İletişim: sakinoner@hotmail.com
Yurt sorunu, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın kaldığı tarikat evindeki yaşantıdan şikâyet ederek intihar etmesinden sonra yeniden gündeme geldi. Devlet, Anayasa’daki “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” kapsamında, maddî imkanlardan yoksun her öğrencinin, burs ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Öğrenciler barınma ihtiyaçlarını Gençlik Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne (KYK) bağlı yurtlarda yer bulamayan öğrenciler ya özel sektörün yurtlarından ya kiralık evlerden ya da tarikat ve cemaat yurtlarından karşılıyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı: “Özellikle yurt konusunda bugüne kadar hiçbir iktidarın yapmadığı yatırımları yaptık. Bizden önceki dönemlerde böyle yurtlar söz konusu değildi. Biz göreve geldiğimizde 190 olan yurt sayısını 700’e çıkardık. Bugün yurtların 700 bin kapasitesi var” diyor.
KYK’nın 2003 yılında 190 öğrenci yurdu varken, 2021 yılında ülke geneli ve Kıbrıs’ta 755 yurdu var. Türkiye’de 2003 yılında 72 devlet ve vakıf üniversitesi vardı. 2021 yılında ise 209’u devlet ve vakıf üniversitesi, 5’i de bağımsız meslek yüksek okulu olmak üzere toplamda 214 yüksek öğrenim kurumu bulunuyor. 2003 yılında örgün eğitimde okuyan 1 milyon 800 bin üniversite öğrencisi varken, 2022 yılında 3 milyon 800 bin öğrenci var. Bu durumda üniversiteye giden öğrenci sayısı 2003 yılına göre yüzde yüzden fazla arttı ama yurtlardaki yatak kapasitesi, aynı oranda artmadı.
KYK yurtlarının bir kısmı kendi malı, bir kısmı ise özel sektörden kiralanmış. Sadece 2015-2016 yılları arasında kiralama yoluyla teslim alınan bina sayısı 96. Bu binaların yatak kapasitesi ise 90.241. TOKİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü yurt binası yapıyor, yine de özel sektörden yüksek fiyatlarla yurt kiralanıyor. Özel sektör, devlet arazisinde 15 ile 35 yıl öğrenci garantili yurt yapıyor. Özel sektör yurdu teslim ettiği andan itibaren yatak başı ödeme yapılıyor.
Tüm Yurt ve Barınma Hizmetleri İşverenleri Sendikası (TÜYİS) Başkanı Umut Gezici’nin verdiği bilgilere göre; “Suriyeli ve Afganistanlı sığınmacılar yüzünden kira bedelleri 2-3 kat arttı. Üniversite sayısındaki artışa rağmen yurt sayısı artmadı. Tarikat-cemaat ve bazı vakıfların çoğu ruhsatsız yurtlar yaptıkları gibi, “Yap-işlet-devret” sistemiyle ödeme garantili ve şehir merkezine çok uzak yurtlar yapıyorlar. Yatakları boş kalsa da yatak parası yaz kış kesintisiz ödeniyor. Çaresiz yoksul gençler, hiç istemeseler de tarikatlara itiliyor. 50 bin yatak tarikatların elinde. İstanbul’da FETÖ operasyonu sonrası el konulan bir binaya, “Bu bina OHAL kapsamında devlet malı olmuştur” afişi asıldı. Ama bina KYK yerine iktidar yandaşı bir dini cemiyete tahsis edildi. Bu cemiyet, “Birincisini anlamlı kılan ikinci üniversite” sloganıyla, Türkiye’de 188 öğrenci yurdu işletiyor. Cemaat ve vakıf yurtları kadar tehlikeli olan bir de kaçak ve ruhsatsız yerler var. Hiçbir kontrol yok. ‘Kız oteli’, ‘erkek öğrenci evi’ diye kendilerini tanıtıyorlar. Denetim olmayan bu yerlerde, gençleri uyuşturucu gibi birçok ciddî tehlikeler bekliyor. Bu ve benzeri kaçak yerlerin yatak kapasitesi 150 bini aştı. Aileleri bu tehlikeleri hiç bilmeden ‘aylık 100 lira ucuz’ diye, çocuklarını bu denetimsiz yerlere bırakıp, memleketine dönüyor.” Ayrıca iktidar partili belediyeler, belediye bütçesinden yaptırdıkları veya restore ettirdikleri binaları bitirdikten sonra cemaat ve tarikatların kurdukları vakıflara veya derneklere devrediyor. Onlar da hem yurtta kalan öğrencilerden bir ücret alıyorlar, hem de devlet bütçesinden destek alıyorlar.
Bu durumda neler yapılabilir?
Yurt sorununu çözmek, öncelikle Anayasa’daki “eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” kapsamında devletin görevidir. Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü (KYK) de hemen yeni yurt yaptırmak üzere harekete geçmelidir. İkincisi, yerel yönetimlerin yurt yaptırmasıdır. Meslek odalarının, eğitim vakıflarının ve sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda ellerini taşın altına sokmaları gerekiyor. Atatürkçü, cumhuriyetçi ve milliyetçi olduğunu söyleyen iş insanları ve hayırseverlerin de bu konuda üzerlerine düşenleri yapmalıdırlar. Ayrıca bu konuda şu anda uygulanabilecek pratik bir çözüm önerim var. TOKİ’nin elinde büyük bir yapı stoku var. Devlet bu binaları yurt ücretini geçmeyecek ücretlerle yurtlara yerleşemeyip açıkta kalan öğrencilere kiraya verilmesini sağlamalıdır.
Eğer yurt sorununu çözmezsek, birçok gencimizin hayatını zehir etmeye veya sonlandırmalarına izin vermiş olacağız.