyen Maruf, Sincar Anlaşması’nın uygulanmasının birinci derece sorumluluğunun Irak hükümetinde olduğunu dile getirdi.
Erbil’in Sidekan beldesinde dün PKK tarafından tuzaklanan patlayıcının infilak etmesi sonucu 1 Peşmerge’nin hayatını kaybetmesine ilişkin konuşan Maruf, şunları aktardı:
“Tabii ne yazık ki dün PKK tarafından önceden yerleştirilen mayının patlaması sonucunda 1 Peşmerge şehit oldu. Bu güvenlik sorununun bir an evvel çözülmesi gerekir. Bu gruplar her gün tehdit oluşturuyor. Geçenlerde o bölgede Peşmerge güçlerine saldırı yapılmış, kaç tane Peşmerge şehit olmuştur.
O yüzden buradaki yasa dışı silahlı güçlerin, bu güvenlik sorununun bir an evvel çözülmesi gerekir. Çünkü güvenlik sorunu olduğu sürece diğer alanları da olumsuz etkiler.”
Maruf, Türkiye ile IKBY arasındaki ilişkilerin önemli olduğunu da vurgulayarak, Erbil ve Ankara arasında siyasi, diplomatik, kültürel, ekonomik olarak güzel ilişkiler bulunduğunu ve her zaman bu ilişkilerin daha iyi olmasını desteklediklerini söyledi.
“Kerkük IKBY’nin Parçası Olamaz Olmayacaktır”
Kerkük Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin bir parçası olamaz olmayacaktır” bu mesajı Kerkük milletvekili Erşat Salihi, KDP liderinden birine yöneltti.
Bağdat düzenlenen basın toplantısında konuşan Salihi, Kerkük’ün Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin bir parçası olamayacağını belirtti. Kerkük’ün Kürt partileri arasındaki çekişmelerden uzak tutulması gerektiğini vurgulayan Salihi, Türkmen kimliğine sahip Kerkük’ün bir Irak şehri olduğunu da kaydetti.
Türkmenlerin 1920’lerden beri Kerkük için kurbanlar verdiğini hatırlatan Salihi, şovenizm sloganlarının başta Kürt halkı olmak üzere Kerkük’teki etnik gruplar arasındaki barışı da tehdit ettiğini bildirdi. Salihi ayrıca Kerkük’teki Federal güçlerinin varlığını işgal olarak niteleyen Kürt Partilerinin şehirde karargâhlarını açmaya çalışmasından şaşırdığını dile getirdi.
Altunköprü Türkmen Katliamının Şehitleri Anıldı
Kerkük Kışlası Irak Türkmenleri Şehitler ve siyasi Mahpuslar Derneği, Irak Türkmen Cephesi Altunköprü Bürosu ile iş birliği içinde Altunköprü Şehitleri Mezarlığında anma merasimi düzenledi.
Anma merasimi Şehitlerin ruhuna Kuran-ı Kerim’den ayetler ve Fatiha Suresinin okunmasıyla başladı.
Türkmeneli Televizyonu tarafından canlı olarak yayınlanan Anma merasiminde parti liderleri,Türkmen Şahsiyetler, şehit yakınları ve vatandaşlar hazır bulundu.
Kerkük Kışlası Irak Türkmenleri Şehitler ve siyasi Mahpuslar Derneği başkanı Haşim Salihi, Devrik rejimin Tuzhurmatu, Tazehurmatu ve Altunköprü’de işlediği katliamlarda onlarca Türkmenin şehit düştüğünü belirtti.
Irak Türkmen Cephesi Altunköprü büro sorumlusu Zeki Köprülü ise Katliamın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen Şehitleri unutmadıkların dile getirdi.
Kerkük milletvekili Erşat Salihi’de yaptığı konuşmada yaklaşık yüz yıldır Türkmenlerin bu topraklarda varlık gösterebilmek için çetin bir mücadele sürdürdüğünü vurguladı. Salihi, Türkmenlerin birliğini bozmaya çalışan tarafların hedeflerine ulaşmayacağını da kaydetti.
