İletişim: sakinoner@hotmail.com
2021 Yılının son günlerinde TBMM’ne sunulan Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısı önümüzdeki günlerde görüşülmeye başlanacak. En kalabalık memur grubu olan öğretmenler için çok önemli olan bu kanun tasarısı, inşallah günlük siyasete alet edilmeden eksiklikleri tamamlanarak en kısa sürede yasalaşarak hayata geçer. 1 milyon 200 binin üzerindeki öğretmeni yakından ilgilendiren bu kanun tasarısı, maalesef konunun paydaşlarının görüşleri tam olarak alınmadan alelacele hazırlandığı için eğitimin paydaşları ve eğitimle ilgili stk’lar tarafından çeşitli yönlerden eleştirilmektedir.
12 maddeden ibaret olan Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısının içeriği ile ilgili görüş ve eleştirilerimi belirtmek istiyorum.
1. Kanun tasarısında öğretmenliğe ilk atamada uygulanmakta olan mülakat sınavının da kaldırılacağı hükmü mutlaka ilave edilmelidir. Öğretmenlikte adaylık kaldırma sınavının iptal edilmesi olumlu bir düzenlemedir. Bunun yerine Aday Öğretmenlerin, eğitim ve uygulamadan oluşan Aday Öğretmen Yetiştirme Programına tabi tutularak adaylık süreci sonunda Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda başarılı olanlar öğretmenliğe atanacağı belirtiliyor. Yalnız Adaylık Değerlendirme Komisyonu’nun liyakat ve tecrübe sahibi eğitimcilerden kurulması ve objektif değerlendirme yapmaları önemlidir. Aksi takdirde bu komisyonların, öğretmenliğe ilk atamadaki mülakat komisyonlarından farkı kalmayacaktır.
2. Öğretmenlik kariyer mesleği olarak tanımlanarak, bu meslek mensuplarının aday öğretmenlik döneminden sonra; “öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik” gibi üç kariyer basamağına ayrılacaklar. Her kariyer basamağının hakları, görevleri ve sorumlulukları netleştirilecek.
3. 10 yılını doldurmuş öğretmenlerden, 180 saatten az olamamak üzere düzenlenen Uzman Öğretmenlik Eğitim Programını ve mesleki gelişim alanlarında Uzman Öğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaları tamamlamış olanlar, Uzman Öğretmen unvanı için yapılacak sınava başvurabilecekler. Yapılacak yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacaklar. 10 yılını doldurmuş öğretmenlerden Yüksek lisans yapmış öğretmenler ise sınavdan muaf tutularak, doğrudan “Uzman Öğretmen” olacaklar. Uzman Öğretmenler hem bir derece alacak hem de maaşlarında 1000 lira artış olacak.
4. Uzman Öğretmenlerden on yılını doldurmuş olanlardan, 240 saatten az olmamak üzere düzenlenen Başöğretmenlik Eğitim Programını ve mesleki gelişim alanlarında Başöğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaları tamamlamış olanlar, Başöğretmenlik unvanı için yapılacak sınava başvurabilecekler. Yapılacak yazılı sınavda 70 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacaklar. 10 yılını doldurmuş uzman öğretmenlerden doktora yapmış öğretmenler ise sınavdan muaf tutularak, doğrudan “Başöğretmen” olacaklar. Başöğretmenler hem bir derece alacak hem de maaşlarında 2000 lira artış olacak.
5. Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısındaki en önemli düzenleme olan “öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik” gibi kariyer basamakları konusunun, öğretmenler arasında yaratacağı başka sorunlar üzerinde durmak istiyorum. 2005 yılında başlayan ve 2006 yılında sonuçlandırılan ve bir daha tekrarlanmayan “Öğretmen Kariyer Basamakları Sınavı” sırasında Vefa Lisesi’nde müdürdüm. O tarihte toplam 600 bin öğretmen vardı. “Öğretmenlerin yüzde 20’si Uzman Öğretmen (120 bin), yüzde 10’u Başöğretmen (60 bin) olacak” dendi. Sadece “Uzman Öğretmenlik” için sınav yapıldı ve barajı aşan 90 bin civarında öğretmen “Uzman Öğretmen” yapıldı. Doktorası bulunan 300 civarında öğretmen de Başöğretmen yapıldı. O tarihten itibaren görevde olan Uzman Öğretmenler ve Başöğretmenler, diğer öğretmenlerden az da olsa farklı maaş aldılar. Bu sınav bir daha yapılmadığı için, sınava giremeyen diğer öğretmenler maddi yönden mağdur oldular. Bu da öğretmenler arasında yıllarca süren bir huzursuzluğa sebep oldu. Ayrıca Uzman Öğretmenler ve Başöğretmenlerden emekli olanların maaşlarına bu unvanlarından dolayı hiçbir fark yansımadı. TBMM’nin gündemindeki kanun tasarısında da, Uzman Öğretmenler ve Başöğretmenlerden emekli olanların maaşlarına bu unvanlarından dolayı bir fark yansıtılıp yansıtılmayacağı hususu belirtilmemiştir. Bu konuya da açıklık getirilmesi gerekir.
