Senan Kazımoğlu

Tüm yazıları
...

“ALEMDE ŞER, OĞUZ'DA ER TÜKENMEZ”

Senan Kazımoğlu

Türk milleti tarih sahnesine çıktığı ilk andan itibaren her zaman savaşçılığı ve kahramanlığı ile tanınmıştır. Bu millet tarihin her döneminde sayısız kahramanlar yetiştirmiş, inandığı değerler uğruna ölümü bile öldürüp gözünü kırpmadan şehadete yürüyen yiğitler var etmiştir. Dünya kahramanlığı ve ölüme meydan okumayı bu milletten öğrenmiştir. Türk milletinin bu özelliği geçmişte olduğu gibi bugün de devam ediyor. Allahın izniyle gelecekte de devam edecektir.

Bugün Türk milletinin son yıllarda yetiştirdiği kahramanların birisinden bahsetmek istiyorum. Birinci Karabağ Savaşı deyince ilk akla gelen kahramanlardan olan bu yiğit, mücadele adamı Ağdamlı Şehit Komutan Allahverdi Bağırov’dur.

22 Nisan 1946 yılında Teymur Bey’in ailesinde bir erkek çocuk dünyaya geldi. 7 kız çocuğundan sonra doğduğu için ailenin bu yeni üyesine Allahverdi adı verildi. Daha çocukken cesareti, sözüne sadık olması ve haksızlığa asla susmamasından gelecekte ne yaman bir yiğit olacağını belli ediyordu.

Gençliğinde çeşitli spor dallarında kendini deneyen ve birçok alanda galibiyetler alan Bağırov’un, en son futbol sevgisi ağır basmış ve bu sporda ilerlemeye başlamıştır. Futbol hayatına o zamanki adıyla “Mehsul” olan Ağdam takımında başlamış ve futbol hayatını bu takım ile bitirmiştir. Daha sonra aynı takımda baş antrenörlüğe kadar yükselmişti. O zamanlar birkaç defa isim değişen bu takım, 1987 yılından itibaren “Karabağ” takımı olarak anılmaya başlandı. Şehit Allahverdi Bağırov’un oyunculuğunu ve antrenörlüğünü yaptığı bu takım şu an Azerbaycan’ı Avrupa kupalarında temsil eden ve Türkiye’de de tanınan “Karabağ”dan başkası değildir. O sebepten “Karabağ” takımının bizim için her zaman ayrı bir yeri olmuştur. Çünkü bu takım bize Allahverdi Bağırov’un yadigarıdır. Karabağ Savaşına kadar antrenörlüğe devam eden Allahverdi Bağırov, Karabağ meselesi ortaya çıkınca çok sevdiği futbolu bırakarak vatan savunmasına koştu.

Allahverdi Bağırov Elçibey yönetimindeki Azerbaycan Halk Cephesi’nin Ağdam’daki başkanı olarak, Ağdam şehrinde üç renkli bağımsız Azerbaycan bayrağını dalgalandıran ilk kişidir.

Allahverdi Bağırov’un kardeşi Eldar Bağırov da kendisi gibi gözü pek ve yiğit birisiydi.  Karabağ Savaşı daha başlamadan Ağdam’ı ve civar köyleri korumak için gönüllü birlikler ve karakollar oluşturan Eldar, aynı zamanda Azerbaycan Milli Meclisi’nin üyesiydi. Eldar Bağırov’ın Karabağ’da yaşanan gerçekleri meclisteki yetkililerin yüzüne söylemesi bazılarını endişelendirmiş olacak ki, meclis dönüşü evinin önünde şüpheli şekilde şehit edildi. Kardeşinin şehadeti Allahverdi Bağırov’u derinden sarstı ve o günden sonra bir daha sakallarını kesmedi. Kardeşi Eldar’ın oluşturduğu gönüllü “Vatan Oğulları” birliğinin başına geçen Allahverdi Bağırov, ordusuyla destan yazmaya başladı. Birkaç saat içersinde aylardır yarılamayan düşman hatlarını darmadağın ederek ilerledi. Aldıkları köylerde askerlerine, ahalinin mallarına dokunulmaması konusunda uyaran Bağırov “Bir kimse ahalinin malına dokunursa, kendi öz oğlum bile olsa kurşuna dizerim. Biz hırsızlığa gitmiyoruz, toprak almaya gidiyoruz” diyordu.