Erşat Salihi, Irak Türkmen Cephesi başkanlığından istifa etti
Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi, bugün Altunköprü Katliamı’nın 30. yıl dönümünde düzenlenen anma töreni esnasında görevinden istifa ettiğini duyurdu.
Bugün Türkmen Altunköprü kasabasında, Irak Türkmen Şehit ve Tutuklu Aileleri Derneği tarafından 30 yıl önce gerçekleşen Altınköprü Katliamı’nda şehit edilen Türkmenler için anma töreni düzenlendi. Törene, Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı ve Kerkük milletvekili Erşat Salihi’nin açıklamaları damgasını vurdu. Salihi, Irak Türkmen Cephesi başkanlığı görevinden istifa ettiğini açıkladı. Seçim yapılana kadar Irak Türkmen Cephesi başkanlığına başkan yardımcısı Hasan Turan vekalet edecek.
Salihi, Osmanlı döneminde bile Türk millet değerlerine inanan Türkmen siyasi hareketlerin var olduğunu altını çizdiği konuşmasında, “Türkmen milletinin varlığı, Türkmen şehitleri sayesinde ayakya kalabildi, dolayısıyla dava adamaları asla şehitleri unutmayacak ve yollarında yürüyecek!” dedi.
Erşat Salihi, “Milletimizin emaneti olan Türkmen Cephesi’nin genel başkanlığını 2010 yılından yürütüyorum. Elimden geldiği kadar çaba sarfettim. Ne yazık ki bazı Türkmen partileri yabancı güçlerin eliyle zayıf düşürmek istiyorlar. Türkmen Cephesi’nin genel başkanlığını bugün itibarıyla yürütme kuruluna devrediyorum, bundan sonra ben Türkmen Cephesi’nin milletvekiliyim ve bir ferdiyim”, diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Kerkük milletvekili, Türkmen Cephesi, Türkmen milletinin nefesidir, bu nefesi kesmek isteyen var, ama asla izin vermeyeceğiz.”
“Türkmenler Irak’ın Toprak Bütünlüğünü Savunmaktan Taviz Vermeyecek”
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, yönetimde yapılan değişiklikten sonra da Irak Türkmen Cephesi olarak ülkedeki Türkmenlerin yasal halklarını elde etme ve ülkenin toprak bütünlüğünü savunma prensibinden taviz vermeyeceğini söyledi.
Turan, “Türkmenler Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmaktan taviz vermeyecek.” ifadesini kullandı.
Turan, ITC’nin Irak’ta Türkmenlerin siyasi ve yasal haklarını elde etmek esası üzerinde kurulduğunu da hatırlattı.
Ülkedeki müteakip hükümetlerin Türkmenleri siyasi ve yasal anlamda göz ardı etmeye çalıştığını kaydeden Turan, “Ülkenin üçüncü esasi unsuru olan Türkmenlere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmasına izin vermeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
- Yeni dönemde ITC daha da toparlayıcı olacak
Turan, Türkmenlerin Irak’ta daha güçlü olması için ITC’nin yeni dönemde daha toparlayıcı ve kucaklayıcı olacağını vurgulayarak, “Türkmenler tüm alanlarda güçlü olmalı. Irak’ta söz sahibi olmamız için tüm Türkmen kurum, kuruluş, parti ve derneklere kucak açarak birliğimizi güçlendireceğiz. Başka şansımız yok.’’ ifadesini kullandı.
Irak siyaseti ve devlet makamlarında Türkmenlerin yeterli şekilde temsil edilmediklerini anımsatan Turan, ciddi adımlar atarak gerek Bağdat gerek Erbil’de Türkmenlerin hak ettikleri yerlerde temsil edilmelerini sağlayacaklarını anlattı.
- Irak’ın bölünmesi tehlikesi
Turan, ülkenin bölünmesine karşı çıkan ve toprak bütünlüğünü en çok savunan Türkmenlerin mezhepsel anlamda bölünmeye maruz kaldıklarını belirterek, “Telafer’de Türkmenler arasında (Şii-Sünni) kardeş çatışması başlattılar ama başaramadılar.” dedi.