6. Öğretmen kariyer başmakları sınavında, mutlaka yüzde 50 oranında öğretmenleri ilgilendiren mevzuat (T.C. Anayasası, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, Milli Eğitim Teşkilat Kanunu vb. kanun ve yönetmelikler) ile pedagojik formasyonla ilgili sorular ve yüzde 50 oranında branş bilgisi ile genel kültür, güncel sorunlar, eğitimdeki çağdaş yaklaşımlar ve bilişim teknolojisi ile ilgili sorular sorulmalıdır.
7. Ayrıca öğretmenlere kariyer basamaklarında ilerleme imkânı sunulurken, lisansüstü eğitim için de çok önemli teşvikler verilecek. Fakat kariyer basamakları uygulanırken büyük sıkıntılar olacak. Bir defa 10 yılını tamamlayan her öğretmen Uzman Öğretmen veya 10 yılını dolduran her Uzman Öğretmen Başöğretmen olamayacak. İstekli olanlardan öngörülen eğitimi alanlar ve yapılacak sınavda başarılı olanlar bu unvanı kazanacak. Bazı öğretmen sendikaları, “Yıllardır var olan uzman-başöğretmenlik mağduriyeti ortada iken yapılması düşünülen sınav kabul edilemez. Öğretmenlik zaten bir ihtisas mesleğidir, her öğretmen uzmandır, kıdemi dolan her öğretmen ilgili tazminatlardan yararlanmalıdır” diyorlar. Bu görüşe prensip olarak katılmakla birlikte hiçbir hükümetin 1 milyon 200 binin üzerindeki öğretmenin tamamına aynı anda ilgili tazminatları vermesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Ama görünen o ki, tasarı bu şeklinde yasalaşırsa öğretmenler arasında bir ayrışmaya ve huzursuzluğa yol açacak.
8. Bu sınav ile ilgili de bazı eleştirilerim olacak. 2005 yılında yapılan sınavda sadece öğretmenleri ilgilendiren mevzuat (T.C. Anayasası, 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, Milli Eğitim Teşkilat Kanunu vb. kanun ve yönetmelikler) ile pedagojik formasyonla ilgili sorular soruldu. Sonuçta şunu gördüm, sınav sonunda branşında yetkin ve etkin olmayan, ders dışı hiçbir etkinlikte yer almayan ve performansı düşük olan bazı öğretmenler sınavı kazandı, branşında yetkin ve etkin olan, öğrencilerini proje yarışmalarına hazırlayıp başarılı olan ve performansı yüksek bazı öğretmenler ise barajı aşamadığı için Uzman Öğretmen olamadı. Bu sınavın en büyük eksikliği, branş bilgisi ile ilgili soru bulunmamasıydı. Bu sınavlarda ayrıca genel kültür, güncel meseleler, eğitimdeki çağdaş yaklaşımlar ve bilişim teknolojisi ile ilgili sorular da sorulmalıdır.
9. Bu kanun tasarısının getirdiği en önemli yeniliklerden biri, öğretmenlere 3600 ek göstergenin uygulanmasıdır. Tasarıya göre sadece Birinci derecedeki öğretmenlerin ek göstergeleri 3600`e çıkarılacak. Diğer derecelerde bulunan öğretmenler için de bu artışa göre düzenleme yapılması öngörülüyor. 3600 ek göstergenin sadece Birinci derecedeki öğretmenlere verilmesi, diğer derecelerdeki öğretmen arasında huzursuzluğa yol açacaktır. 3600 Ek göstergeden emekli öğretmenlerin de yararlandırılacağı hususu da mutlaka bu kanun kapsamına alınmalıdır. Ayrıca tasarının 8 inci maddesinde yapılan 3600 ek gösterge ile ilgili düzenlemenin 15.01.2023 tarihinde yürürlüğe girecek olması da bir huzursuzluk konusu olacaktır.
10. Mecburi hizmet hariç özlük hakları, atamalar, mazeret tayinleri başta olmak üzere sözleşmeli öğretmenler kadrolu öğretmenlerle aynı haklara sahip olacaklar. Sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu öğretmenlerle aynı haklara sahip olmaları yerine, bütün atamaların kadrolu olarak yapılmasının, sözleşmeli öğretmen kavramının milli eğitim mevzuatından çıkarılmasının daha uygun olacağını düşünüyorum.
11. Mecliste bu kanun aynen kabul edilirse, 3600 ek göstergenin yürürlük tarihi 15.01.2023 olacak. 3600 Ek göstergenin yayım tarihinde değil de 2023 yılında yürürlüğe girecek olması da öğretmenler arasında huzursuzluğa yol açacaktır.
12. Ayrıca bu kanun tasarısına, öğretmenlerin ve eğitim yöneticilerinin mesleki gelişmeleri sağlayacak Millî Eğitim Akademisi’nin açılması hususu da eklenmelidir.
Öğretmen sendikaları, Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısına paydaşlarla birlikte hazırlanmadığı ve öğretmenlerden görüş alınmadan hazırlandığı için karşı çıkıyorlar. Bu tasarı, büyük ihtimalle meclisin büyük çoğunluğu tarafından kısa sürede kabul edilerek yasalaşacak. Temennimiz bu kanunun, eksiklikleri tamamlanarak öğretmenin sosyal ve mali statüsünü yükselten bir kanun olarak kabul edilmesi ve bütün hükümlerinin 2022 yılında yürürlüğe girmesidir. O zaman 2022 yılı öğretmenlerin yılı olur.