İletişim: sakinoner@hotmail.com
Her siyasi iktidar, eğitimi kendi zihniyetine göre yönlendirmek, yeni nesilleri kendi zihniyetinde yetiştirmek istemiştir. 2012 yılında 4+4+4 sistemine geçilmesi, bütün liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesi, Anadolu lisesine sınavla öğretmen atamasının kaldırılması, öğretmen atamalarında mülakat yapılması, aynı politikanın bir sonucudur.
Millî Eğitim Bakanlığı, 2014 yılı başında “yurt içinde ve dışında yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle iş birliği anlaşmaları çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar ile belirli eğitim reformu ve programları uygulayan okulların Proje Okulu olarak belirlendiğini ve bu kapsamdaki okullara yönetici ve öğretmen atamalarının Valiliklerce değil, Bakanlıkça yapılacağını belirtmiştir.
Başlangıçta 44 okul “Proje Okulu” olarak seçilmiş, bu sayı kısa zamanda 155’e ulaşmıştır. Bugün Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde lise düzeyinde 2153 Proje Okulu var. Proje Okulları toplam liselerin yüzde 20'sini oluşturuyor.
Proje Okulu kapsamına alınan okullar, başlangıçta, eğitim kalitelerinin daha da artacağını düşünerek, çok sevindiler. Bu kapsama alınmayan okullar da, bu kapsama alınmaları için birbirleriyle yarışa girdiler. Fakat ben başından beri Proje Okullar uygulamasına sıcak bakmadım.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan “Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği” 1 Eylül 2016 gün ve 29818 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Proje Okullara öğretmen atama hususu 18 Ekim 2024 tarihinde kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun 22. maddesine de eklenmiştir.
Bu yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra iki husus dikkatimi çekti. Birinci husus, Proje Okul olarak seçilen okullarla ilgilidir. Seçilen okullar; merkezi lise giriş sınavında yüksek puan alan öğrencilerin girdiği ve akademik başarısı yüksek okullardı. Ayrıca Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan, kendine özgü kurumsal kültürü oluşmuş tarihi okullar da Proje Okul kapsamına alınmıştı. İkinci dikkatimi çeken husus, Bakanlığın diğer okullara model olarak seçtiği bu okullara öğretmen atama şekli olmuştur. O tarihe kadar bütün okullarda öğretmenler Valiliklerce Öğretmen Atama Yönetmeliğine göre atanıyordu. Bu yönetmeliğe göre öğretmenler, kendi istekleriyle ve hizmet yılı, eğitim, başarıları ve performansına göre oluşturulan puanla atanıyordu.
Proje Okulları Yönetmeliği ile bu okullara öğretmen atama yetkisi doğrudan doğruya Bakanlığa verildi. Başka hiçbir kriter yoktu. Bu da atamaların tamamen keyfi olarak yapılacak demekti. Bunun da anlamı, mevcut Öğretmen Atama Yönetmeliği ile kadrosu istenildiği gibi dizayn edilemeyen okullarda, Bakanlığın hiçbir kriter gözetilmeden yapılacak atamalarla kadrolaşma yapabilmesi demekti.
2016 yılında Proje Okullar Yönetmeliği kabul edildikten sonra, Proje Okulu seçilen okullarda 8 yılını dolduran bütün öğretmenler zorunlu olarak rotasyona tabi tutuldu. İlk olarak 2016 yılında özellikle tarihi okullardaki yöneticilerin ve öğretmenlerin yüzde sekseni- doksanı değiştirilmiştir. Bu uygulama bu okullarda sadece kadrolaşmaya yol açmamış, kurumun hafızasını sıfırlamış, kurum kültürüne büyük zarar vermiştir. Fakat geçmiş yıllarda bu uygulamalar öğretim yılı sonunda okulların tatilde olduğu dönemde meydana geldiği için tepkiler, bu yılki kadar büyük olmamıştır. Bu yıl, bir zamanlama hatası yapılarak ikinci dönem başlarken başvurular alınmış, Nisan ayı başında sonuç açıklanmış, uygulamasının Haziran ayı sonunda yapılacağı bildirilmiştir. Öğretim yılının ortasında böyle bir uygulama yapılması, eğitime atılan bir bomba gibidir. Ataması yapılan veya sekiz yılı dolduğu halde atanabileceği Proje Okulu bulunmadığı bildirilen öğretmen, kesinlikle verimli bir eğitim hizmeti veremez. Öğrenciler de bu öğretmenlerin derslerine konsantre olması mümkün değildir.
Proje Okullar uygulaması, 4+4+4 eğitim sistemi gibi bir projedir. Bu projeler birbirinin devamıdır.
Bakanlığın bu yılki uygulamasının yararı şu olmuştur; Türk kamuoyu, çeşitli haksızlıkları bünyesinde bulunduran Proje Okulları Yönetmeliğinin farkına varmıştır. Öğrencilerin okullarına ve öğretmenlerine sahip çıkması her türlü takdirin üzerindedir. Konu bu tepkiler nedeniyle siyasi platforma ve yargıya taşınmış. İnşallah olumlu bir sonuca ulaşılır.