Türkmenlerin yoğunlukla yaşadıkları bölgelerin terör örgütü DEAŞ tarafından ele geçirilmesinin de bir oyun olduğunu aktaran Turan, bölgelerini terk etmek zorunda kalan binlerce Türkmen’in yurt içi ve dışında hala göçmen durumunda olduğuna dikkati çekti.
ITC Yürütme Kurulu’nun Kerkük’te dün gerçekleştirdiği toplantıda alınan karara göre, parti yönetiminde görev değişikliğine gidilmişti.
Buna göre, 2011 yılından itibaren Erşat Salihi’nin yürüttüğü ITC Başkanlığına, Başkan Yardımcısı Hasan Turan getirilmişti.
BM üyesi 19 ülkeden ortak açıklama: Rusya, derhal Kırım’ın işgaline son vermelidir
Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 19 ülke, Rusya’nın Kırım’ı ilhakının 7. yıl dönümü dolayısıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde düzenlediği toplantıya tepki gösterdi. Rusya’nın Kırım’ın işgalini meşrulaştırma çabalarına karşı yapılan ortak açıklamada, Rusya’nın BM’de düzenlediği Kırım konulu etkinliklerin yarımadadaki gerçek durumu çarpıtma amacı taşıdığı belirtildi.
Rusya Federasyonu, 17 Mart 2021 tarihinde BM Güvenlik Konseyinde Arria Formatı’nda Kırım konulu toplantı düzenledi. Propaganda amacıyla düzenlenen toplantıdan sonra BM üyesi olan 19 ülke ortak açıklama yayımladı. Ortak açıklamaya; Avustralya, Belçika, Bulgaristan, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Fransa, Gürcistan, Almanya, İrlanda, Letonya, Litvanya, Hollanda, Norveç, Polonya, Slovakya, Ukrayna, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri imza attı.
- BM üyesi ülkelerden Rusya’ya Kırım’daki işgale son verme çağrısı
BM üyesi ülkelerin Rusya’nın propaganda amaçlı toplantısına tepki gösterdiği açıklamada, “Bugünkü toplantı, Kırım’daki gerçek durumu çarpıtmayı amaçlıyor ve sadece Rusya’nın işgal çıkarlarına hizmet ediyordu. Rusya, Kırım’daki durumun daha iyi anlaşılmasıyla gerçekten ilgilenseydi; BM, AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) ve Avrupa Konseyi temsilcilerinin ayrıca uluslararası insan hakları gözlem misyonlarının, sivil toplum örgütleri temsilcilerinin Kırım’a engelsiz erişimini sağlardı.” denildi. Bu bağlamda açıklamada, Rusya’ya işgale derhal son verme, insan hakları ihlallerini durdurma, yasa dışı olarak alıkonulan tüm Ukraynalı siyasi tutsakları serbest bırakma, Ukrayna’daki saldırganlığa son verme, kendi uluslararası yükümlülüklerine saygı gösterme ve Minsk Anlaşmalarına uygun olarak taahhütlerini yerine getirme çağrısı yapıldı.
Açıklamada, “Rusya’nın insan hakları ihlallerini ve yarımadanın askerileştirilmesini kınıyoruz. Rusya’nın Kırım Özerk Cumhuriyeti’ni ve Akyar (Sivastopol) şehrini ilhak etme girişimini şiddetle reddediyoruz. Rusya’nın eylemleri küresel endişe kaynağı ve BM Şartı da dahil olmak üzere uluslararası hukuka ve Helsinki Nihai Senedine aykırıdır.” ifadeleri kullanıldı.
BM ülkelerinin açıklamasında, “Rusya’nın söz konusu eylemleri, küresel endişe kaynağıdır ve BM Şartı da dahil olmak üzere uluslararası hukuka aykırıdır.” ifadesine yer verildi.
Kırımoğlu: Türkiye’nin Kırım Platformu’na olan desteğine minnettarız
Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin 7’nci yılında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Kırımoğlu, Kırım’ın yasa dışı ilhakının ardından uluslararası camianın tepkisinin çok sert olmasını beklediğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirterek; yarımadada en çok baskının Kırım Tatarlarına yapıldığını vurguladı.
Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin 7’nci senesinde yaşanan gelişmeleri ve bu yıl Kırım’ın işgalden kurtarılması için uluslararası çabaları birleştirecek olan Kırım Platformu’nu değerlendirdi. AA’ya konuşan Kırımoğlu, Rusya’nın 2014’te Kırım’a girdikten sonra ilhakın 7 yıl devam edeceğini düşünmediğini belirterek, “Zannettim ki dünyanın tepkisi başka olacak, çok sert olması lazımdı ama maalesef olmadı.” ifadesini kullandı.
- Kırımoğlu: İşgalci Rusya’nın baskısı en çok Kırım Tatarlarına oldu
Kırımoğlu, “Ben inanmıyordum ki, 21. yüzyılda başka bir ülke senin ülkene girecek, tanklarıyla işgal edecek ve o da yetmiyor gibi senin toprağını kendi toprağına katacak. 2008’de Gürcistan’da yaptıkları gibi kukla bir cumhuriyet şeklinde yapacaklar sandım.” diye konuştu. O dönemde Kırım Tatarlarının Ukrayna’nın bütünlüğü taraftarı olduğunu ve referandumu boykot ettiklerini hatırlatan Kırımoğlu, “Bu nedenle işgalciler tarafından en çok baskı Kırım Tatar Türklerine oldu. Hapishanelerde 120 kadar tutuklu var, bunların yüzde 75’i Kırım Tatarları ama bizim nüfusumuz sadece Kırım’ın yüzde 13’ü. Ev aramalarının yüzde 95’i, kaçırılıp öldürenlerin yüzde 85-90’ı Kırım Tatarları.” değerlendirmelerinde bulundu.
- “1783’teki işgalden sonraki politika uygulanıyor”
Kırımoğlu, Rusların Kırım Tatarlarıyla hiçbir zaman anlaşamayacaklarını iyi bildiklerini ve bu nedenle Kırım Tatar halkını “gitmeye mecbur ettiklerini” kaydederek şöyle konuştu:
“1944’teki gibi hayvan vagonlarına doldurup Sibirya’ya yollamıyorlar çünkü 21. yüzyıldayız ama 1783’teki işgalden sonraki politikayı uyguluyorlar, o zaman da böyle baskılar oldu ve halkımızın büyük çoğunluğu, özellikle Kırım savaşından sonra Osmanlı topraklarına göç etti. Çeşitli tahminlere göre Türkiye’de 3 ila 5 milyon arası Kırım asıllı Kırım Tatar Türkü yaşıyor.”
Kırımoğlu, işgalci Rusya’nın Kırım’a çok sayıda nüfus getirdiğine dikkati çekerek, “Rusların resmi açıklamalarına göre 205 bin kişi gelmiş, bize göre 600 bin, hatta Kırım’daki soydaşlarımız 1 milyona yakın olduğunu söylüyor. Sanki Rusların toprağı yeterli değil de 17 milyon kilometrekare toprakları var ama kendi köylerini bırakıp buraya geliyorlar.” dedi. Bunun bir politika olduğunu dile getiren Kırımoğlu, “Rusya Kırım’ı terk etmek zorunda kalsa bile nüfusu orada bırakacak. Ukrayna’nın politikasına tesir etmek için insanlarını getiriyorlar. Bu konuda Ukrayna parlamentosunda gerekli karar almamız lazım, bu kişilere Ukrayna vatandaşlığı verilmeyecek, bunlar kanuna aykırı bizim sınırlarımızı geçtikleri ve topraklarımıza yerleştikleri için ceza alıp sonra vatanlarına dönmeliler.” diye konuştu.
- “Rusya büyük bir Kuzey Kore haline geliyor”
Kırımoğlu, Rusya’ya işgal ve saldırganlık konusunda uluslararası yaptırımların tesiri olduğunu ancak yeterli olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Mart 2014’te Vladimir Putin’le konuşmadan sonra NATO toplantısı için Brüksel’e gittim. Onlar da yaptırımlar uygulayacaklarını ve mutlaka Kırım’ın serbest kalacağını söylediler. Ben de ‘1979’da Ruslar Afganistan’a girdiğinde yaptırımlar uyguladınız, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını 10 yıl bekledik, yine mi 10 yıl bekleyeceğiz?’ dedim. Onlar da şimdi zaman çok dinamik, o kadar sürmez dediler ama maalesef 7 sene geçti.”