Allahverdi Bağırov’un en büyük hizmeti Hocalı Soykırımı sonrası olmuştu. Hocalı Soykırımı Allahverdi Bağırov’un hayatında çok ağır izler bırakmış fakat o mücadelesine devam etmiş ve birkaç gün içersinde Ermeni esaretinde olan çoğunlu kadın ve çocuklardan oluşan binden fazla kişi onun gayreti ve mücadelesi sayesinde kurtulmuştur. Hatta Azerbaycan Türklerinin, Ermeni esirler ile değiş tokuş yapılmasını istemeyen Ermeniler, Allahverdi Bağırov’un elindeki Ermeniler için para teklif etmişler. Fakat Bağırov bunu kabul etmeyip, para değil Azerbaycanlı esirleri istemiştir. Sadece esirler de değil, Hocalı şehitlerinin cesetlerini bile Ermenilere bırakmayan Allahverdi Bağırov Ermeni vahşetinin dünyaya yayılmasına vesile olan o meşhur görüntülerin kaydedilmesini de sağlamıştı. O dönemde Allahverdi Bağırov’u tanıyanların hemen hemen hepsi Ermenilerin Allahverdi’den nasıl korktuklarını ve ondan çekindiklerini anlatıyorlar. Onun mücadelesini anlat gazeteci Nadejda İsmayılova şöyle diyor: “Onun yüzündeki solgun gülümsemeyi, yorgun yüzünü unutamıyorum. Bana öyle geliyordu ki bu güçlü, iri adam gözlerimin önünde bayılacak ve düşecek. Kimse onun ne zaman uyuduğunu bilmiyordu. Hiç uyuyor mu acaba? Ben, çekim ekibimizden Namık Şiralibeyov ve kameraman İzzat Azizov ile çekim için sabah erkenden başlardık. O zaman duyuyorduk ki Allahverdi bir yerlerde insanların yardımına koşuyor veya yapılması gereken operasyonu hallediyor. Bazen Ermenilerle pazarlık yapar, bazen ceset değiştirir, bazen de ağlayan anne ve kız kardeşlerin etrafında teselli edip saçlarını okşardı. Aniden gidip karakolları kontrol ederdi. Ağdam'ı koruyan çocuklara uyanık olmaları için talimatlar verirdi. Bir de bakıyordun eline hiç tüfek almamış yeni askerlere silah kullanmayı öğretiyor. Allahverdi, savaşların en yoğun olduğu merkezi olan Asgaran’a gider oradan ölü ya da diri Azerbaycanlıları, Ermenilerin elinden alır getirirdi. Bu Ermeni silahlı askerlerle karşılaşmanın her dakikasında ölüm vardı.

Haziran 1992 yılında Allahverdi Bağırov’un gönüllü birlikleri Karabağ üzerine büyük bir harekât yaparak birçok köyü ve strateji bölgeyi Ermenilerden kurtardılar. Karabağ’ın merkezine yapılacak büyük bir operasyon için tüm hazırlıklarını tamamlayan Bağırov’u 12 Haziran 1992 tarihinde aniden karargâha çağırdılar. Emir üzerine karargâha dönen Allahverdi’nin arabası mayına basarak paramparça oldu. Bu patlamada Allahverdi Bağırov şehit düştü. Şehadetinden sonra Allahverdi Bağırov Azerbaycan Milli Kahramanı adıyla taltif edildi. Allahverdi Bağırov’un şehadetinden sonra bir daha kimse, Ermenilerden onun kadar esir veya şehit cenazesi alamadı.

Allahverdi Bağırov’un yarım kalan operasyonunu Azerbaycan ordusu otuz bir yıl sonra 19 Eylül 2023 tarihinde gerçekleştirdi. Bu operasyon ile bir gün içersinde Azerbaycan ordusu Allahverdi Bağırov’un uğruna canını verdiği mücadelesini tamamlayarak, Hankendi’de Azerbaycan bayrağının dalgalanmasına sebep oldu.

Türk balası kurt olur misali, Allahverdi Bağırov’un biri erkek üç çocuğu vardır. Oğlu kendisiyle omuz omuza cephede savaşma şerefine nail olmuş, o şehit olurken daha küçük olan kızları, onun vefatından sonra babalarının yolunu devam ettirmişler. Şu an iki kızı da Azerbaycan ordusunun birer mensubudurlar.

En başa dönecek olursak Türk milleti Allahverdi Bağırov gibi kahramanları dün ve bugün yetiştirdikleri gibi yarın da bu vatana armağan edecektir. Bize düşen vazife ise bu yiğitlerimizi tanımak ve onları gelecek nesillerimize tanıtmaktır. Allah’ın izniyle kahramanlar var oldukça Türk milleti de yaşayacaktır. Dede Korkut’un da dediği gibi: “ALEMDE ŞER, OĞUZDA ER TÜKENMEZ”