Yasa dışı ilhakın Rusya için ekonomik ve prestij bakımından büyük zarar getirdiğini aktaran Kırımoğlu, “Rusya Federasyonu yavaş yavaş büyük bir Kuzey Kore haline geliyor. Hiçbir yere onları davet etmiyorlar. Dünya anladı da ama maalesef gerekli davranışlar yapılmıyor. Belli tabii ülkelerin Rusya’yla bağlantıları var, gaz ve petrol gibi, bazı rejimler Rusya desteğiyle ayakta duruyor. Tabii biz tüm dünya destekleyecek diye beklemiyorduk. 27 Mart 2014’te Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda 100 ülkenin katılımıyla çok doğru bir karar (Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek) alındı.” ifadesini kullandı.
- “Türkiye’nin Kırım Platformu’na desteğine minnettarız”
Kırımoğlu, bu sene Kırım Platformu girişimleri olacağını belirterek, “Ukrayna’nın işgal altında olan birkaç parçası var, 20 bin kilometrekare Donbas ve 26 bin kilometrekare Kırım. Donbas’ın kurtarılması için Minsk Anlaşması gibi platformlar var, ilerleme yok ama yine de görüşülüyor.” dedi. Kırım konusunda Rusya’nın müzakerelere açık olmadığını anımsatan Kırımoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ne dünya ne Ukrayna bunu kabul eder. Biz de dedik ki 27 Mart’ta BM’de işgale karşı oy veren ülkeleri toplayalım ve böyle karar almıştık ama bu devlet böyle davranıyor ne yapmalıyız, bunu konuşacağız. Dışişleri Bakanlığı 114 ülkeye davet yolladı. AB, Kanada, İngiltere ve ABD destekliyor. 16 Ekim 2020’de Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’le Türkiye’ye gittiğimizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştük ve bir deklarasyon oldu. Türkiye, platformu yüzde 100 desteklediğini ve katılacağını açıkladı, buna minnettarız.”
Kırım Tatar halkının milli lideri Kırımoğlu, platformla Kırım sorununun dünya basınında gündeme geleceğine dikkati çekerek; platform başarılı olsa da olmasa da mücadelenin devam edeceğini belirtti.
Çubarov: Petrol ambargosu, SWİFT sisteminden çıkarılması Rusya’yı Kırım’dan çekilmeye zorlayacaktır
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Kırım dâhil tüm Ukrayna topraklarından geri çekilmesini sağlamak için Rusya’ya uygulanan baskının daha sert olması gerektiğini vurguladı. KTMM Başkanı, Kremlin’in uluslararası ambargo sayesinde ekonomik baskıya maruz kaldığı taktirde işgal ettiği Kırım’dan çekilmeye zorlanacağını dile getirdi.
KTMM Başkanı Refat Çubarov, Kremlin yönetimini işgal ettiği Kırım’dan çekilmeye zorlamak ve müzakere masasına oturtmak için bazı uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
- “Petrol ambargosu uygulanırsa Rusya, önkoşul olmaksızın Kırım’dan çekilebilir”
Sosyal medya üzerinden bugün açıklama yapan Çubarov, “Yalnızca uluslararası siyasi ve diplomatik tecrit ile ekonomik ilişkilerin asgari seviyeye düşürülmesi, Rus petrol ve gazına ambargonun uygulanması, Rusya’nın SWİFT sisteminden çıkarılması, Moskova’yı herhangi bir önkoşul olmaksızın Kırım da dahil olmak üzere işgal altındaki Ukrayna topraklarının işgalden arındırılmasına ilişkin müzakere masasına oturmaya zorlayacaktır.” ifadelerini kullandı.
Bilindiği üzere, Ukrayna Parlamentosu, 16 Mart 2021 tarihinde kabul ettiği kararda uluslararası örgütler ve yabancı devletlere, Kırım’ın işgalini ve yarımadadaki insan hakları ihlallerini kınama ve Rusya’ya uygulanan yaptırımları güçlendirme çağrısında bulundu. İlgili çağrıyı içeren karar tasarısı, Ukrayna Milletvekili Rüstem Umerov tarafından hazırlandı.
Çubarov: İşgalin her bir yılı, Kırım Tatarlarına giderilmesi onlarca yıl sürecek zarar veriyor.
Kırım Tatar Milli Meclisi (KTMM) Başkanı Refat Çubarov, Rus işgalinin Kırım’ı her yönden olumsuz etkilediğine dikkat çekti. KTMM Başkanı, işgalin her bir yılının Kırım Tatarlarına giderilmesi onlarca yıl sürecek zarar verdiğini ifade etti.
Herson Valiliğinde Kırım’ın Rus İşgaline Direniş Günü dolayısıyla, 2 Mart 2021 tarihinde düzenlenen yuvarlak masa toplantısında konuşan KTMM Başkanı Refat Çubarov, “Kırım’ın çevresi, tarihi anıtları için işgalin sonuçları çok ağır. Onları yüzyıllar boyunca düzelteceğiz.” ifadelerini kullandı. Uzun süredir savaş durumunda olan Ukrayna için bağımsız bir ülke olarak güçlenmenin ve gelişmenin çok zor olduğunu belirten Çubarov, Kırım Tatarları için ise işgalin her bir yılının giderilmesi onlarca yıl sürecek zarar verdiğini vurguladı.
- “İşgalin Kırım Tatarlarına verdiği zararı anlamıyorlar”
KTMM Başkanı, Ukrayna’da bazı siyasetçilerin, işgalin Kırım Tatarlarına verdiği zararı anlamadığını belirtti. Uzun yıllar boyunca sürgünde yaşayan halkın yarımadaya dönerek bağımsız Ukrayna devleti şartları altında Kırım’da yeni hayata başladığını söyleyen Çubarov, “Şimdi ise Moskova yine topraklarımıza geldi ve daha önceki dönemlerde yaptıkları şeyleri yapıyorlar. Bizi tekrar ve tekrar yarımadanın dışına itiyorlar.” dedi.
Kırım’da işgalcilerden “vergi” adı altında yeni haraç taktiği!
Yedi yıldır Rus işgali altında bulunan Kırım’da işgalci yönetim, bu yıldan itibaren “emlak vergisi” uygulanmaya başlanacağını duyurdu. İşgalciler, sözde vergi miktarının taşınmazın kadastro değerine göre hesaplanacağını belirtti.
Rus işgali altında bulunan Kırım’da işgalci yönetim, 2021 yılından itibaren “emlak vergisi” adı altında Kırım sakinlerinden yeni haraç toplama uygulamasına başlayacak. Rusya Federal Vergi Servisinden yapılan açıklamaya göre; ev, daire, garaj, park yeri ve diğer yapılar gibi taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı olan kişiler artık “emlak vergisi” ödeyecek. İşgalciler, “vergi” miktarının taşınmazın kadastro değerine göre hesaplanacağını kaydetti.
İşgalcilerden Aluşta’daki camiye baskın
Rusya tarafından işgal edilen Kırım’ın sözde yönetimi, Aluşta Din Cemiyetine baskı uygulamaya devam ediyor. İşgalci güçlerin, baskılarını artırmak amacıyla bugün Aluşta’daki Yukarı Cami’ye baskın düzenlediği öğrenildi.
İşgalci güçler ve Kırım’ın sözde Müftülüğü temsilcileri, bugün Aluşta’daki Yukarı Cami’ye güya denetleme yapma bahanesiyle baskın düzenledi. Qirimİnfo haber sitesine konuşan avukat Rustem Kamilev, işgalci yönetiminin Aluşta Din Cemiyetini lağvederek camiyi Kırım’ın sözde Müftülüğüne devretmek istediği için işgalci güçlerin ilgili camiye devamlı olarak baskınlar düzenlediğini anlattı.